SUADİYE’NİN GÖZDESİ MONTENEGRO
Konumu itibariyle hem merkezi hem de saklı kalmış bir balıkçı. Dışarıdan bakınca bir Ege balıkçısı havasında. İçeriye girdiğinizde oldukça sıcak ve samimi bir ortam ile karşılaşıyorsunuz. Mavi ve beyaz renklerin hakim olduğu dekorasyon abartıdan uzak ve oldukça sade. Kendinize evinizde hissedebileceğiniz kadar rahat bir ortamı var.
Montenegro adının nereden geldiğini mekanın sahibi Ali Bey’e sorduğumda aldığım cevap “Soyadımız Karadağ” oldu. Oldukça yaratıcı bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum. Meze konusunda oldukça iddialı olduklarını duymuştum. Seçim yapmak üzere açık mutfağın hemen önündeki meze dolabına yöneldiğimde neden bu kadar methiye duyduğumu daha iyi anladım.
Gerçekten de bugüne kadar duyduğum yorumları gölgede bırakacak mezelerle karşılaşmadım. Damağımda iz bırakan lezzetlere gelince. Tekmilli fava, patlıcan salata, isli uskumru, balık kokoreç ve tereyağında kavrulmuş istiridye mantarı ilk aklıma gelenler. Neredeyse her balıkçının mönüsünde olan bu mezelerin aslına bu kadar uygun şeklini maalesef artık pek bulamıyoruz. Mutfak ekibini can-ı gönülden kutluyorum.
Montenegro Balık’ın sahibi Ali Bey yola kendim yemeyeceğim hiçbir ürünü burada servis ettirmeyeceğim iddiasıyla çıkmış ve görünen o ki bunda da başarılı olmuş. Yolunuz Suadiye’ye düşerse uğramanızı ama öncesinde mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneriyorum. Zira yer bulmak pek kolay olmuyor.
***
ADI KÖFTE VE CİĞERDEN, LEZZETİ SIR FORMÜLÜNDEN GELİYOR!
Bu ay sizlere İzmir’den özel ve biraz saklı kalmış ama çok lezzetli bir önerim var.
Adı biraz enteresan “Köftiç”. İzmir’li gurme ve marka sahibi Gökhan Dökmeoğlu tarafından köfte ile ciğerden türetilmiş. Bilindiği gibi İzmir coğrafyası köfte çeşitliliği açısından oldukça zengin. Bu zenginliği halka mal ederek “Halkın Köftecisi” olmak hedefiyle yola çıkmışlar.
Yeri çok merkezi ama sanki gizli saklı kalmış. Köftiç İzmir’in kalbi Cumhuriyet Meydanı’na çok yakın, şu an kapanan İzmir’in simge otellerinden Hilton’un hemen arka sokağında yer alıyor.
Menüsü çok geniş değil. Özünde neredeyse adı ile sınırlı diyebilirim. Menünün temelini köfte ve ciğer oluşturuyor. Köftenin formülünü sır gibi saklıyorlar. İşin sırrı hayvanın özel yerlerinden seçtikleri etleri sır formüldeki oranlarda karıştırarak köfte haline getirmelerinde yatıyor. Köfteye et dışında sadece tuz, karabiber ve iki çeşit baharat koyuyorlar. Hiçbir katkı maddesi kullanmıyorlar. Lezzet dengesi benim damağıma göre mükemmele yakın. Bir porsiyon yedikten sonra bir porsiyon daha sipariş vermeniz beni hiç şaşırtmaz.
Damaktaki asıl fırtına ciğer masaya geldiğinde kopuyor. Özel olarak seçilip işlenen ciğer zeytinyağında pişirilerek servis ediliyor. Mideyi hiç yormuyor. Pişirilmesi tam kıvamında. Ben tadına doyamadım. En üzüldüğüm nokta köfte de denediğim için bir porsiyondan daha fazla ciğer yiyememek oldu.
Köftiç’in menüsüne kendileri tarafından özel olarak yorumlanmış “Tireli Köftiç”, “Yoğurtlu Köftiç”, “Ödemişli Köftiç” ve “Çöp Şiş” de girmiş ama benim önceliğim her daim köfte ve ciğerden yana.
İzmir’de yaşayıp hala bu lezzet durağında mola vermemiş olanlara ve yolu İzmir’e düşen herkese Köftiç’e uğramalarını öneriyorum.
***
7 GÜNE 7 ÖNERİ
Hafta sonuna lezzet ve keyif katmak isteyenler, cumartesi akşamı için İstanbul Etiler’de yeni açılan İnari Piku’yu keyifli ortamı ve sushi çeşitleriyle tercih edebilirler.
Pazar gününüze lezzet ve keyif katmak için, İstanbul Beyoğlu’nda hizmet veren Hacı Abdullah’da özel bir lezzet deneyimi yaşayabilirsiniz.
Yeni haftaya keyifli bir başlangıç yapmak isteyenler için Balıkesir Edremit’te hizmet veren Bahar Lokantası’nın leziz alternatifleriyle iyi bir seçenek olacağını düşünüyorum.
Salı günü için, Kavacık’ta döner severlerin değişmez adresi olan Bayramoğlu Döner biçilmiş kaftan.
Çarşamba gününe özel önerim her zaman olduğu gibi kahve severler için. Bu hafta rotanızı Cihangir’e çevirin ve Norm’un kahve çeşitleriyle ile kendinizi şımartın.
Perşembe günü Şaşkınbakkal’da hamburger severlerin değişmez adresi olan 3 Monkey’i tercih edebilirsiniz.
Cuma akşamı haftanın yorgunluğunu keyifli bir ortamda atmak isteyenlere Kuruçeşme’nin simge restoranlarından Korto İstanbul’u öneriyorum.
Haftaya görüşmek üzere…