Sevgili Gerçek Gündem okurları yeniden sizlerle olmak inanın çok keyifli. Bundan böyle her hafta eskiden olduğu gibi mutfak kültürü, mekan önerileri, gusto ve gastronomiye dair konularla sizlerle birlikte olacağım. Herkese lezzet dolu günler diliyorum.
***
Ataşehir Wtaergarden’ın ilk hibrit restoranı Together Food Hall farklı damak tatlarına hitap ederek fark yaratıyor.
Modern ve ferah mimarisi ile kendinizi oldukça rahat hissedebileceğiniz bir mekan.
Kruvasandan tatlı ve pasta çeşitlerine, sulu yemekten pizzaya, burgerden Uzakdoğu mutfağına, kahveden enfes kokteyllere uzanan geniş bir yelpazede günün her saatinde sizi mutlu edebilecek lezzetleri bulabiliyorsunuz.
Bence en önemli farkı Türk mutfağının vazgeçilmezi tencere yemekleri ile yaratıyorlar.
Farklı damak tatlarının yanı sıra farklı yaş gruplarını da mutlu edebilecek alternatiflerin olması mekanın enerjisini inanılmaz yükseltmiş.
Together Food Hall genç ve başarılı şeflere yatırım yapıyor.
Bundan büyük bir memnuniyet duydum.
Farklı markaların mutfaklarında pırıl pırıl genç şeflerin gösterdiği çabayı görmek yediğiniz yemeğin lezzetine lezzet katıyor.
Böylesi güzel bir deneyim için rotanızı Ataşehir’e çevirmenizi öneriyorum.
***
Mayıs ve Haziran ayları gastronomiye gönül verenler için lezzet ve keyif dolu geçiyor. Birbirinden güzel ve ülkemiz mutfak kültürüne değer katan etkinlikler birbirini izliyor. Tabii ki profesyonel organizasyonların yanında azımsanmayacak oranda amatör etkinlikte yapılmıyor değil. Ama beni en çok sevindiren herkesin değer yaratmak uğruna gösterdiği çaba. Bu da tüm amatörlükleri şu an için görmezden gelmemize sebep oluyor. İyi mi yapıyoruz bunu zaman gösterecek. Bekleyip göreceğiz. Tabii ki keşke bu organizasyon işlerini profesyonellere bıraksalar demekten de kendimi alamıyorum!
Dün başlayan Kuşadası Sokak Lezzetleri Festivali’nin bu hafta sonu Kuşadası ve çevresinde yaşayan okurlarımıza lezzet dolu bir deneyim yaşatacağına eminim.
Ben de dünden beri Kuşadası’ndayım. Sevgili Ayhan Sicimoğlu’nun rehberliğinde sokak sokak lezzetlerin izini sürüyoruz. Bu lezzetli festival ile ilgili notlarım haftaya bu köşede olacak.
Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden Alanya yıllardır kent mutfak kültürüne değer katmak için çalışıyor.
En büyük hedef bölgedeki 5 yıldızlı her şey dahil sistemindeki otellerin menüsüne yerel lezzetleri sokmak.
Yapılan çalışmalarla Alanya gastronomisi adına azımsanmayacak bir yol da almışlar.
Profesyonel şefler menülerine kattıkları yerel lezzetlerle projeye destek veriyorlar.
Bu desteği daha geniş kitlere duyurmak için 20. Uluslararası Alanya Turizm ve Sanat
Festivali kapsamında profesyonel şefler arasında bir yarışma düzenlendi.
Projeye destek veren şefler Alanya mutfağının değişmez lezzeti ve ilk coğrafi işaretli ürünü olan “Gülüklü Çorba” için kıyasıya yarıştılar.
Bence önemli olan kimin birinci, kimin ikinci olduğu değil.
Alanya Mutfağı için yapılan çalışmaların sürdürülebilirliğinin bir kez daha ispatlanmasıydı.
Ülkemiz mutfak kültüründe en önemli sorunumuz olan sürdürülebilirliğe sağladıkları katkı için başta Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel olmak üzere bu konuda emek sarf eden herkesi alkışlıyorum.
***
Taste Atlas dünyadaki yemek trendlerini ve eğilimlerini takip eden Bulgaristan merkezli bir oluşum. Geçtiğimiz günlerde dünyanın en iyi mutfakları listesini yayınladı.
Listede Türkiye 17. sırada yer alırken Yunanistan’ın 2. sırada yer alması şaşkınlık yarattı.
Taste Atlas’a tepkiler çığ gibi büyüdü.
Özellikle sosyal medyada Yunan kullanıcılar da dahil olmak üzere pek çok kişi
Türkiye'nin haksızlığa uğradığını dile getirdi.
Türkiye’nin haksızlığa uğradığı kesin.
Ama ülkemizde hala menülerde;
Lahmacun “Turkish Pizza”,
Pastırma “Turkish Bresoala”,
Mantı ise “Turkish Ravioli” olarak yer alıyor.
