İşgal İstanbul’unda 1 Mayıs

1 Mayıs tüm dünyada işçilerin daha adil bir yaşam, hakça bölüşüm ve emekten gelen güçlerini korumak için verdikleri mücadeleyi sembolize eden bir gün. 19....

Sabri Dilek Yazar sabriarpac@hotmail.com

1 Mayıs tüm dünyada işçilerin daha adil bir yaşam, hakça bölüşüm ve emekten gelen güçlerini korumak için verdikleri mücadeleyi sembolize eden bir gün. 19. yüzyılda Sanayi Devrimi’nin sonuçlarından başlıcası hem Avrupa’da hem de Amerika kıtasında işçilerin çalışma koşulları ağırlığıydı. Günlük çalışma saatleri 16 saati buluyordu, iş güvenliği ise neredeyse yoktu. İşçilerin haklarını tanımlayabilecek kurallar iş kollarına göre farklı uygulanıyordu, Bu ağır şartlar örgütlü işçi sınıfının ortaya çıkmasını da beraberinde getirdi. Yüzyılın sonlarına doğru çalışma saatlerinin insani ölçülerle belirlenmesi hedefiyle harekete geçen işçilerin eylemleri emek mücadelesine damga vurdu.

1 Mayıs 1886’da yüzbinlerce ABD ve Kanada’da greve çıktı. Chicago’daki eylemlerin kanlı biçimde bastırılması sonucunda işçi hareketleri büyüdü ve yayıldı. ABD’deki işçi sendikaları 1889 yılından itibaren her 1 Mayıs’ı eylem günü ilan etti. Aynı yıl Paris’te toplanan İkinci Enternasyonal de 1 Mayıs’ı Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olarak kabul etti. Sonrasında 1 Mayıs Avrupa’da da kutlanmaya başlandı. Türkiye’de ise 1 Mayıs kutlamalarının tarihi II. Meşrutiyetin ilanınan sonraki döneme denk geliyor.

Aslında Türkiye’deki işçi hareketleri Batıya kıyasla çok sonra ortaya çıktı. Bunun başlıca sebebinin ise Osmanlı coğrafyasında yaşayan insanların neredeyse tamamının toprağa bağlı olarak yaşaması ve sanayileşme girişimlerinin çok geç bir tarihte başlaması olarak gösteriliyor. Bu çerçeveden bakarak önemli sayıda bir işçi sınıfı varlığından söz edemediğimiz için örgütlenme ve işçi hareketi de sınırlı kalmıştı. Osmanlı sanayisi başkent İstanbul’da yoğunlaştığı için işçilerin gerçekleştirdikleri ilk örgütlenmeler de ilk işçi hareketleri de İstanbul’da gerçekleşti.

Osmanlı başkenti İstanbul’daki ilk grevin Şubat 1872’de İstanbul’da Beyoğlu Telgrafhane işçilerinin grevi olduğu görülüyor. Örgütlenme açısından bakıldığında da ilk işçi örgütü 1871’de İstanbul Beyoğlu’nda kuruldu ve Ameleperver Cemiyeti adını taşıyordu. Ancak ismi Ameleperver olmasına rağmen cemiyetin amacı fakirlere yardım ve işsizlere iş bulma olan yardım ve hayır derneği olarak faaliyet gösteriyordu. İşçi sınıfının haklarını hedefleyen ve ilk örgüt ise Amele-i Osmani Cemiyeti yani Osmanlı Amele Derneği’dir. 1894’te Tophane Fabrikalarında çalışan bir grup işçi tarafından kurulan bu derneğin de 1895’te kapatıldığını görüyoruz.
Osmanlı döneminde işçi hareketleri ve örgütlenmesi konusunda asıl gelişme ise II. Meşrutiyet’in ilanının takip eden özgürlük ortamında yaşanıyor. Bu dönemde ayrıca pek çok cemiyet de faaliyete geçiyor. Bunlardan biri 1909’da kurulan, çoğunlukla Rumların bir araya geldiği ama Türk ve Yahudi tebanın da içinde yer aldığı sosyalist yapılanma olan Türkiye Sosyalist Merkezi’ydi. Örgüt işçi örgütlenmesi ve eylemleri üstünde etkiliydi. Türkiye Sosyalist Merkezi’nin faaliyetlerini ve fikriyatını ortaya koyduğu yayın organı ise “O Ergatis” (Irgat) adını taşıyordu. Stefo Benlisoy İstanbul’un Irgatları adlı kitabında Türkiye Sosyalist Merkezi’nin işçileri örgütlenmeye çağırıp sendikalaşmayı desteklediğini, özellikle iki meslek kolunda Şemsiye İşçileri ve Ceket Terzileri arasında başarılı olduklarını aktarıyor. Kitapta İstanbul’daki ilk 1 Mayıs kutlamasının da Türkiye Sosyalist Merkezi tarafından organize edildiği bilgisi yer alıyor.

