Bu ayın “Lezzet Elçisi” yıllardır gastronomi alanında yaptığı çalışmaların ardından Türkiye’nin ilk gastronomi diplomasi etkinliği “Gastro Masa” ile ülkemize global bir marka kazandıran sevgili dostum Gökmen Sözen. Yaptığı çalışmalar ile sektörün gelişiminde önemli bir rol üstlenen Gökmen Sözen, Türkiye’de misafir ettiği dünyanın en ünlü şefleri sayesinde ülkemiz mutfak kültürünün tanınmasına da önemli katkılar sağlıyor.
Hiç kuşku yok ki dünya gastronomisine yöne veren kişilerin Gastro Masa ile İstanbul’da sektör profesyonelleri ile buluşması, ülkemiz gastronomisinin geleceğine yön verecek kişilerin global ölçekte vizyoner bir bakış açısı kazanması anlamında da her türlü takdiri hak ediyor.
Sevgili Gökmen mesleğe nerede ve nasıl başladın?
1993 yılından beri medya sektöründeyim, kariyerime Cine5 ve Star TV gibi medya kanallarında çalışarak başladım. 1999 yılında HoReCa sektörüne yönelik çalışmalar gerçekleştirmeye başladım, 2007 yılında ise bugünün gastronomi sektörünün nabzını tutan FoodinLife Dergisi’ni kurdum. Gastronomi sektörü için büyük önemi olan Local Chef, Osmanlı Mutfağı, Pastry of İstanbul and Chefs of the Future gibi yarışmaları organize ettim. Hala da Antalya’da Uluslararası Turizm Gastronomisi, Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi FSUMMIT kongrelerini düzenliyorum. Organizasyonunu yapmakta olduğum dünyaca ünlü şefleri ağırladığımız Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferanslarım her yıl büyük ilgi görüyor. Firmalara ve sektöre özel yeme-içme danışmanlıkları yürütürken aynı zamanda Gastroway isimli proje ile Türkiye’de ve dünyada gastronomi yolculukları düzenledim. Uzun yıllar yemek fotoğrafçılığı yaptım. Gastronomi sektöründeki yayıncılık kariyerime de Foodinlife, Patisserie by Foodinlife, Gastromasa, Hospitality Reader, Farm Network, Coffee Business, Meze Fest ve Gastroway gibi markalarla devam ediyorum. Ayrıca Türkiye’nin ilk global gastronomi dergisi olan Foodinlife World’ü SOZEN Group Yayıncılık ve Organizasyon altında çıkardım.
Gastromasa Gastronomi Konferansı’nı ve hedeflerini kısaca anlatır mısın?
Gastromasa kısaca uluslararası bir marka olarak konumlandırdığımız dünyaca ünlü bir gastronomi konferansıdır. Türk markası kimliği ile yola çıkan fakat uluslararası bir düzeye getirdiğimiz büyük bir çalışma. Gastromasa ayrıca Türkiye’nin ilk gastronomi diplomasi etkinliğidir. Türkiye’nin tek gastronomi dünya markası da yine Gastromasa Konferansı’dır. Bu proje, Türkiye’deki şeflerle, üreticilerle ve çiftçilerle Türk ve dünya gastronomisi arasında köprü kuran önemli bir etkinliktir. Dünyanın en iyi üç konferansından da biridir, Gastromasa. Bu bizim değil, dünyanın en önemli araştırma şirketlerinin sonuçlarıdır. Bugün Ukrayna’da savaş olmasaydı, Gastromasa’yı Ukrayna’da gerçekleştirecektik. Hedefimiz Avrupa ve Körfez ülkeleridir.
Gastronomi benim için her zaman bir tutku oldu. En büyük ilham kaynağımsa HoReCa sektörünün Türkiye’deki ilk dijital portalı FoodinLife’tı. Türk ve dünya gastronomileri arasında her zaman bir köprü kurmayı hedefledim. Gastromasa’nın çıkış noktası da FoodinLife’ta gerçekleştirdiğim röportajlar oldu. FoodinLife için dünyanın en önemli şeflerinden bazılarıyla röportaj yapıyordum ve en büyük tutkum farklı mutfakları deneyimlemekti. Onlarla sohbet ederken onları Türkiye’ye davet etmenin, mutfağımızı ve kültürümüzü göstermenin, onları genç Türk şeflerle tanıştırmanın güzel olacağını düşündüm. Gastromasa için ilk adımı da yine dünyaca ünlü bir isimden aldığım ilhamla attım. Aslında ben bir köprü kurmak istiyordum, bu yüzden Ferran Adria ile çok ilham verici bir röportajdan sonra bu bağlantıyı kurmaya karar verdim ve Gastromasa doğdu.
Hiçbir zorlukla karşılaşmadık, her şey mükemmel ilerledi.
