COVID-19 Küresel Salgınının önlenmesi, etkilerinin azaltılması, sosyal ve ekonomik hayata ilişkin önlemler kapsamında Saray’da hazırlanan 62 maddelik bir yasa teklifi taslağı kamuoyuna, sivil toplum kuruluşlarına ve basına açıklandı. Salgından en fazla etkilenecek en alt gelir gurubuna ait yurttaşlara ilişkin gözle görünür düzenleme getirmeyen, üstelik işten çıkarmalara yasak aldatmacası ile işçilerin mağdur edilmesi bu yazımın konusu olacaktır.
Torba yasa teklifi taslağı ile 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici bir madde eklenerek işten çıkartma yasağı getirilmektedir. Düzenlemeye göre; yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay süreyle, iş sözleşmeleri işveren tarafından feshedilemeyecektir. İşten çıkarma yasağını 6 aya kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacaktır.
Diğer bir geçici madde ile fesih yasağının geçerli olduğu bu dönemde çalışanı ücretsiz izne çıkartabilecek. 15 Mart’tan itibaren ücretsiz izne çıkarılmış olan veya işsizlik ödeneği almaya hak kazanamadan işten çıkarılanlara günlük 39.24 TL, aylık ise 1.177 TL ücret desteği verilmesi öngörülmektedir. Bu rakam asgari ücretin bürüt tutarının sadece yüzde 40’na denk gelmektedir. Taslağın bu şekilde TBMM’de yasalaşmasına sendikalı, sendikasız tüm emek kesiminin büyük tepkisi var.
Kısa Çalışma Ödeneği; 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek 2’nci maddesinde düzenlenmiştir. İşçi Bulma Kurumu (İŞKUR) bünyesinde işsizlik fonu kurulmuştur.
Kısa çalışma uygulaması; genel ekonomik, sektörel veya bölgesel bir kriz ya da zorlayıcı sebeplerle işyerinde çalışma süresinin önemli ölçüde azaltılması veya durdurulması hallerinde baş vurulan, istihdamın korunmasına yönelik bir düzenlemedir. Bu hallerin meydana geldiği dönemlerde çalışanların yalnızca genel sağlık sigortası primleri ödenir, diğer pirimler ödenmez.
Tasarı taslağı ile yapılmak istenen düzenleme ile; ‘’işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan’’ uygulamadır. Düzenleme ile; ‘’Cumhurbaşkanı kararı ile bu üç aylık süre altı aya kadar uzatılabilir.’’ Yetkisi verilmektedit. Kısa çalışma ödeneği başvurusu işveren tarafından İŞKUR’a yapılır.
Kısa çalışma ödeneğinin günlük miktarı; işçinin son 12 aylık prime esas günlük kazancı olan 98.10 TL’nin yüzde 60’na isabet eden 58.86 TL’dir. Aylık ödemesi; 58.86* 30 gün = 1.765.80 TL’dir. Ancak aylık kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde 150'si olan 4.414,50 TL’yı aşamıyor.
Yazılı ve görsel basınada yer alan açıklamalara göre işveren ve işçi örgütleri temsilcileri aşağıdaki gibi açıklamalarda bulunmuşlardır:
- Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol; ‘’ Üyelerimizi hem çalışan için, hem de işveren için daha avantajlı olan kısa çalışmaya yönlendiriyoruz ve teşvik ediyoruz. Bünyemizde olan işletmeler sendikalı ve üretimi azaldıysa kısa çalışmaya başvurdu. Önceliğimiz hem işletmeleri hem de çalışanları korumak. Çalışma hayatıyla ilgili bütün düzenlemelere de hem çalışan hem de işletmeyi koruma bakış açısıyla yaklaşıyoruz. TİSK olarak istihdamımızı koruma noktasında da kararlıyız. Bu olağanüstü dönemde hem iş verenlere hem de çalışanlara fayda sağlayacak uygulamaları hayata geçirmeye öncelik veriyoruz. Bu kapsamda, koronavirüs sürecinde kronik rahatsızlığı olan çalışanların da kısa çalışma kapsamına alınmasını önemli buluyoruz.’’
