Bu hafta New York Times gazetesinin gündeminde Ahmet Nejat Özsu adındaki bir Türk vardı. Özsu, 52 yaşındaki bir yazılım mühendisi, fakat pandemi nedeniyle uzun bir zamandır işsiz. New York Times’ın detaylı haberine göre 15 senedir Upper West Side’da bir odalı bir apartman dairesinde yaşıyor. Özsoy’un yaşadığı bina Naftali Group adındaki bir müteahhit firması tarafından 70 milyon dolara satın alındı. Firma binayı yıkıp yerine daha lüks bir konut projesi inşa etmek istiyor. New York’ta özellikle son yıllarda Central Park’a yakın eski binalar yıkılıyor ve yerine çok daha yüksek ve lüks gökdelenler yapılıyor ve bu dönüşümden ciddi bir gelir elde ediliyor.
Naftali Group, satın alma işleminden sonra apartmandaki kiracılara evlerini tahliye etmelerini söyledi. Kiracılar apartman sahibine/yönetimine kira ödedikleri için ya kira sözleşmelerini sonlandırıp binayı terk etti ya da bir tahliye antlaşması imzalayıp evlerinden çıkacakları bir zaman belirledi. Apartmanda aylık kira sözleşmesi sistemi uygulandığı için bu süreç hızlı bir şekilde işlemiş, fakat Ahmet Nejat Özsu kira sözleşmesini sonlandırıp evden çıkmayı reddediyor, şirket yönetimi de pandemi dönemindeki kiracıları koruyan yeni kurallar gereğince Özsu’yu tahliye edemiyor ve böylece büyük bir inşaat projesi başlayamıyor, şirketin 70 milyon dolarlık yatırımını bir Türk tek başına engelliyor.
Ahmet Nejat Özsu, işsiz kaldıktan ve birikiminin önemli bir kısmını yaklaşık 3.500 dolar olan kira bedelini ödemek için harcayınca New York eyaletinin pandemi döneminde faaliyete geçirdiği kira destek programına başvurmuş. Başvurunun sonucu henüz açıklanmamış, fakat eyalet yasalarına göre başvuru sonuçlanana kadar kiracıların tahliye edilmesi hukuka aykırı. Özsu’nun başvurusu kabul edilirse bir sene boyunca ödemeyeceği kira bedellerini eyalet ödeyecek ve Özsu’nun bir iş bulana dek evinde kiracı olarak kalması sağlanabilecek.
Naftali Group şirketi Özsu’ya evi tahliye etmesi için 30.000 dolarlık bir bedel önermiş, fakat Özsu bu bedeli reddederek binayı terk etmeyi reddeden tek kiracı olmuş. Şirket de bunun üzerine Özsu’ya karşı 25 milyon dolarlık bir tazminat ve tahliye davası açmış. Özsu ödemediği kira bedellerini de şirkete vermek istediğinde şirket ödemeyi kabul etmemiş. Şirket yetkilileri Özsu’nun 100 bin dolardan fazla bir tahliye bedeli talep ettiğini iddia etse de Özsu’nun iddiasına göre uyuşmazlığın tek sebebi maddiyatta anlaşmak değil. Özsu, gidecek başka bir yerinin olmadığını ve kiracı olarak evde oturmaya devam etmeye hakkı olduğunu belirtiyor. New York Times’tan Stefanos Chen’e konuşan Özsu “Bu benim karakterimle ilgili, sonuna kadar savaşacağım dediğim zaman sonuna kadar mücadele ederim” dedi. 25 milyon dolarlık tazminat davası bile Özsu’nun kararını değiştiremediğine göre Özsu’nun bu sözleri oldukça tutarlı olsa gerek.
Stefanos Chen’in haberine göre Özsu ve avukatının iddialarına göre Özsu’nun evden çıkmasını sağlamak isteyen şirket sürekli bir şekilde taciz niteliğinde uygulamalara imza atıyor. Özsu’nun evinin bulunduğu kata bina sahibi fabrikalarda kullanılan bir hava filtresi makinesi yerleştirdi ve bu makine durmadan çalışarak çok yüksek bir ses çıkarıyor. Özsu aynı zamanda kendisini rahatsız etmek amacıyla bulunduğu kata bir güvenlik kamerası yerleştirildiğini, kapısına plastik bir örtü asıldığını ve aracını park ederken geçtiğimiz günlerde projede çalışan işçilerle tartışma yaşadığını, bu nedenle polis çağıracak kadar rahatsız olduğunu belirtiyor.
Özsu’nun bu ısrarlı direnişi sosyal medyada oldukça ilgi çekti. New York’ta kiralık daire bulmak oldukça zor, bulduktan sonra yüksek fiyatlar nedeniyle kira bedelini ödemek de zor. Sadece kira bedeli değil, yüksek kaparo bedelleri, yeterli maddi kaynak göstermeniz ve bir kefiliniz de olması gibi çeşitli şartlar bulunuyor. Bu şartları sağlayanların da özellikle sağlam bir güvencesi yok. Özellikle belirli bölgelerde kiracılar doğrudan apartmanın sahibine, yönetimine kira bedellerini ödediği ve daireler de apartman sahibine ait olduğu için, binalar satıldığı zaman kiracıların ev toplu bir şekilde binayı terk etmeleri gerekiyor. Binayı terk eden kiracılardan sonra restore edilen veya yeniden inşa edilen binalara ise daha zengin kiracılar geliyor, böylece bölgede ciddi bir sosyal değişim de yaşanıyor.
New Yorkluların Özsu hakkındaki haberi “helal olsun” cümleleriyle paylaşmalarının da sebebi bu sistematik değişimdi. Bir kiracı 25 milyon dolarlık tazminat davasına rağmen evini terk etmiyor ve 70 milyon dolarlık bir yatırımı ilkeleri gereğince durduruyor. Özsu’nun ilkeleri kendisine karşı açılan davayı kazanmasına yetecek mi? Hep beraber cevabını öğreneceğiz, ama şimdilik Özsu Upper West Side’daki dairesinde köpeğiyle birlikte direnmeye devam ediyor.