18 Mayıs 2022, Çarşamba…
TBMM Genel Kurulu’nda, SADAT’ın faaliyetlerinin araştırılması ve seçim güvenliği önlemlerinin belirlenmesi amacıyla CHP’nin verdiği önerge görüşülüyor. Kürsüde CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan var.
SADAT’ın internet sitesinde “gayri nizami harp kursları düzenlediğini duyurduğunu” belirten Tezcan şöyle konuşuyor:
“’Katılanlara psikolojik harp, sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş imkân ve kabiliyetleri kazandıracağım’ diyor. Yani 'ben gelen kursiyerlere nasıl terörist olunur, nasıl adam kaçırılır, nasıl bomba atılır, onları göstereceğim' diyor.”
Tezcan’dan sonra kürsüye gelen İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, SADAT’ın ayrı bir anayasası, yönetim şekli, askeri gücü, yargısı, başkenti, bayrağı, dili olan “İslam Devletler Konfederasyonu” hedefinin Türkiye'nin egemenliğine açıkça kastettiğini, anayasal düzeni ortadan kaldırmayı amaçladığını” öne sürüyor. Şirketin buna rağmen AKP tarafından masum bir kuruluş gibi gösterilmeye çalışıldığını belirten Aktaş şöyle devam ediyor:
"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik girişimler suçtur. Bu suçu işleyenlere karşı gereken derhal yapılmalıdır… Türkiye'de hiçbir kuruluş, dernek adı altında, gayri nizami harp, suikast ve sabotaj gibi konularda kişi ve grupları eğitemez. SADAT, kamu kaynaklarını ve iktidarın gücünü kullanarak kanun dışı yapılanmaktadır. Bu yapılanmaya dur denilmeli, Türkiye asla paramiliter kuruluşlara, kurumlara teslim edilmemelidir."
Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya ise SADAT’ın Savunma Sanayi Başkanlığı’nın çalıştığı “birçok firmadan bir tanesi” olduğunu kaydederek “Bu firmaya özel bir anlam yüklemek, çok da doğru değildir" diyor.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada CHP'nin önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddediliyor.
SADAT hakkındaki iddiaları ilk kez 2018 yılında İYİ Parti Lideri Meral Akşener gündeme getirmişti.
Akşener, SADAT’ın ülke içinde silahlı eğitim kampları olduğunu belirtmiş, bunların araştırılmasını istemişti. Bu kamplarda sabotaj, pusu, baskın eğitimi alanların “seçim döneminde rol alacaklarını, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler” olduğunu söyleyen Akşener, "SADAT ile ilgili fotoğraflar gelmişti Konya ve Tokat'ta var olan kamplara dair. Bunu ilan ettim. Suç duyurusunda bulunuldum. İfadeye gittim. Bir deşifreydi yaptığım, devletin kayıtlarına girecek şekilde" demişti.
Aradan dört yıl geçti. Akşener’in iddiaları devletin kayıtlarında öylece duruyor.
Devletin kayıtlarındaki işleme koyulmamış bir başka suç duyurusu daha var.
Avukat İsmail Sami Çakmak, Şubat 2021’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçeyle SADAT kurucusu Tanrıverdi hakkında “anayasayı ortadan kaldırmaya çalışmak”, “yasadışı örgüt kurmak” ve “kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi” suçlarının işlendiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
SADAT’ın “anonim şirket değil, yasadışı bir suç örgütü” olduğu vurgulanan dilekçede, “devletin tekelinde olan yetkilerin kullanılmaya kalkışıldığı” vurgulanmış, “SADAT, ülkemizi daha karanlık günlere götürecek bir örgütlenmedir. Anayasanın ve yasaların arkasından dolanarak kurulmuş olan bu sözüm ona şirket, anayasayı ve yasaları hiçe saymakta, bunları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır” denilmişti.
Çakmak, suç duyurusunu ve suç duyurusunda yer alan delilleri, aynı zamanda Milli Savunma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığı’na göndererek “idari önlemler alınması” isteminde bulunmuştu.
Ancak avukat Çakmak’ın suç duyurusu, bir yılı aşkın süredir savcılıkta bekliyor. Milli Savunma Bakanlığı, Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığı’na yapılan “idari önlem alınması” istemli dilekçelere de dönüş yapılmamış bulunuyor.
Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın askeri başdanışmanıydı. “İslam Devletleri Konfederasyonu” ve “Halife gelecek, biz ortamı hazırlamalıyız” özeti veren söylemleri üzerine bu görevinden istifa etmek durumunda kalmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günden buyana “SADAT'ın yöneticileriyle yakından uzaktan hiçbir alakam yok” diyor. Buna rağmen SADAT, deyim yerindeyse görünmez bir el tarafından korunuyor. Yargı da TBMM de sus pus bekliyor.
20 Mayıs 2022, Cuma…
SADAT’ın faaliyetlerini yazılı basında okuduklarımın, görsel basında duyduklarımın ötesinde doğrudan kendi internet sitesinden izlemek ve değerlendirmek istiyorum. www.sadat.com.tr adresini tıklıyorum.
Açılan pencere şöyle:
“Kamuoyu Duyurusu!
SADAT Başkanının Kılıçdaroğlu'nun yalanlarına cevabı için tıklayınız."
Kısa aralıklarla siteye ulaşmaya çalışıyorum. Saat 19.30 dolayında bir kez “Hizmetlerimiz” diye bir sayfa açılıyor. Hizmetler de Danışma, Eğitim ve Donamım olarak askeri ve iç güvenlik diye sınıflandırılmış. Ancak sayfaların hiçbirine ulaşamıyorum. Karşımda hep aynı duyuru.
Duyuruda, “SADAT ticari faaliyetlere odaklanmıştır. Ne bir paramiliter ordudur ne de milis gücü yetiştirir… İç güvenlik gücü değildir” deniliyor. Faaliyetlerinin yurt dışına İslam ülkelerine yönelik olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dost ve müttefik ülkelerin Silahlı Kuvvetleri ve Polis Teşkilatlarına hizmet verildiği belirtiliyor.
İnternet sitesinde karşımda hep bu duyurucuyu görünce ster istemez, SADAT sayfasında bir değişiklik mi yapacak, şu sabotaj, pusu ve benzeri eğitimleri faaliyet alanından çıkaracak, duyuruyu bu amaçla bir kamuflaj olarak mı kullanıyorlar diye düşünüyorum.
20 Mayıs 2022, cuma günü gece yarısına doğru duyuruyu tıkladığımda “süresi bitti” gibi bir sayfa çıkıyor önüme. Saniyeler sonra site eski haliyle açılıyor.
21 Mayıs 2022, cumartesi günü Merzifon Kitap Fuarı için yoldayım. Merak ediyorum ama siteye giremiyorum.
22 Mayıs 2022, Pazar… Saat 10.30…
SADAT sitesi, deyim yerindeyse yeniden duyuruya dönüşmüş.
Duyuru kamuflajını aşmak isterseniz İngilizce ya da Arapça bilmek zorundasınız. SADAT’ın sitesi İngilizce ve Arapça olarak hizmete devam ediyor…
ulucgurkan@ulucgurkan.net