- Türk-İş Başkanı Ergün Atalay; ‘’İşten çıkarmaların yasaklanmasını biz en başından bu yana talep ediyoruz. Ancak yasa çıkana kadarki işten çıkarmaların da engellenmesi için bir düzenleme veya kısıtlama yapılması çalışanları rahatlatacaktır. Düzenleme içinde yer alan ücretsiz izin uygulamasının ise gereksiz yere kullanılmasından kaygılıyız. Bunun yerine zorda kalan işletmelerin kısa çalışma ödeneğine başvurmasının teşvik edilmesi ve bu ödenekten yararlanacak kişi sayısının daha da artırılması gerekir. Ücretsiz izne çıkarılacak çalışanlara verilecek destek miktarı da çok sınırlı gözüküyor. Tüm bu kaygıların dikkate alınarak taraflarla görüşülerek bir noktaya varılmasını istiyoruz.’’
- DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu; ‘’Başından bu yana işten çıkarılmaların yasaklanmasını ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılacak ödeneklerde ön koşul aranmamasını ve bütün işçilerin işsizlik ödeneği ile kısa çalışma ödeneğinden yararlanmasını savunduk. Evet bu karar geç kalmış bir karardır. Önerdiğimiz gibi salgının en başında alınsa idi yüz binlerce işçi işinden olmazdı. Ancak bu taslakla yapılan düzenlemeler sadece geç değil aynı zamanda oldukça ciddi sorunlar taşıyor. Taslağa göre fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilecek. Ücretsiz izin uygulaması meşrulaştırılamaz. Böylece ücretsiz izne çıkarılan işçilere normal şartlarda hak edecekleri işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden çok daha düşük ödeme yapılması amaçlanıyor. Taslakta yer alan miktar asgari ücretle çalışan bir işçiye ödenen en düşük işsizlik ödeneği ile aynı. Örneğin kısa çalışma ödeneği uygulanacak olsaydı 1.752 TL ile 4.381 TL arasında ödenmesi gerekir. Oysa ücretsiz izin ile işçilere sadece 1.177 TL ödenmesi planlanıyor.’’
- Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan: ‘’Öncelikle bize sunulmayan bir taslak üzerinden değerlendirme yaptığımız için kamuoyundan özür diliyoruz. Biz işten çıkartmanın yasaklanmasını istiyorduk. Ancak burada direk ücretsiz izne çıkarma imkanı getiriliyor. Oysa ücretsiz iznin belli koşullarda mümkün olması gerekir. Hiçbir sınır olmadan ücretsiz izin uygulanması suiistimali de beraberinde getirir. Sendikal örgütlenmelerin olduğu büyük işletmelerin çok büyük bir kısmı zaten kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Burada maaşın büyük bölümünü çalışan alabiliyor ve belirli kurallar geçerli. Biz zaten TİSK’le yaptığımız birçok toplantıda da üretimin devam etmesi çalışanların korunması noktasında uzlaşıya vardık. Ancak benim korkum çalışanların sendikalı olmadığı nispeten küçük işletmelerde durumun suiistimal edilmesi. Bu dönemde ücretsiz izne çıkarma söz konusu olacaksa bile, bu çalışanların asgari ücretin yüzde 60’ı veya asgari ücret düzeyinde bir ücretle desteklenmesi gerekir.’’ Açıklamalarında bulundular.
Yasa taslağı ile işçilerin iş akitleri 3 ay boyunca feshine yasaklama getirilirken, işçilerin ücretsiz izine çıkarılabilmenin yolu açılmaktadır. Çünkü İşsizlik fonunda 2019 yılı sonu itibariyle biriken 131 Milyar 541 milyon 800 bin TL. ortada yok.
Toplam Fon varlığının yüzde 93,02’si Devlet tahviline, yüzde 5.98’i mevduata yatırılmış. Yani parayı devlet yemiş. Fona borçlanmış.
Türkiye İstatistik Kurumu ve (TÜİK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) araştırmasına göre; fon giderlerinin 28’i işsizlik ödeneği için ayrılırken, yüzde 44 ise işverenlere teşvik olarak ödenmektedir. Kalanı da fon yönetiminin maaş ve sair giderlerine gitmektedir. 2019 yılında işverenler fona verdikleri teşvik pirimlerinin yüzde 97’sini geri almışlardır.
İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken 131.5 milyar Covid-19 ile mücadele sürecinde acil bir destek paketi olarak 3 ay boyunca kullanılması halinde 15 milyon işçiye asgari ücret düzeyinde ödeme yapılabilir.
Hazırlanan taslağa işverenin bir itirazı yok! Çünkü cebinde bir kuruş çıkmayacak, ödeyecek olan Devlettir o da yemiş bitirmiş!
İşte bu tasarı bu nedenle içi boş bir tasarıdır.