Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin'in bir buçuk ay sonra boşalacak üç üyelik koltuğu için TBMM'ye yasal süresi içerisinde yazı göndermemesinin ardından Meclis Başkanı Mustafa Şentop devreye girdi.
Şentop, AKP ve MHP'ye adaylıklar için isim bildirmelerini istedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nda (RTÜK) AKP'li İlhan Yerlikaya ile 2 MHP'li Esat Çıplak ve Arif Fırtına'nın görev süreleri 21 Temmuz 2021'de son bulacak.
6112 sayılı yasa 35. maddesinin 2. Fıkrası şöyle:
- "Seçim için siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı aday gösterilir ve Üst Kurul üyeleri bu adaylar arasından siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle TBMM Genel Kurulunca seçilir."
RTÜK üyeliği için Meclis'te yapılacak seçim için yasal hesaplama yöntemi şöyle:
- Milletvekili toplam sayısı: 583'dür.
- Her 64,7 milletvekiline 1 üyelik düşer
AKP: 288 milletvekili ile 4 üye alır. 32 milletvekili fazlalığı kalır.
HDP: 55 milletvekili ile 1 üye alır 0 milletvekili fazlalığı olur.
MHP: 48 milletvekili ile 1 üye alır 0 milletvekili fazlalığı olur.
İYİ Parti: 36 milletvekili ile 1 üye alır 0 milletvekili fazlalığı olur.
- Buna göre 1 üyelik için İYİ Partinin milletvekili sayısı AKP'den 4 fazladır…
- AKP'nin kalan 32 Milletvekili, İYİ Partinin 36 Milletvekili vardır.
Bu durumda Meclis Başkanı Şentop'un İYİ Parti grubuna da yazı göndermesi ve aday adı istemesi gerekmektedir.
Ancak Şentop bu yasal hesaplamaya aykırı hareket ederek İYİ Parti grubunu devre dışı bırakıp sadece AKP ve MHP'den aday istemektedir.
Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti, RTÜK üyelik hakları için kurulan kumpası bakalım nasıl değerlendirecek?
*Sedat Peker ve hukuk
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği de yapan Yargıtay onursal üyesi Ali Suat Ertosun Sedat Peker'in açıklamaları ile ilgili olarak, "Bunların sonucu nereye varır, ne olur?" diye sorulara muhatap oldu.
Sözü duayen hukukçu Ertosun'a bırakayım:
1999 yılında çıkarılan "4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu" ile 1990 - 1999 yılları arasında ortaya çıkan organize suç örgütleri çökertildi. F Tipi cezaevleri ile örgüt liderlerinin cezaevinden örgüt yönetmeleri engellendi.
Meslek yaşantım bana şunu öğretti;
- Kural ve kurumlarıyla hukuk devletinin tam oluşmadığı;
- Bağımsız, tarafsız, etkin ve güven duyulan bir yargı sistemi yoktur.
- İtalya'da soruşturma başlatan ve sürdüren Di-Pietro gibi savcılar çık(a)maz ve temiz eller operasyonları yapıl(a)maz.
- Halka hesap vermekten kaçınan siyasi iktidarlar, ucu kendilerine dokunacak soruşturmalara izin vermez.
- Devlet-siyaset-mafya üçgeninin yer aldığı, bazı yargı mensuplarının içinde bulunduğu bu soruşturma ve davaların bağımsız ve tarafsız Cumhuriyet savcılarınca yürütülmesi, açılan davalara da aynı şekilde bağımsız ve tarafsız hâkimlerin bakması gerekir.
- Türkiye'de yargı, bağımsız ve tarafsızdır diyemeyiz.
- HSK siyasi iktidarın kontrolündedir.
- Soruşturmalar İçişleri Bakanlığına bağlı emniyet ve jandarma teşkilatları tarafından yürütülmektedir.
Dolayısıyla soruşturmalarda İçişleri Bakanlığı, hâkim ve etkin pozisyondadır.
Maalesef geçmiş yıllarda FETÖ'cü hâkim ve savcıların yanında, organize suç örgütleri ile ilgili soruşturma ve davalara bakan, bu konuda yetişmiş savcı ve hâkimler de, 'siyasi iktidara yakın değil, muhalif görüşlere sahip diye' tasfiye edilmiştir.
Özetleyecek olursak, siyasi iktidar isterse, bu soruşturmalar yapılır ve onun istediği oranda sonuç da alınır.
Onun için sorun ertelenmemeli, halk adalet konusunda talepkâr olmalı ve temiz toplum istemeli;
Cumhuriyet savcıları ve hâkimler, siyasetin telkin ve etkisinin dışında kalarak, hukuk insanı olmanın gerektirdiği biçimde cesur davranmalı;
Tüm Devlet organları bu konuda üzerlerine düşeni yapmalıdır. O hâlde, hemen şimdi, gecikmeden adalet!
* AKP ne yaptı?
Sıkı durun, oturduğunuz yerden düşmeyin, ayakta iseniz sağlam bir yere oturun.
Çünkü:
- AKP hükümeti 31 Mart 2005 tarihinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununu yürürlükten kaldırdı.
İşte AKP'nin mafyaya kıyağı budur.