Bu noktada 1908 devrimini takip eden aylarda işçiler arasında hem ciddi bir örgütlenme çabası hem de 100’den fazla grevle karşılaşıyoruz. Ancak ortaya çıkan grev dalgası yönetiminden tepki görmekte gecikmedi. Osmanlı hükümeti, 8 Ekim 1908’de grev hakkına ciddi engeller getiren geçici kanunu yürürlüğe koydu. Osmanlı tarihinde Tatil-i Eşgal Kanunu adı verilen geçici kanun, 1909 başında Meclis’te yasalaştı ve aralarında demiryolları, denizyolları, tramvay, liman, havagazı gibi kamu hizmeti veren iş kollarında grev yasağı başladı. Bunun yanı sıra bu dönemde kurulan sendikalar da kapatıldı.

Osmanlı döneminde 1 Mayıs

İkinci Meşrutiyet’ten sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndaki işçi hareketleri içinde 1 Mayıs kutlamalarının da önemli bir yeri var. DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nın yayınladığı Emek Araştırma Dergisi’nde Çağdaş Küpeli’nin hazırladığı Dünyada ve Türkiye’de 1 Mayıs adlı makalede (Haziran 2019, Sayı 15) bu dönemki kutlamalar hakkında şu bilgiler veriliyor: “1909 yılında 1 Mayıs Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Herkese seçme ve seçilme hakkı ve emeği koruyacak yasaların çıkarılması talep edildi. 1910 yılında, Selanik’te tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladı. 1911 yılında, Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde yapılan 1 Mayıs etkinlikleri düzenlendi; Selanik’te yapılan Sosyalist İşçi Federasyonun düzenlediği mitinge 7000 işçi katıldı. 1912 yılında, 1 Mayıs Selanik ve İstanbul’da kutlandı. İstanbul’da kutlanan bu ilk 1 Mayıs’ta Selanik’teki gibi seçme seçilme hakkının herkese tanınması, grev yasasının değiştirilmesi, emeğin haklarını koruyacak kanunların çıkartılması gibi talepler dile getirildi. İstanbul’da 1 Mayıs gösterisi düzenlemek o günlerde işçi sınıfı adına önemli bir kazanım oldu. Ancak tedbirler gecikmedi, hükümet işçi hareketine karşı baskıyı giderek tırmandırırken sermayeye her türlü kolaylığı sağladı. İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşlarını bahane ederek sıkıyönetim ilan etti”

Balkan Savaşları’nın peşinden gelen Birinci Dünya Savaşı döneminin ardından Osmanlı başkenti İstanbul İtilaf devletleri tarafından işgal edildi. İstanbul büyük bir mülteci dalgası ile boğuşuyordu. Balkan Savaşları sırasında gelen Rumelili göçmenler, Bolşevik devriminden sonra çıkan iş savaş sırasında ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, milli mücadele döneminde Yunan işgali nedeniyle İstanbul’a sığınan Müslüman halk ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerden güvenlik endişesiyle göç eden Rum ve Ermeni mülteciler ile çok sayıda terhis edilmiş asker şehrin nüfusunu artırmıştı. İstanbul’da büyük bir işsizlik, enflasyon, gıda kıtlığı ve ve buna bağlı fakirlik vardı. Savaş koşullarında pek çok iş kolunda kadınlar hatta çocuklar çalışıyordu. İşçi hakları ve iş güvenliği pek çok iş yerinde sorunlarla doluydu. İşçi sağlığına hiç önem verilmiyordu.

Mütareke yıllarında 1 Mayıs kutlamaları

Bu koşullarda işçiler yeniden örgütlenmeye ve art arda grevler yaşanmaya başladı. Dersaadet Telefon Şirketi işçileri grevi, Şirket-i Hayriye işçileri grevi, Cibali Tütün Fabrikası işçileri grevi, Silahtarağa Elektrik Santralı işçileri grevi, Belediye temizlik işçileri grevi, Kazlıçeşme deri işçileri grevi, Tünel ve Tramvay işçileri grevleri gibi gibi çok sayıda grevle işçiler kendini göstermeye başladı. Yine bu dönemde işgal kuvvetlerinin engellemelerine, hatta eylemlere katılanların askeri mahkemede yargılanacakları tehditlerine karşın 1 Mayıs kutlamaları bağımsızlık mitingi şeklinde yapıldı. 1919 ve 1920 yıllarında işgal henüz yeni olduğu için büyük bir katılım olmasa da 1921 ve 1922 yıllarında 1 Mayıs kitlesel katılımlarla kutlandı.

