İyi Parti'nin tepe noktasındaki son değişiklikleri nasıl okumalıyız?
Hemen önce şunu belirteyim; Erdoğan’ın artık siyasi bir mevta olsa da Tansu Çiller üzerinden Ak Parti'den uzaklaşma eğilimine giren merkez sağ oyları konsolide etme gayretine karşı Meral Akşener’in de bir hamlesi söz konusu.
Akşener, yeni A Takımı ile "merkez sağın patronu benim" mesajını verdi. Aynı şekilde, teşkilatlardan sorumlu olan MHP kökenli Koray Aydın'ın başka bir göreve kaydırılması ve Akşener’in teşkilatları üzerine alması da merkez sağı konsolide etme yönelimini ortaya koyuyor. Aydın'ın görev değişikliğinin nedeni şu kanımca: İyi Parti, ilk etapta MHP'den ayrılanların kurduğu bir partiydi. Bu meyanda ilk dönemlerinde MHP ile rekabeti, Ülkücü tabanı konsolide etmesi ve bünyesinde tutması çok önemliydi. Böylelikle teşkilatların başında Koray Aydın'ın olması da siyaseten çok da yerindeydi. Hatta o süreçte meseleyi kavrayamayan bazı kesimler partiden kopmuştu.
Ancak şimdi gelinen aşamada artık Ülkücü tabanı konsolide ettiğini düşünen Akşener, Erdoğan’ın attığı adımları da dikkate alarak, yaklaşan seçimi de öngörmek suretiyle merkez sağ seçmene göz kırpıp o tabanı konsolide etmeye yönelik bir adım atmış ve yeni başkanlık divanında merkez sağ isimleri öne çıkarırken BBP kökenli bir grupla partinin kuruluşunda yer alan Yavuz Ağıralioğlu'nu da İttifakı önemsediğini göstererek kenara almıştır.
JARGON DEĞİŞECEK Mİ?
Sonuç olarak Akşener, yaklaşan seçimleri dikkate alan ve rekabetin gereklerini yerine getiren bir şekilde partisini hem rektifiye etmiş hem de geniş bir yelpazeye oturtarak herkesten, farklı eğilimlerden oy alabilecek bir kıvama getirmek istemiştir. Sosyal demokratlardan ülkücülere, merkez sağdan liberallere uzanan yelpazede isimleri bünyesine alan İYİ Parti'ye yeni bir ayar veren Akşener’in son üst kurul revizyonu bakalım jargon olarak da kendisini hissettirecek mi? Ve yeni A Takımı ile muhtemel yeni jargon bakalım bir ay sonraki anketlerde nasıl bir karşılık bulacak?
Bu arada seçimler yaklaştıkça diğer partilerde de benzer düzenlemelerin yapılması muhtemeldir. Seçim için yeni vitrin, genel başkanların yetki genişliği dikkate alınırsa kurultay ya da kongre olmaksızın mümkün olabiliyor nasılsa.
Türkiye artık ister yeni seçim yasasıyla zamanında, isterse eski yasayla erken olsun, seçim sath-ı mailine girmiştir. Başlayan Ramazan ayı ve ardından gelecek bayram da siyasi partileri daha da hareketlendirecek kuşkusuz.