MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Ya Erdoğan'ı anayasaya uyduracağız, ya anayasayı Erdoğan'a uyduracağız" mesajı ile Haziran 2018'de yürürlüğe giren "Tek Adam Rejimi" 3,5 yılını doldurdu.
Haziran 2023'de zamanında seçim yapılacak ise bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti için "Tek Adam Rejimi" ile geçen ve geçecek olan;
- Kayıp; 3,5 + 1,5 yıl…
Neden?
Çünkü anayasanın olmazsa olmazı;
- Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti askıya alındı…
O Recep Tayyip Erdoğan ki;
Yasaklı iken AKP Genel Başkanı olarak partisini anayasaya ve yasalara aykırı olarak 2002 milletvekili seçimine soktu…
CHP lideri Deniz Baykal'ın desteği ile ilk anayasa değişikliği sonucu yasağı kalktı ve milletvekili seçilip Abdullah Gül'den aldığı başbakanlığı üstlendi.
O gün bugün şu mazeretlere sığındı:
- "İhanet ettik, pişmanım, kandırıldım, hata yaptım, yoktum…"
Şöyle hafızanızı bir yoklayın…
AKP'nin tek başına iktidar olduğu istihdam sağlayacak 19 yılda açılan dev bir fabrika, dev bir yatırım aklınıza geliyor mu?
Betona yatırımdan, yandaşlara rant sağlayan "Kamu-Özel İşbirliği" (KÖİ) yatırımlarından başka bir yatırımı yoktur.
Bu yatırımlar da "geçmeyenin, kullanmayanın" paralarının devlet bütçesinden ödenen "Kâr Garantili" rant projeleridir.
Kaybeden, soyulan millet, kazanan ise yandaş 5'li çetedir…
Değerli okurlarım,
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu aktif siyaset anlayışı ile Erdoğan'ın "Gündem oluşturma" silahını elinden aldı.
Kılıçdaroğlu'nun 3 kurumu ziyareti rastgele seçilmiş değildir.
Birincisi; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'dır.
Adında "Türkiye" olan, bağımsız kararlar alması için özel yasası olan çok önemli bir kurumdur.
Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu CHP liderine randevu vererek bağımsızlığı için AKP iktidarına da önemli bir mesaj vermiştir.
Tabii anlayana…
İkincisi; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise yalnız iktidara değil, muhalefete de üniversitelere de sadece Türkiye için değil dünya ülkeleri için ülkemizin verilerini duyuran bir kurumdur.
Siyasetin "S" harfinin olmaması gereken gerçek istatistik bilgilerini toplayıp açıklayan teknik bir kurumdur ki Kemal Kılıçdaroğlu bu nedenle randevu verilmeyince haklı olarak kapısına dayanmış demir parmaklı bahçe kapısından dahi içeri alınmamıştır.
Üçüncüsü; Millî Eğitim Bakanı'nı ziyaret etmek istemesidir.
Adında "Millî" olan iki bakanlıktan biridir Eğitim Bakanlığı. Diğeri ise Millî Savunma Bakanlığı'dır.
Randevu verilmeyince Millî Eğitim Bakanlığı'na giden Kılıçdaroğlu için demir bahçe kapısı asma kilitle zincirlenmiştir.
Dikkatinizi çekmiştir.
Kanal D, CNN Türk, TRT, A Haber gibi CHP liderinin hiçbir faaliyetini izlemeyen yandaş medya Millî Eğitim Bakanlığı kapısında izdiham yaratmışlardır.
O anda haberin objesi;
- Zincir vurulan ve asma kilit asılan demir kapıdır.
Bu yandaş medya, Kemal Kılıçdaroğlu ile bu objenin aynı karede görüntülenmesini engellediler.
Üniversite kapısına kelepçe vuran AKP zihniyeti;
Milletin vekili ana muhalefet liderine kapıdan giriş izni vermemek ayıp ötesi büyük bir demokrasi skandalıdır.
İşte şimdi tekrar yazımın başına dönelim.
3,5 yıldır uygulanmakta olan Tek Adam Rejimi Türkiye için, demokrasimiz için maalesef kayıp yıllar yaratmıştır.
Parti devleti haline getirilen ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarının bağımsızlıkları AKP iktidarı tarafından kaldırılmıştır.
Bakanlar sarayın memurları olarak milletin değil Erdoğan'ın sekreterleri halindedir.
Hiçbir bakanın özgür iradesi yoktur.
"Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilkesi ortadan kaldırılmıştır.
- "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Sarayındır"...
- "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Tek Kişinindir"...
Haziran 2023'de yapılması gereken cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine 1,5 yıl kaldı.
Bu 1,5 yıl da demokrasimiz açısından "Kayıp Yıl" olma özelliğini koruyacaktır.
Ne yazık ki başkent kulislerinde şunlar konuşulmaktadır:
- Haziran 2023'de seçim yapılacak mı?
- Seçim ertelenecek mi?
- Demokrasi askıya alınacak mı?