Merkez Bankası Meclis'ten kaçtı

16 Nisan referandumuna kadar, demokrasimizin beşiği Türkiye Büyük Millet Meclisi idi… "Tek Adam Rejimi" Temmuz 2018'de yürürlüğe girince Meclis sembolik bir...

Orhan Uğuroğlu Yazar ouguroglu@gmail.com

16 Nisan referandumuna kadar, demokrasimizin beşiği Türkiye Büyük Millet Meclisi idi… "Tek Adam Rejimi" Temmuz 2018'de yürürlüğe girince Meclis sembolik bir duruma düşürüldü.

Yasalar Cumhurbaşkanlığı sarayında hazırlanıp Meclis'e gönderildi.

Meclis'in iktidarı denetim görevi, askıya alındı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun TBMM'de düzenlediği basın toplantısını Yeniçağ TV'den izledim.

Uzun yıllar devlet bürokrasisinde görev yapan ve yıllardır Meclis Plan Bütçe Komisyonu üyesi olan Kuşoğlu 9 kurum tarafından Meclis'te düzenli olarak yapılması gereken bilgilendirmelerin yapılmadığını tek tek açıkladı.

Bülent Kuşoğlu dedi ki;

"İktidardaki çürümüşlük ortaya net şekilde çıkmaktadır.

TBMM yasama gücünün, millet iradesinin tecelli ettiği yerdir.

Meclisin görevleri, yetkileri, sorumlulukları başta Anayasa olmak üzere kanunlarda ve içtüzüğünde belirlenmiştir.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra TBMM'de yazılı mevzuata ve geleneklere önemli ölçüde uyulmamaktadır.

Bu durum demokrasimizi ve yasama erkini daha da zayıflatmıştır.

TBMM sanki yasama görevi olan bir erk değil, millet iradesinin tecelligahı değil, Saray'ın veya yürütme erkinin gölgesinde ve talimatlarıyla çalışan bir yer haline gelmiştir.

Bu durum millet iradesinin hiçe sayılması anlamına geldiği için gerçek manada üzüntü verici bir durumdur.

Mesela, 1211 Sayılı Merkez Bankası Kanunu'nun 42'nci maddesi şöyledir:

- "Banka faaliyetlerine ilişkin olarak, yılda iki defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nu bilgilendirir."

Bu emredici bir hükümdür.

2021 yılında 7'nci aya geldiğimiz halde Merkez Bankası'nca tek bir bilgilendirme toplantısı yapılmamıştır.

Yasalar gereği Meclis'e düzenli bilgi vermesi gereken kurumlar ve ilgili yasalar şöyledir;

- Sayıştay Başkanlığı,

- Devlet Desteklerinin İzlenmesi,

- Sermaye Piyasası Kurulu,

- Afet Sigortaları Kurumu,

- Bankacılık Fon Yönetimi,

- Türkiye Varlık Fonu Yönetimi

- Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SDDK),

- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK),

- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),

Bu yıl hiçbir kurum henüz yasal görevlerini yerine getirmemişlerdir.

Tüm bunların sonucu şudur;

- TBMM'nin gücü, etkinliği ve önemi azalmaktadır.

- Demokrasinin ve Millet iradesinin etkinliği azalmaktadır.

- Devlet mekanizması çalışmamakta,

- Devlet yönetilememektedir.

Demokrasimiz, yasama erki ve devlet zayıflatıyor.

Bir devlet için, bir millet için, bir ülke için daha kötü ne olabilir?

Bilgilendirmelerin aksamasının sebebi iktidardaki ve kurumlardaki çürümüşlüğün, görev yapamamanın, Meclis'in ve kamuoyunun bilgisinden kaçırılması amacıdır.

* Meclis

Değerli okurlarım,

Kuşoğlu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'a yukarıda sayılan kamu kurumlarının Meclis'ten kaçmasını yazılı olarak şikâyet ediyor ve devreye girerek yasal yükümlülükleri gereği Meclise düzenli bilgi vermelerinin sağlanmasını istiyor.

Şentop yanıtında inanılmaz bir vurgu yaparak diyor ki;

- "TBMM'nin ve TBMM Başkanlığı'nın söz konusu normun yürütülmesinin sağlanması gibi bir görevi de bulunmamaktadır…"

Demokrasinin kutsal çatısı olmazsa olmazı Türkiye Büyük Millet Meclisi hiçbir zaman bu kadar etkisiz, güçsüz ve denetim yapamaz hale getirilmedi.

Meclis Başkanı, Meclis'in saygınlığını korumuyorsa kim koruyacak ki?

Bunun tek sebebi vardır:

Saray yönetimi Meclis'i devre dışı bırakmıştır.

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi artık şöyle değişmiştir:

- "Egemenlik kayıtsız şartsız sarayındır".

Yasama, yürütme ve yargı yani kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış, tek kişinin kontrolü altına girmiştir.

Kısaca demem o ki;

Meclis etkisizleştirildi,

Demokrasi rafa kaldırıldı...

Tüm yazılarını göster