Metropoller, ekonomik kriz ile sosyal ve siyasi çatışmaların daha yoğun hissedildiği alanlar. Türkiye’de toplumun dinamikleri metropollerde, bilhassa İstanbul ve Ankara’da şekilleniyor. Bu nedenle metropol sakinlerinin gündem değerlendirmeleri ve toplumsal ruh hallerini izlemek, siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmelerin vatandaşlar üzerindeki etkisi hakkında fikir sahibi olabilmek için kritik önem taşıyor.
İBB bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yürüttüğü İstanbul Barometresi adlı çalışma, İstanbul sakinlerinin hane, kent ve ülkeye dair gündem değerlendirmelerini, memnuniyet ve rahatsızlıklarını aylık periyotta temsili bir örneklem üzerinden ölçüyor. Böylece İPA periyodik bir şekilde İstanbul halkının nabzını tutuyor.
İstanbul Barometresi, yıllık enflasyonun %61 ile rekor kırdığı Mart ayında, ekonomik krizin ne derece yakıcı bir gündeme dönüştüğünü ortaya koyuyor. Araştırmada katılımcılara evde en çok ne konuşulduğu sorulduğunda katılımcıların mutlak çoğunluğu (%77.5) ekonomik sorunların konuşulduğunu söylüyor. Rusya’nın Ukrayna işgalinin konuşulduğu hane oranı sadece %5.8. Tüm dünyanın odaklandığı bu savaş, ekonomik kriz yangınının etkisiyle neredeyse hiç konuşulmayan bir gündem konumuna düşmüş görünüyor.
Ayrıca ekonomik sorunları hissedenlerin oranı gün geçtikçe artıyor. Ev içinde ekonomik sorunları konuşanların oranı Ocak’ta %58 seviyesindeyken, bu oran Şubat’ta %76’ya, Mart’ta %77.5’e çıktı. Kur korumalı mevduat hamlesi ve asgari ücret zammıyla ekonomik sorunlar sadece Ocak ayında halı altına süpürülebilirken, önlenemeyen enflasyon Şubat ve sonrasında yakıcı şekilde hissedildi.
İstanbul, 31 Mart 2019’dan beri siyasal tartışmalarının ana odağına yerleşmiş durumda. Muhalefetin birleşerek iktidarın tüm propaganda yöntemlerini mağlup edebileceğini gösterdiği yerel seçimlerden bu yana İstanbul, iktidar ve medyasının hedefinde. Öyle ki iktidar medyası ve dolaylı olarak muhalefet medyası birtakım polemikler üzerinden ülke gündeminden çok İstanbul ve İBB’ye odaklanıyor.
Bu çerçevede, İstanbul bir metropol olarak, cŞubat ve Mart aylarında kar yağışı ve toplu taşıma zammı gibi hükümetin İBB’ye karşı tetiklediği tartışma ve polemikler üzerinden gündemde kalsa da İstanbulluların gerçek gündemi açık ara farkla ekonomi (%52.1). Akaryakıt zamlarıyla birlikte değerlendirildiğinde ekonomi ve zamlar toplamda %70’e ulaşıyor. İktidar ve muhalefet medyasında kar yağışı geniş bir şekilde tartışılsa da ekonominin yaklaşık 50 puan gerisinde ve üçüncü sırada yer aldı. Sonuç olarak, iktidar ve medyanın işlediği konular ekonomideki yangının yaklaşamıyor.
İstanbullulara Türkiye’nin gündemi sorulduğunda ekonomik sorunlar Mart ayında yine başı çekti. Zamlar Ocak ve Şubat’ta olduğu gibi yine zirvede yer aldı. %27.2’lik kesim gıda ürünlerindeki fiyat artışlarını, %24.5’lik kesim faturalara gelen zamları ülkenin asli sorunu olarak belirtiyor. Bu iki başlık toplamda %51.7’yi buldu. Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda aldığı etkin role rağmen savaşın %18.6 ile üçüncü sırada kalması dikkat çekiyor.
Sonuç
İktidar, İstanbul, İBB ve İmamoğlu üzerinden ülkenin yakıcı gündemi olan ekonomik kriz yerine siyasi kutuplaşmayı gündeme taşıyarak safları sıklaştırmak istiyor. İktidardan uzaklaşmış olan kitleleri siyasi düşmanlıklar ve kimliksel endişeler üzerinden kendi tarafına geri çağırmayı amaçlıyor. Ancak görünen o ki bu amaca ulaşabilmiş değil. Çünkü ekonomik kriz şartlarında enflasyon en yakıcı soruna dönüşmüş vaziyette ve halkın büyük çoğunluğu krizin esiri olmuş durumda. TÜİK’e göre %61.2, ENAG’a göre %142.6’a ulaşan enflasyon en büyük sorun. En temel ihtiyaçlar olan ulaştırmada %99.1, gıdada %70.3 ve ev eşyasında %69.2’ye ulaşan yıllık fiyat artışları geçim sıkıntısı yaşayan ve alım gücü daralan geniş kitlelerin belini bükmüş durumda. Siyasi tartışmaların ekonominin önüne geçirilmek istendiği İstanbul’da büyük çoğunluk için durum farklı değil.