Yerel seçim sonuçlarını değerlendiren bir bakanın, “İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediye başkanlarını bizzat Erdoğan seçti ama maalesef Erdoğan kaybetti” dediği başkent kulislerinde kulaktan kulağa yayılıyor.
Kim bu bakan çok kulis yaptım ama öğrenemedim.
Konuştuğum AKP milletvekillerinin bir kısmı, ”evet biz de duyduk” derken bir kısmı ise, “hiç duymadık” dediler.
AKP’nin kurucularından olan ancak halen milletvekili olmayan eski bakan, “Büyük iller kazanılsaydı Erdoğan kazandırdı denilmeyecek miydi? Evet, bir bakanın bu konuşmayı yaptığını ben de duydum. Ancak bana sorarsan Erdoğan eğer yerel seçim kampanyasında kendisini ortaya koymasaydı AKP tarihi hezimet yaşardı. Bu da göz ardı edilmemesi gereken diğer bir gerçek. Reis’in kamuoyunda hala kredisi var” diye konuştu.
Madem açık konuşuyoruz o halde ben de soruyorum.
Erdoğan büyük illeri neden Millet İttifakının partilerine kaptırdı? Nerede hata yaptı?
“Başta büyükşehirlerin ve tüm illerin hatta büyük ilçelerin AKP’li belediye başkanlarını bizzat Erdoğan seçti. Görünen en önemli yanlış kamuoyunda da AKP teşkilatlarında da yorgun olarak değerlendirilen adaylardır” diye yorum yapan eski bakan şöyle devam etti:
“Ekonomik kriz 24 Haziran seçimlerinden sonra önlenemedi ve dalga boyutunu da aşarak tsunami etkisi yaptı. Tsunami’nin önlenememesinin en önemli nedeni Sayın Berat Albayrak’ı ekonominin tek patronu olmasıdır.”
Değerli okurlarım,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş mazbatasını dün aldı. Hayırlı, uğurlu olsun, Allah mahcup etmesin ama önerim kutlamaları uzatmadan hemen kolları sıvasın.
Ankaralıların sıkıntılarını sorunlarını çok iyi bilen Yavaş’ın çok iyi bir kadro kurup hemen icraat dönemini başlatması lazım.
100 günlük acil eylem planı yaparak kolları sıvamalı, kısa, orta ve uzun vadeli planlarla vaatlerini yerine getirmelidir.
Bu arada her türlü provokasyona karşı da uyanık olmasını öğütlerim.
Kısa süre sonra Ekrem İmamoğlu’nun da mazbatasını alarak göreve başlaması ile Türkiye’de normalleşme dönemi başlayacaktır ki birinci öncelikli sorun da kuşku yok ki ekonomi olacaktır.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümette değişiklik yapacak” söylentileri de ekonomiyi kilitlemektedir.
Ya hızla bakanlar değişmeli ya da değişmeyecekleri hızla açıklanmalıdır.
AKP Manisa eski Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın önemli uyarılarını özetliyorum:
“Seçim bitti, bundan sonra hızla ülkenin biriken problemlerine yönelmek lazım. Kim kazandı kim kaybetti tartışmaları yersizdir.
Millet iradesine saygı esas olduğuna göre herkesin ortaya çıkan tabloya saygı göstermesi gerekir.
Özellikle İstanbul ile ilgili spekülasyonlar derhal bitirilmeli, yasa ve ahlakdışı yollara başvurulmamalıdır.
Meseleyi bu noktaya getiren Anadolu Ajansının akıl almaz tavrıdır. Kaptı kaçtı yayıncılığının faturası AK Partiye kesilmiş, bundan önceki seçim sonuçlarını bile tartışılır hale getirmiştir.
Hiç bir dönemde seçim süreçleri bu kadar sert, bu kadar kırıcı olmadı. Oysa AK parti demokrat, kucaklayıcı, topluma umut veren siyaseti ile daha önceki seçimleri kazanmıştı.
O dilden uzaklaştıkça milletten de uzaklaştı.
Kalemini satır gibi kullanan sözde taraftar yazarlar yüzünden AK Partinin ruhu mesabesinde olan birçok kaliteli isim partiden uzaklaştı.
Partiye hizmet adı altında habire bu partide önemli mevkilerde bulunmuş insanları vurdular.
AK Partiyi kuranlar hedef alındı. Bu ayarı olmayan tutum yeni parti kurmak isteyenlerin meşruiyet zemini oldu.
Siyasetin artık şu ayrıştırıcı, itibarsızlaştırıcı dili bırakması lazım.
İl, ilçe seçim kurulları yapılan itirazları değerlendirirken açıkça tarafsız davranmadılar.
Aynı mahiyette itirazlara farklı farklı kararlar verirseniz ortada yargı değil, devlet kalmaz. Partilerin yargısı olmaz, milletin yargısı olur.
Devlete sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Türkiye'nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur.”