CHP Meclis Grup Başkan Vekili Özgür Özel AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın muhalefet için, "beşinci kol" çıkışına karşı dedi ki; "Diktatör bozuntusu…"
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Özgür Özel için dedi ki;
- "Milli irade düşmanı bir şahıs Cumhurbaşkanımıza 'diktatör' diyerek yine demokrasi sınavından çakmış, faşistlik sınavından geçer not almış. Defalarca seçim kazanmış Cumhurbaşkanımıza 'diktatör' demek 5. kol faaliyetidir…"
Özgür Özel, Ömer Çelik'e yanıt vererek dedi ki;
- "Sayın Erdoğan çıkmış 'Türkiye'deki muhalefet 5. kol faaliyetidir' diyor, Franko şunu söylüyor; '4 koldan kuşattık 5. kol içerde çalışıyor.' Bir ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp ülkenin muhalefetine 5. kol derse, o Franko ile bir anılırsa, ona cevap verilirse, 'diktatör bozuntusu' denilirse, orada düzeltilecek tek kelime vardır. 'Bozuntu' kısmını geri alıyorum 'diktatör' sizin olsun…"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Kasım 2016'da, "Diktatör Erdoğan" manşetiyle yayınlanan Alman Bild gazetesi için dedi ki;
- "Baskılarla, gazetelerde bizi karikatürize edecekler, geri adım atacağız. Boşuna kafalarını yormasınlar, biz bunların ne olduğunu biliyoruz. Onlar bana 'Diktatör' demişler, hiç umurumda değil. Bir kulağımdan girer, diğer kulağımdan çıkar…"
O halde AKP'liler "Diktatör" kelimesini neden umursuyorlar? Neden bu kadar kafa yoruyorlar?
Erdoğan'ın hiç umurunda değil ki; "Bir kulağımdan girer, diğer kulağımdan çıkar…" diyor…
***
Değerli okurlarım,
Diktatör kelimesi, Fransızca dilinden Türkçe'mize geçen bir kelimedir.
Türk Dil Kurumuna göre, diktatör kelimesinin anlamı şu şekildedir:
- Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse,
- Zorba
16 Nisan referandumu ile parlamenter rejimin kaldırılması ve Temmuz 2018'den itibaren de Tek Adam rejiminin uygulanmaya başlanmasıyla "bütün siyasi yetkiler" Cumhurbaşkanı makamında toplandı.
Diktatörlüklerle yönetilen ülkelerde;
- Fikir özgürlüğü yoktur,
- Medya özgürlüğü yoktur,
- Kişilik hak ve özgürlükleri askıya alınmıştır,
- Demokrasi katledilmiştir
Örneği, Erdoğan'ın sık sık "Diktatör" diye eleştirdiği Mısır ve Suriye'den vereyim:
Nisan 2018'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 97,08 oy alan darbeci diktatör Abdufettah es-Sisi'nin kazandı.
Suriye'de 22 Temmuz 2020'de yapılan seçimi Esad'ın Arap Sosyalist Baas Partisi, kazandı.
Demek ki seçimlerin yapılması bir ülkede;
- Demokrasi olduğunun da, Diktatörlüğün olmadığının da göstergesi değildir…
AKP'li Ömer Çelik bu örneklere ne der?
***
Değerli okurlarım,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Erdoğan işbirliği ile referandumda yüzde 51,2 "evet" oyu çıkmasıyla ülkemizde "Tek Adam Rejimi" uygulanıyor.
Tek Adam Rejiminde;
Cumhurbaşkanı yardımcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Meclis komisyonlarının başkanları, bakanlar, bakan yardımcıları, Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargı üyeleri, hakimler, savcılar, valiler, kaymakamlar, BDDK, TMSF, TRT, RTÜK, YÖK, THY yönetimleri, emniyet müdürleri, generaller, amiraller, albaylar, bakanlıkların il müdürleri, ilçe müdürleri, rektörler, dekanlar, federasyon başkanları, kamu bankalarının yönetimleri, büyükelçiler, konsoloslar, genel müdürler ve yardımcıları cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
Diktatör kelimesinin öncül anlamı olan, "Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse" anlamına gelince;
Demokrasilerin vazgeçilemez kuralı olan;
- Yasama, Yürütme ve Yargı erkinden oluşan kuvvetler ayrılığı ülkemizde tek kişinin kontrolü altındadır.
Tüm bu yetkilerine bakınca, ülkemizi cumhurbaşkanı olarak yöneten her kim olursa olsun ona, "Diktatör" demek doğru mu değil mi?
Diktatör kelimesinin "Zorba" tanımının anlamı da şudur;
- "Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan kimse…"
O halde;
Cumhurbaşkanlığı gücüne güvenerek Erdoğan kendisini eleştirenlere, "söz hakkı ve davranış özgürlüğü" tanıyor mu, tanımıyor mu?
- Erdoğan diktatör mü? Hiç umurumda değil…
Canım Türkiye'm ve Türk milletim ise umurumda;
- Çünkü tek adam rejimine de Erdoğan'a da asla layık değildir.