Recep Muhalif Tayyip İktidar Erdoğan Cumhurbaşkanı

Recep Muhalif Tayyip İktidar Erdoğan Cumhurbaşkanı İşte size bir cümle ile Türkiye’deki siyasi tabloyu özetledim. Bu kıyağımı da lütfen unutmayın, bir kenara...

Orhan Uğuroğlu Yazar ouguroglu@gmail.com

Recep Muhalif Tayyip İktidar Erdoğan Cumhurbaşkanı

İşte size bir cümle ile Türkiye’deki siyasi tabloyu özetledim. Bu kıyağımı da lütfen unutmayın, bir kenara not alın…

Gelelim bu tablonun tanımlanmasına…

Recep Bey muhalefet yaparak AKP hükümetinin 16 yılını özetle şöyle eleştirdi:

“Bu güç adeta bir güç zehirlenmesine dönüştü… İstanbul’a ihanet ettik, kıyıları betonlaştırdık, yeşili azalttık, dikey mimari yaptık, belediyelerimiz alt yapılara değil üst yapılara yatırım yaptılar…

Zihinsel yozlaşmanın etkisi çarpık şehirleşmede görülüyor… Ne yazık ki gerek gecekondulaşma ve gerek kaçak yapılaşma devam ediyor… Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz.

İstanbul'da da selviyi bulacaksan Karacaahmet Mezarlığı'nda bulursunuz. Onun dışında bulamazsınız. Bizim kültürümüzde şehirler böyle kurulur… Aydınlık yok. Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton. Orada ruh yok. Huzur yok.”

Milli gelirde istediğimiz seviyeye ulaşamadık… Faizleri indiremedik.. Fethullah Gülen cemaati tarafından kandırıldık… Öcalan ve Kürt açılımı konusunda pişman olduk… Amerika’ya güvenerek hata yaptık…

FETÖ ve DEAŞ gibi yapıların topluma sirayet edebilmesinin nedeni, manevi boşlukların ilgili kurumlarımız tarafından doldurulamamasıdır… Müslüman aynı delikten ikinci kez ısırılmaz.”

Tayyip Bey iktidarda 16 yıllık icraatlarını özetle şöyle anlattı:

“16 yılda çift yollar yaptık, SSK, askeri ve belediye hastanelerini Sağlık Bakanlığına bağladık, yollar, köprüler, tüneller, havaalanları, kent hastaneleri yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.

4 milyon Suriyeliye kucak açtık 35 milyar dolar harcadık…

Amerika, Rusya, İran, Suudi Arabistan, Katar ile diplomatik ilişkiler kurarken dik durduk. Siyaset insanları dürüstçe adil yönetme sanatıdır…”

Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak özetle şunları söyledi:

"Kılıçdaroğlu'nun vatanseverlik diye bir derdi yok…

Şimdi çıkmış ezandan Kur'an'dan bahsediyor. Sen ne anlarsın ezandan Kur'an'dan?

Camilerin ahırlara çevrildiği belgeleri elimizde var…

Şiire bak 'Ey Samsun'da karaya çıkan ilah merhaba.'

Gidip abuk sabuk ifadelerle Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in istismar edildiği dönemlere de tanıklık ettik.

Bu zat çıkmış utanmadan bizim hastanelerimizde ameliyatların dahi yapılmadığından bahsediyor. Yalansa bunda, iftiraysa bunda. Gece başka yatıyor, sabah başka kalkıyor, böyle bir adam…

O gece tankları gördüğünde kaçmak yerine milletin arasında kalsaydı bu konuda konuşma hakkı olurdu. Ama o gece kontrollü koltukta oturduğu için rahat konuşuyor…

Darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım diyordun. Tankın üzerine çıksaydın.”

Tıp dünyasında “Çoklu kişilik bozukluğu” (Dissociative identity disorder) kişinin bilinç düzeyinde birbirinden farklı en az iki kişiliğe sahip olması ve bu kişilik yapıları arasında geçişler yaşaması durumuyla karakterize olmuş olan psikolojik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.

Elbette Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hastalığın pençesinde olduğunu vurgulamıyorum.

“Recep Muhalif Tayyip İktidar Erdoğan Cumhurbaşkanı” diyerek siyaseten çoklu kişilik sergilediğini vurguluyorum.

Aslında Erdoğan’ın bu siyasi kişiliğini belki tıbbi açıdan bilim adamları, sosyologlar ya da siyaset uzmanları değerlendirmeli.

Ben gazeteci gözüyle baktığımda ise en çok AKP ve Erdoğan’a oy verenlerin psikolojilerini merak ediyorum.

16 yıl iktidarda kalmanın formülü bu mudur?

“Kendin pişir kendin ye” denir ya aynen bu formülü uyguluyor hem de milletin önünde.

Metin Akpınar ya da Müjdat Gezen, “İstanbul’a ihanet ettin” deseler suç oluyor, Erdoğan, “İstanbul’a ihanet ettim” derse AKP’liler ayağa kalkıp dakikalarca alkışlıyor…

Ah büyük mizah ustası Aziz Nesin çok erken ayrıldın bu dünyadan… Bu 16 yılı yaşasaydın yazdığın kitaplarla dünyanın en çok satan eserlerinin sahibi olurdun…

Tüm yazılarını göster