“Metal Yorgunluğu” gerekçesi ile seçilmiş bir belediye başkanı partisinin cumhurbaşkanı olan genel başkanı tarafından istifaya davet edildi.
Daha net söyleyeyim seçilmiş başkan azledildi, demokrasi katledildi
Melih Gökçek’ten söz ettiğimi anlamışsınızdır.
1982 yılından bu yana tanıdığım Melih Gökçek son günlerde yine Türkiye’nin gündeminde.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için şu tabloyu değerlendirelim.
Eğer Mansur Yavaş İyi Parti’den aday gösterilirse,
Eğer AKP Ali Babacan ya da Süleyman Soylu’yu aday gösterilirse
Eğer Melih Gökçek MHP’den aday gösterilirse,
Eğer Bülent Kuşoğlu CHP’den aday gösterilirse,
Bu tablo CHP’nin seçimi kazanması demektir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Melih bey benim 94'ten beri yol ve dava arkadaşım. Bundan sonra da beraber gideceğimizi zannediyorum" mesajınışöyle okumak lazım:
- MHP eğer Erkan Haberal’ı,
- İYİ Parti Mansur Yavaş’ı,
- CHP sağ kesime yakın olan Bülent Kuşoğlu’nu aday gösterirse,
İşte bu tablo sonucunda Erdoğan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını kaybetmeyi göze alamaz ve AKP’nin adayı olarak Melih Gökçek’i aday gösterir.
Devlet Bahçeli’nin, “MHP’den gönül rızasıyla ‘Ben belediye başkanı adayı olmak istiyorum’ diyorsa MHP'ye şeref kazandırır" mesajını da bu noktada şöyle okumak lazım:
- Eğer Gökçek AKP adayı olursa, MHP Ankara’da aday çıkartmaz.
- Eğer Gökçek isterse, MHP aday gösterir ve seçime katılır.
Şimdi şu önemli noktayı da vurgulamakta yarar var.
Gökçek Erdoğan’ı kırgın ve görevden alınması nedeniyle de çok üzgün.
Nereden çıkarttın derseniz sosyal medya paylaşımlarından bu sonuca vardığımı söyleyebilirim bu bir.
İkincisi Gökçek’e çok yakın olan isimlerden aldığım bilgiye göre Erdoğan görevden aldıktan sonra tek bir kez dahi Gökçek’i aramamış.
Üçüncüsü ise 15 Temmuz gecesi kahpe FETÖ’nün darbe girişimine karşın büyük mücadele vermesi nedeniyle, çevresindeki kripto FETÖ’cülerin kendisi hakkında iftiralar atarak Erdoğan’ı etkilediklerini Gökçek yakın çevresine sık sık anlatıyor.
Ve son olarak da şunu söyleyeyim Devlet Bahçeli’nin övgü dolu açıklamasını anında ayni kibarlıkla yanıtlayan Gökçek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Melih bey benim 94'ten beri yol ve dava arkadaşım. Bundan sonra da beraber gideceğimizi zannediyorum" açıklamasına tek kelime ile dahi olsa yanıt vermedi, yorum yapmadı.
Bu durumda Gökçek’in önünde seçeceği iki yol var:
1- MHP’den aday olmak,
2- AKP’den aday olmak…
MHP’den aday olmak önünde hazır durumda ve kararı Gökçek verecek.
Gökçek’in AKP’den aday olması ise kendi kararına değil Erdoğan’ın kararına bağlı.
Hayati Yazıcı – Melih Gökçek olayına da bir bakalım isterseniz.
Gökçek’in Hayati Yazıcı’ya verdiği, “… Davama zarar vermemek için susmaya devam ediyorum...” cümlesine yanıt Erdoğan’dan, “94'ten beri yol ve dava arkadaşım” diye geldi.
Hayati Yazıcı Erdoğan’a en yakın siyasetçi ve eski avukatıdır.
Bu açıdan bakarsak Gökçek’in Hayati Yazıcı’ya, “…Benimle ilgili kamuoyunun önüne çıkamayacak bir suçum varsa açıklamazsan namertsin... Hadi yiğitsen devam et... Sabrımı taşırma... Vallahi tozunu atarım...” diye çok sert ve imalı yanıt vermesinin şifresi nedir?
Ben Gökçek’in bu sözlerini, “kızım sana söylüyorum oğlum sen anla” şeklindeki yorumluyorum veAKP içindeki Gökçek karşıtlarınatehditkâr bir mesaj olduğuna dikkat çekiyorum.
Şurası net ki bazı AKP’liler Gökçek hakkında bir şeyler biliyorsa eminim ki Gökçek de birçok AKP’lihakkında çok şey biliyordur.
Çünkü onlar 1994’den bu yana yol ve dava arkadaşları.
Erdoğan Kadir Topbaş’ı ve Melih Gökçek’i görevden azlettiği gün İstanbul ve Ankara’yı kaybetti.
Sonsöz olarak şunu söyleyeyim Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olacaktır.
Nereden mi?
Ya AKP’den ya da MHP’den…