Şubat Ayının son haftası ‘’Vergi Haftası’’ olarak kutlandı. İçinde bulunduğumuz Mart’ın ilk haftası Meslek mensubu ve muhasebeye yönelik farkındalığın artırılması amacıyla 1-7 Mart günlerinde ‘’Muhasebe Haftası’’ olarak kutlanıyor. Tarihi Asur ve Mısır tabletlerinde muhasebe yapıldığını biliyoruz. Günümüzde ekonominin, sanayi ve ticaretin en önemli öncü mesleği olan muhasebe mesleğini tarihinden başlayarak kısaca anlatmak bu yazımızın konusu olacaktır.
Osmanlı döneminde muhasebe mesleği yoktur. Devlet’in bir muhasebesi var ama özel sektörün yoktur. Batılaşma hareketlerinin başladığı 1839 Tanzimat Fermanı ve daha sonra girişilen ıslahat fermanları ile ‘’Kanunname-i Ticaret’’ ile ekonomik hayatta büyük değişim başlamıştır. Osmanlı Rus Savaşı yani halk arasında ‘’93 Harbi’’ olarak bilinen savaştan sonra 1879-1885 yılları arasında muhasebe ile ilk tanışılan yıllar olmuştur.
Bu dönemde ilk olarak çift yanlı kayıt yöntemine geçilmiş, daha sonra ‘’Heyet-i Teftişiye’’ kurularak modern mali denetime geçilmiştir. AKP tarafından kaldırılan Maliye Teftiş Heyeti de 1886 yılından kurulan yenilikçi bir kurulmuştur. Daha sonra hem denetim ve hem de Devlet adamı yetiştiren bir kurum haline gelmiştir.
Bu dönemde muhasebe mesleğinin gelişimi ve eğitimi için ‘’Hamidiye Ticaret Mektebi’’ kurularak özel kesime eleman yetiştirmeye başlamıştır.
Cumhuriyet döneminde ise; daha ciddi ve günümüze kadar gelişerek gelen muhasebe alt yapısı oluşturulmuştur. 1926-1930 yılları arasında muhasebe mesleğinin alt yapısını oluşturan üç vergi yasası yani; Kazanç Vergisi Yasası, Muamele Vergisi Yasası İstihlak Vergi ve Resimleri Yasaları yürürlüğe girmiştir.
Böylece ilk defa vergiler, beyan usulü ile alınmaya başlanmıştır. Bu durum hem çift yanlı kayıt yöntemine dayalı muhasebe uygulamalarını önemli duruma getirmiş ve hem de beyannamelerin denetim ihtiyacını, yani muhasebe denetimini gündeme getirmiştir.
Muhasebe mesleğinin ve muhasebe uygulamalarının en önemli uygulama alanı ise bir avuç özel kesim yanında özellikle Kamu iktisadi teşekkülleri (KİT’ler) olmuştur.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde imkansızlıklar içinde kurulan demir çelik, tekstil, çimento, et, süt ve yüzlerce fabrika yani Kamu İktisadi Kuruluşları haraç mezat yok pahasına yandaşlara, yabancılara özelleştirme adı altında satıldı. Bunların yerine avm ve rezidanslar dikildi. Şimdilerde bu güzide kuruluşlarının adları bile unutuldu. Bu kuruluşlar muhasebe mesleğinin gelişmesinin en önemli akademik çalışma alanları olmuştur.
1942 yılına gelindiğinde bir gurup muhasebeci, akademisyen ve devlet denetleme organlarının üst düzey yöneticileri bir araya gelerek Türkiye Eksper Muhasipler ve İşletme Organizatörleri Birliği adı ile bir dernek kurmuşlardır. Bu derneğin şimdiki adı Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği’dir. Uluslararası birçok mesleki kuruluşa üye olan dernek, 2006 yılında 17. Dünya Muhasebeciler Kongresi’ni TÜRMOB ile birlikte, İstanbul’da organize etmiştir.
Muhasebe mesleğinin gelişiminde 1945 yılında kurulan Maliye Hesap Uzmanları Kurulu mensuplarının önemşi katkıları olmuştur. Maliye Teftiş Kurulu ve Gelirler Kontrolörü ve Vergi denetmenleri ile birlikte vergi müfettişi olarak tek çatı altına alınarak kurumsal olarak kaldırıldı. Maliye müfettişleri benzeri bir düzenleme için çalışmalar yapıldığı söylenmekte ise de henüz bir düzenleme aşamasına gelinmemiştir.
Muhasebe ve mali müşavirlik mesleği ile ilgili kanuni düzenleme yapılmadan önce de mali müşavirler muhasebeciler dernekler kurarak mesleki faaliyetlerde bulunmuşlardır.
1989 yılında kabul edilen 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu; işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek üzere çıkarılmıştır.
Bu Kanun ile; “Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavir Odaları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Odaları Birliği’nin” kurulması ve teşkilat, faaliyet ve denetimleri ile organlarının seçimlerine dair esaslar düzenlenmiştir.
Belgelere dayanarak;
İnceleme, tahlil, denetim yapan, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş veren, rapor ve benzerlerini düzenleyen, bilir kişilik ve benzeri işleri yapanlara Serbest Muhasebeci Mali Müşavir,
Bu sayılan işlere ek olarak kanunun 12. maddesine göre çıkarılan yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapanlar da Yeminli Mali Müşavir olarak adlandırılmıştır.
Bağımsız denetim, işletmelerin yıllık finansal tablo ve diğer finansal bilgilerinin denetlenmesi demektir. Bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere yani uluslararası finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu esas alınarak yapılır. Makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amaçlanır. Genel kabul görmüş bağımsız denetim standartlarında öngörülen bağımsız denetim teknikleri uygulanarak, defter, kayıt ve belgelerin denetlenmesi ve değerlendirilmesi ve rapora bağlanmasını ifade eder.
Bağımsız denetimde; mesleki şüphecilik, makul güvence ilkelerine gözetilir. Bağımsız denetçi, görüşüne esas olan sonuçlara ulaşabilmek ve yeterli bağımsız denetim kanıtı toplayabilmek için çeşitli bağımsız denetim tekniklerini kullanır. Bunlar; fiziki inceleme, doğrulama tekniği, yeniden hesaplama, belge inceleme tekniği, bilgi toplama (soruşturma), ve analitik inceleme teknikleridir.
TÜRMOB Genel Başkanı sayın Emre Kartaloğlu’nun da belirtiği gibi; üreten, canlı, dinamik ve iktisadi yaşamın vazgeçilmezi haline gelen 111 bin serbest muhasebeci mali müşavir, 4 bin 800 yeminli mali müşavir ve 18 bin stajyer ile ülke genelinde faaliyet gösteren bir denetim ordusudur.
Yeminli mali müşavir ve bağımsız denetçi olarak mensubu olmaktan gurur duyduğum tüm meslektaşlarımın muhasebe haftasını ve uzun yıllar bünyesinde görev yaptığım sevgili maliye emekçilerinin vergi haftasını kutlarım.
Mükelleflerimizi de; ‘’İNSAN DEVLETE VERGİLERİNİ, SEVGİLİSİNE BİR BUKET ÇİÇEK VERİR GİBİ ÖDEMELİDİR.’’ Diyen ünlü Alman romantizminin öncülerinden NOVALİS’İN; (Tam adı Friedrich Leopold von Hardenberg); sözleri ile selamlıyorum.