Pandemi süreci herkes için zor ve mücadelelerle dolu geçti. Ama bu dönem benim için bir strateji planlama yılı oldu. Çiftçiler ve şefleri bir araya getiren ve iklim değişikliği nedeniyle önemi günden güne artan sürdürülebilir tarım uygulamalarını işleyen ‘Farm Network’ ve Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri olan Antalya’da ağırlama sektörünün ve gastronominin yıldız isimlerini bir araya getiren FSUMMIT gibi projelerle markamı güçlendirdim. Mezopotamya’dan Ege’ye uzanan etnik ve tarihi zenginliğimizi doğru bir şekilde anlatmak ve ülkemizi gastronomi turizminde önemli bir destinasyon haline getirmek istiyorum. Önümüzdeki süreçte de Gastromasa, FSUMMIT, Farm Network, FoodFest Antalya, GastroAntep, GastroRize ve Gastroway gibi organizasyonlarla bu amacı gerçekleştirmeyi sürdüreceğim.
Dünya gastronomi etkinlikleri içerisinde ilk 3 sırada yer alan VII. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı, bu yıl 19-20 Kasım 2022 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını yeniden açacak. “Sürdürülebilirlik & Biyoçeşitlilik” teması çerçevesinde şekillenecek olan VII. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı; Gastromasa Bar, Gastromasa Pastry, Gastromasa Hospitality konsepti ile Gastromasa’nın çatısı altında yer alacak. Konferansımız vesilesiyle yine sektöre yön veren dünyaca ünlü gastronomi profesyonelleri aynı çatı altında toplanacak. Dünyaca ünlü 40 şef ve pastry şef, 10 sommelier, 6 miksolojist; ayrıca sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik konusunda profesyonel konuşmacılar, yatırımcılar, şefler ve fikir önderleri VII. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’nda bir araya gelecek.
Türk mutfağının dünya mutfakları arasında saygın bir yer edinmesini en büyük hayalim olarak nitelendirebilirim. Gerçekleştirdiğim her projenin de bu hedefe doğru giden bir basamak olduğuna inanıyorum. Gastronomi sektörüne adım attığım ilk günden bugüne kadarki süreçte gastronominin en önemli isimlerini Türkiye’de ağırlamayı başardım. Bundan sonra da daha fazla dünyaca ünlü ismi ülkemize getireceğim, Türkiye’yi dünyaya daha fazla tanıtmak için çalışacağım. Yalnız konferans düzenlemekle kalmayacak, ekipçe misafirlerimizi farklı destinasyonlara götüreceğiz. Bu yıl Urla’ya bir ziyaret düzenleyeceğiz. Bundan önceki yıllar konuklarımızı farklı bölgelerde ağırladık. Her yıl bir tema belirliyoruz, bu yıl sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu yıl diğerlerinden farklı olarak 1 oditoryumdan 3 oditoryuma çıkıyoruz. Her bir oditoryumda konular ve konuklar yer alacak. Bunlara paralel olarak bu yıl dünyanın en iyi chef ve pastry chef’lerinin yanı sıra bir de içecek profesyonellerini ağırlıyoruz. Bence tüm bunlar Türkiye’nin gastronomisini kalkındırma konusunda çok önemli işler. Amacımız kaliteli şefler, kaliteli yatırımcılar yaratmak. Bundan sonraki en büyük hedefimiz de Gastromasa’yı dünyanın daha farklı noktalarında gerçekleştirmek. Tüm bunlara Antalya’da gerçekleştirdiğimiz FSUMMIT projesi de eşlik edecek. İleride de İstanbul’da büyük bir şehir festivali planlıyoruz.
Türkiye’nin gerçekten gastronominin beşiği olduğuna inanıyorum. Hem topraklarımızla hem yerel ürün çeşitliliğimizle hem de Türk mutfağıyla dünya ülkeleri arasında bir adım önde olduğumuzu düşünüyorum. Çok yetenekli şeflerimiz var, yeni yeni yetişen çok heyecanlı bir genç nesil geliyor. Gastronomimizin çok daha iyi yerlere geleceğine inancım tam. Bireysel olarak da Türk gastronomisine ben nasıl bir katkı sağlayabilirim diye kafa yoruyorum ve kendime hep şu soruları soruyorum; “Türk gastronomisini daha ileriye nasıl taşırım? Doğru restoran kavramını nasıl yaratabilirim? Restoranlarda sürdürülebilirlik için nasıl bir dönüşüme ihtiyaç var? Sıfır atık mottosu ile gıda israfını azaltabilecek neler yapabilirim?” Bu soruları sorarken de gastronomi sektörünün gelişmesi için yeni adımlar atılmasına öncülük etmeye çalışıyorum. Çünkü benim asıl amacım Türkiye’yi dünya üzerinde önemli bir gastronomi destinasyonu yapmak.