Partiler iktidar olmak için kurulurlar. Bir siyasi partinin genel başkanı yürütme erkinin başına aday olması kuruluşunun doğası gereğidir. CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı adayı olması hem hakkı hem de topluma karşı görevidir. Sayın Genel Başkan halen CHP’nin Genel Başkanı mı? Evet. Halka vaatlerde bulunuyor mu? Evet. Parti programında Türkiye’yi yönetme vadi var mı? Var. 6’lı Masa’nın kurulmasına öncülük eden, kuran lider midir? Evet. O zaman bütün bunlara rağmen aday olmaması anormal değil mi? Parlamenter sistem olsaydı Cumhurbaşkanı adayı olmaması doğru olmazdı. Bu durumun aksi “davul birinin boynunda tokmak başkasının elinde’’ gibi olur. CHP seçmeni aksi bir durumu kabul eder mi? Etmemeli. Zaten de etmiyor!
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu da CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için “Güçlü bir ihtimal” demişti. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 6'lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adaylığı için;
-“6’lı masadan hakikaten oy birliğiyle bir aday çıkacağını,
-Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için ise, "Aday olma konusunda bir problem olmadığını,
-Elbette aday olma konusunda bir problem yok Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere, henüz biz adaylığa dair, isimler bazında değil ilkeler bazında konuştuklarını,
-Altı birbirinden farklı gelenekten gelen siyasi geleneğin genel başkanlarının bir araya gelip farklılıklarına saygı duymayı, müştereklerini çoğaltmayı ve öğrendiği bir masa olduğu, bunun o kadar büyük bir kıymetli olduğu ve doğru anlaşılması halinde o masadan hakikaten oy birliğiyle bir aday çıkacağını,
-Bunu yazdıklarını ve samimiyetle söylediklerini” söylemişti.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda İfade bir miktar “muğlak’’ olsa da “olmaz da’’ demiyor
Kıyamet, Sayın Gürsel Tekin’in her gün her yerde herkesin üzerinde ittifak ettiği bir ifadeyi bağlamından kopararak, 6’lı Masa’yı dağıtmaya, aralarına nifak sokmaya yeminli bazı troller balıklama atladılar. İyi niyetlerinde bir şüphemiz olmayan bazı İYİ Parti’liler de maalesef MHP’nin bilinen görüşlerine ırkçı, şoven politikalarına paralellik göstererek, konuyu gereğinden fazla abartarak 6’lı Masa karşıtlarının olayı köpürtmesine neden oluyorlar.
Ortada ne kurulan bir hükümet, ne de dağıtılan bakanlıklar söz konusu olmadığı halde sadece bir demokratik tavrın açıklaması olan söylemi sanki bir hükümet kuruluyormuş CHP de HDP’li bakanları kabinesine alıyormuş algısına katkı koymak son derece yanlıştır.
Ayrıca HDP’nin bu konuda bir beklentisi ve isteği olmadığı bilindiği halde bir bardak suda fırtına kopartılıyor. HDP solda siyaset yapan bazı parti ve demokratik kuruluşlarla zaten ittifak içinde olduğu, 6’lı Masa ile bir ilişkilerinin olmadığını açıklamasına rağmen!
Bütün bunlar bilindiği halde; iki de bir de 6’lı Masa’nın 7’nci ortağının HDP olduğu, masanın altında bulunduğu gibi küçültücü ifadeleri diline pelesenk eden; ‘’HDP’ye bakanlık verilecek mi?’’, ‘’HDP ile birlikte misiniz’’ gibi abzürt, maksatlı, manüplatif ve ayrıştırıcı ifadelerin üzerinde tepinen bazı sunucu ve yorumcuları da lisani münasiple nezakete davet edilmesi gerekir.
Görsel ve yazılı medyada Sayın Erdoğan’ın Anayasa’mıza göre; 3’üncü kez aday olamayacağı konusu ortada iken ve asıl tartışılması gereken konu bu iken sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığının her gün sudan sebeplerle tartışılması ise başka bir garabettir.