Hem de anlı şanlı 5 yıldızlı oteller başta olmak üzere tüm turistik merkezlerde.
Kendi mutfağına sahip çıkmayan bir ülkenin mutfağına yabancıların sahip çıkmasını niye bekliyoruz? diye kimse çuvaldızı kendine batırmıyor!
Bu kafa ile devam edersek gelecek yıl daha da alt sıralarda yer almamız kimseyi şaşırtmasın.
***
Sevgili dostum Şef Mehmet Yalçınkaya’nın yıllardır biriktirdiklerini gelecek nesillere aktarmak için yazdığı “ESNAF” raflardaki yerini aldı.
Vazgeçilmez esnaf yemekleriyle, Mehmet Şefin esnaf lokantaları için önerdiği yepyeni reçetelerin de yer aldığı kitap, unutulmaya yüz tutmuş reçetelerle, kendi mutfağımızın geleceğe taşınmasına aracı olma hedefiyle beni fazlasıyla heyecanlandırdı.
Sevgili Mehmet Yalçınkaya’yı mutfak kültürümüze sahip çıktığı için can-ı gönülden kutluyorum.
Ve Türk mutfağını önemseyen herkese bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
***
Çikolatanın geçmişi bundan tam 4000 yıl öncesine dayanıyor.
Tarihi kaynaklara göre çikolata ilk kez Meksika topraklarında içecek şeklinde kullanılıyor.
İlk çikolata bugünün çikolatalarından çok farklı; sıvı halde acı bir içecek.
Çikolatanın Amerika’dan Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılması Hernan Cortes adlı İspanyol bir kaşif sayesinde oluyor.
Avrupa’da uzun süre aristokrat ve soyluların yiyeceği olarak biliniyor.
Çikolata Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten'ın icadı kakao makinesiyle bir devrime uğruyor.
Ve bugün keyif ve mutlulukla tükettiğimiz halini alıyor.
Dünyanın en büyük üreticileri insanları mutlu eden bu efsanevi ürünün sürdürülebilirliği için yoğun çaba harcıyor.
Bunlardan biri de ülkemizde de üretim yapan, dünyada çikolata değen her dört damaktan birini şenlendiren Barry&Callebaut.
Sonsuza dek çikolata hayatımızda olsun diye tüm dünyada sürdürülebilirlik faaliyetlerini, “Forever Chocolate” adını verdikleri sürdürülebilirlik stratejisi ile yürütüyorlar.
Hedefleri 2025 yılında yüzde yüz doğaya saygılı ve karbon pozitif üretim yapmak.
Daha yaşanabilir bir dünya için bu tür projeleri ve beyinleri hepimizin desteklemesi gerekiyor.
***
Hafta sonuna lezzet katmak isteyenlere İstanbul’un her iki yakasında pek çok alternatifi bir araya getiren Ataşehir Watergarden ile Galataport’u öneriyorum. Her iki AVM’de de damağınıza göre pek çok lezzet noktası bulabilirsiniz.
Benim favorilerime gelince. Galataport’un ilk şef retoranı Muutto Anatolian Tapas Bar ile Watergarden’ın ilk hibrit restoranı Together Food Hall ilk sırada yer alıyor. Hangi gün gideceğinize siz karar verin.
Yeni haftaya lezzetli kebaplar ile başlangıç yapmak isteyenlere Ataşehir Dedecan Ocakbaşı’nın iyi bir alternatif olacağını düşünüyorum.
Salı günü için Beşiktaş Çarşı’da kapısından kuyruk eksik olmayan Karadeniz Döner’de bir döner molası verin. Asım Usta’nın yıllardır değişmeyen lezzeti ile adeta efsane olan döneriyle damağınızı şenlendirin.
Çarşamba gününe özel önerim kahve severler için. Gelin kendinize vakit ayırın. Online platformalar üzerinden erişebileceğiniz Alman Kimyager Peter Schlumbohm’un icadı olan Chemex demleme yöntemini öğrenerek evinizde yaşayacağınız farklı bir deneyim ile kendinizi şımartın.
Perşembe gününün tadını Osmanlı lezzetleri ile çıkarmanızı öneriyorum. Kadıköy Çarşısı’nın simgelerinden Yanyalı Fehmi Lokantası geleneksel bir lezzet deneyimi yaşamak için aklıma ilk gelen adres olarak öne çıkıyor.
Cuma akşamı tüm haftanın yorgunluğunu atmak isteyenlere Boğaz’ın simge adreslerinden Bebek Hotel’in Executive Chef Demir Özkal imzalı yaz menüsünü öneriyorum. Bu özel menüye Yunanistan’ın ödüllü şeflerinden Athinagoras Kostakos’un lezzetlerinin de yaz boyunca eşlik edecek.
Haftaya görüşmek üzere…