Bu noktadaki önemli isimlerden biri İştirakçi Hilmi Bey’di. 1910-1912 döneminde Osmanlı Sosyalist Fırkası’nı kuran ve haftalık İştirak dergisini yayımlayan Hüseyin Hilmi Bey, 1919 Şubat’ında Türkiye Sosyalist Fırkası İdrak gazetesini çıkarmaya başlamıştı. İştirakçi Hilmi Bey işgal yıllarında işçileri örgütledi ve grevler düzenlemelerini destekledi. Türkiyşe Sosyalist Fırkası’nın faaliyetleri arasında 1921 ve 1922 yıllarında 1 Mayıs işçi bayramlarının düzenlenmesi de vardı. Prof. Dr. Mete Tunçay, Büyük İstanbul Tarihi’ndeki Mütareke İstanbul’u (1918-1923)

makalesinde 1921 yılının 1 Mayıs’ı şehri işgal altında tutan yabancı güçlere karşı bir protesto niteliği de taşıyarak tramvay, şehir hatları vapurları, banliyö trenleri, Feshane, Baruthane, Zeytinburnu fabrikalarında çalışan yaklaşık 7-8 bin işçinin katılımıyla kutlandığını, 1922 yılının 1 Mayıs’ında da aralarında Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın bulunduğu çeşitli sol partilerin, Türkiye İşçi Derneği’nin, Beynelmilel İşçiler İttihadı’nın, esnaf cemiyetleri temsilcilerinin oluşturduğu bir kurul yönetiminde Sultanahmet Meydanı’nda toplanan işçi grubunun Kâğıthane’ye bir yürüyüş yaptığını ve nutuklar söylendiğini belirtiyor.

1922 yılı 1 Mayıs’ı İstanbul dışında Ankara ve İzmir’de de kutlandı. Ankara’da İmalat-ı Harbiye ve demiryolu işçilerinin iş bırakarak toplantı düzenledikleri ve Mustafa Kemal’in liderliğindeki istiklal hareketine destek verdikleri görülüyor.

Milli mücadele’nin kazanıldığı ancak İşgalcilerin henüz İstanbu4u terketmediği 1923 yılı 1 Mayıs’ında da çok sayıda işçinin greve çıktı. . İşçiler 1 Mayıs’ın resmi olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika seçme ve grev hakkı gibi taleplerini 1 Mayıs’ta dile getirdiler.

Cumhuriyet’in ilanından sonraki ilk 1 Mayıs olan 1924’te eylemlere izin verilmedi. Günde sekiz saat çalışma talepleri için bildiri dağıtan işçiler gözaltına alındı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile de bütün sendika faaliyetleri ile grev ve gösteriler yasaklandı.

Kaynakça

Stefo Benlisoy, İstanbul’un Irgatları, Istos Yayınları, 2018.

Ahmet Makal, Aziz Çelik, M. Hakan Koçak, Sınıf Sendika Siyaset, Türkiye Emek Tarihinden Kesitler, İmge Kitabevi, 2016.
Nur Bilge Criss, İşgal Altında İstanbul, İletişim Yayınları, 2008.
Şehmus Güzel, Türkiye’de İşçi Hareketi (1908-1984), Kaynak Yayınları, 1996
Ahmet Makal, Osmanlı İmparatorluğu’nda Çalışma İlişkileri 1850- 1920, İmge Kitabevi, 1997.
Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler Cilt: 2 Mütareke Dönemi, İletişim Yayınları, 2010
Mete Tunçay, 1923 Amele Birliği, Sosyal Tarih Yayınları, 2009.
Mete Tunçay, Mütareke İstanbul’u (1918-1923), Büyük İstanbul Tarihi, 2010.
Samet Yaşar, Mütareke Döneminde İstanbul’da İşçi Hareketleri (1919-1922), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014
Zafer Toprak, İstanbul'da Amele Bayramları-Cumhuriyet Öncesi, Tarih ve Toplum, Sayı 41, İletişim Yayınları, 1987

DİĞER YAZILARI
Tüm yazılarını göster