Birtakım çevrelerin sürekli olarak bazı belediye başkanlarını öne çıkararak Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun önünü kesmeleri de maksatlı ve manidardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ancak bir Anayasal düzenleme ile değiştirilip Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesini gerektirmektedir.
Bu durum gelecekteki seçimle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçilip geçilmeyeceği henüz belli değildir. Bu durumda Cumhurbaşkanı ayrı, parti başkanı ayrı sistemin yürümeyeceği çok açıktır. Hele ki seçilecek Cumhurbaşkanı ile onu desteklemesi gereken partinin uygulama aykırılıklarını Ülkemizi derin bir kaosa sürükler.
Her siyasi parti iktidara gelmek için tüzük hazırlar, proğram yapar, seçim beyannamesi hazırlar ve bunu bir kadro ile yapacağını ilan eder. Bu kadroda olmayan, hasbelkader veya koşulların dayattığı nedenlerden dolayı Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun tasavvur ve çabası ile Belediye Başkanı ya da milletvekili seçilenlerin de siyasi piyasa yapıcıların oyununa gelerek zımni de olsa kampanya yürütmeler ne etik ve ne de siyasi teamülllere uygundur.
Eğer yapılacak seçimde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ortadan kaldıracak siyasi ortam oluşmazsa o zaman sisteme devam edilecek ki değiştirecek koşullar oluşuncaya kadar.
O zaman yürütme erkini tamamen elinde bulunduran Cumhurbaşkanı ile Parti veya partiler arasındaki sorunları kim çözecek? Tabi ki masayı kuran, çeşitli unsurları bir araya getiren Türkiye’nin en köklü partisinin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu çözecektir. Başka bir şey düşünülmesi mümkün değildir.
Adı geçen sayın Belediye Başkanları, ya da başka zevatlar bu sorunların farkında olmalıdırlar. Siyaset uzun bir soluk ister. Süreç ister. Öncelikle gelinen görevde başarı hikayesi yazmak gerekirdi.
Her görüşe, her siyasal tercihe demokrat kişiliği ile saygılı olduğunu her seferinde kanıtlayan, bu konuda toplumda sempati uyandıran Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi içinde bulunduğu siyasal, sosyal ve ekonomik kaostan çıkartacak tek siyasi kişidir.
Bu anlamda 6’lı Masanın Cumhurbaşkanı adayı, hemen açıklanmalıdır. Bu Masayı oluşturan partilerin bazı yöneticileri sorun yaratma yerine sorun çözücü olmalıdırlar. “Kazanılacak aday’’ diye dışarıdan pompalanan, ön kesmeden başka hiçbir amaca olmayan ve Cumhur İtifakına hizmet etmekten başka bir işe yaramayan bu direnişe son verilmelidir. Masada başkaca aday olmadığına göre zaman kaybetmeden Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanmalıdır.
Son anketlere göre; Millet İtifakı’nın toplam oy oranı yüzde 50,8’dir. Bunun %28’i CHP’nin oyudur. İYİ Parti 16,1. Deva 2,5. Gelecek 2,8. Saadet 1,1. Demokrat 0.4. CHP’nın dışındaki oy oranları toplamı 22,9 etmektedir.
CHP’nin ve Liderinin 6’lı Masanın en büyük partisi olması, CHP’nin yüz yıllık bir tarihe sahip olması, Cumhuriyeti kuran pati olması, parlamentoda ana muhalefet partisi olması, genel başkanının 6’lı Masayı kuran ve öncülük eden lider olması, CHP’de her zaman olan “çok sesliliği’’ Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “’tek sesliliğe’’ dönüştüren, Devleti, siyaseti, bürokrasiyi bilen, nezaket, tevazu ve dürüstlüğü konusunda herkesin üzerinde birleştiği kişi olması da O Masa’nın adayı olmasını gerektirir.
Türkiye’de toplumsal bir hastalık haline dönüşen ‘’şundan Cumhurbaşkanı olmaz, bundan Cumhurbaşkanı olmaz’’ hastalığını da tedavi etmiş olacaktır.