12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında 1983 yılında genel seçimler öncesinde Kenan Evren Cuntası, Atatürk’ün Partisi Cumhuriyet Halk Partisi başta olmak üzere diğer tüm siyasi partileri kapatmıştı.
12 Eylül Cuntası, yapılacak seçimlerde etkili olmamaları için; zaten siyasi yasaklı bulunan Adalet Partisi (AP)’den Süleyman Demirel başta olmak üzere, Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, Yiğit Köker, İhsan Sabri Çağlayangil’i; CHP’den Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Celal Doğan, Deniz Baykal, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çakmur’u Çanakkale Zincirbozan askeri tesislerinde sürgüne göndermişti.
96’ncı kuruluş yıldönümünü kutladığımız bu gün 36 yıl önce yaşanan bir hazin olaya götürmek istiyorum.
Olay şu: 9 Eylül 1983 günü Zincirbozan’da sürgünde yani hakim kararı olmaksızın bir askeri kampta tutulan CHP’liler kapatılmış Parti’lerinin 60’ncı kuruluş gününü kutluyorlar.
Olayı O zaman Zincirbozan askeri kampında tutsak olan ve geçen yıl 25 Temmuz’da yitirdiğimiz 15 ve 16 ncı dönem CHP İstanbul Milletvekili ve Gurup Başkan Vekil’liği yapan Rahmetli Metin Tüzün’ün anlatımı ile aktaralım:
‘’8 eylül perşembe günü Sırrı Atalay, ben (Metin Tüzün) ve Süleyman Genç yürüyerek konuşuyoruz. Yarın 9 Eylül. CHP’nin kuruluşunun 60’ncı yıldönümü. 9 Eylül’ü Zincirbozan’da da olsa kutlamaya karar verdik. CHP’li arkadaşlara düşüncemizi açtık, hepsi sevindiler ve heyecanlandılar.
CHP’nin kuruluşunu kutluyoruz. 9 Eylül günü gündelik yaşantımızdan değişiklik olsun. Örneğin günlük keten pantolonları, yazlık gömlekleri çıkaralım, yerine sanki bayram günüymüş gibi kostümlerimizi giyelim ve o gün hiç üzerimizden çıkarmayalım. Bahçedeki Atatürk büstü önünde saygı duruşunda bulunalım, sonra oturup kendi aramızda sohbet edelim.’’ Dedik.
‘’AP’li arkadaşlara onları meşgul etmeyelim diye haber vermedik. O gece tatlı, ama buruk bir heyecanla geçti. Sabah erken, yani 9 Eylül Cuma sabahı erkenden kalktık. Sabah yürüyüşüne bizler kostümlü bir tarzda başladık.’’
‘’Süleyman Demirel, “Nedir bu haliniz, sanki yabancılar gelmiş, ne için kostüm giydiniz?” Diye sorunca, ben bugünün bizim için önemli bir gün olduğunu, CHP’nin kuruluşunun 60’ıncı yılını Zincirbozan’da kutladığımızı, onları meşgul etmemek için haber vermediğimizi söyledim. Bir an durdu, “Öyle mi, tebrik ederim” dedi. Dudaklarını sıkıp hafif hafif başını salladı. Biz sabah yürüyüşünü sürdürürken birden aklıma geldi.’’
‘’Arkadaşlardan ayrıldım yol kenarındaki kır çiçeklerinden 3 tane koparıp Atatürk’ün büstüne koydum. Sonra Sırrı Atalay’a “Üzülme ağabey, büste çiçek de koyduk” dedim ve yaptığımı anlattım. Acı acı güldü “Sen sağol emi” dedi. Sonra kahvaltıya girdik yanımıza gelen AP’liler haberleri olmadığı için günlük kıyafetleriyle gelmişlerdi. Kahvaltıdan sonra saat 10.00’da Sırrı Atalay, Deniz Baykal, Süleyman Genç, Celal Doğan. Ferhat Arslantaş, Yüksel Çakmur ve ben Atatürk’un büstü önünde saygı duruşunda bulunduk. Çevremizdeki görevliler şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı. Saygı duruşundan sonra kaldığımız binanın arkasına geçtik, bir masayı hazırlayıp, etrafına CHP’li yedi arkadaş oturduk, birbirimizi tebrik ederek sarıldık. En gencimizden başlayarak partiye nasıl girdik, o günleri sırayla anlatarak o günü yaşamaya devam ettik.’’
1983 yılı 9 Eylül’ünde Zincirbozan ‘da partisinin kuruluşunu kutlayan Sırrı Atalay, tamı tamına 2 yıl sonra aynı güne denk gelen 9 Eylül 1985’te yaşama gözlerini yumdu.
1950 yılında genç bir hakimken milletvekili seçildi. 1950-1980 arası milletvekili, Senatör, Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı ve uzun süre Cumhurbaşkanı Vekilliği yapmıştı.
Sırrı Atalay İsmet Paşa Hükümeti’nde Adalet Bakanı olarak da görev yapmıştı.
Hastalığı için gerekli olan parayı Emek Yeşiltepe’deki evini satarak karşılamıştı. Meşakatli yaşamı 66 yıl sürmüştü.
Demirel yıllar sonar Sırrı Atalay ile ilgili anılarında Zincirbozan’da CHP 60’ncı yıl kutlaması ile ilgili olarak Sırrı Atalay’ hitaben; ‘…Eğer Hapishanede bile siz kapatılmış partinizin kuruluş yıl dönümünü kutluyorsanız, o memlekette demokrasi ebediyen yaşayacaktır, sizi tebrik ederim.’ Diyerek aldırdıkları çikolata ile giydikleri kostümleriyle CHP’nin kuruluş yıl dönümünü tebrik etmişlerdi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünün üstünde söz olur mu? O diyor ki: "Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi'dir”
Kuruluş felsefesini Kuvâyi Milliye ve Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyet’lerinden alan; Cumhuriyeti kuran, demokrasi ve çok partili sistemi kendiliğinden getiren, CHP’yi daha çok görevler beklemektedir.
Nice kutlu yıllara…