Sorunlar yumağı!

Aklın ve vicdanın egemen olduğu yönetimlerde duyulmayacak sözler vardır. Örneğin “Her öğrenci üniversite bitirdiği zaman iş sahibi olacak diye bir şey...

Neşe Doster Yazar nesedoster@yahoo.com

Aklın ve vicdanın egemen olduğu yönetimlerde duyulmayacak sözler vardır. Örneğin “Her öğrenci üniversite bitirdiği zaman iş sahibi olacak diye bir şey yoktur!” gibi bir açıklamayı oralarda duyamazsınız, böyle bir şey söylemez o yetkililer!

Tam da burada insanın aklına ister istemez takılıyor. Hesap kitap yapılmadan, “ihtiyaç nerede hangi alanda var?” diye istişare edilmeden, biraz seçim yatırımı daha çok siyasi şov olarak bırakın illeri, ilçelere dahi alt yapısı olmayan, hocası, kadrosu bulunmayan üniversite ya da yüksekokul açmanın adı ne oluyor?

Halkına, gencine, iş bulamayanlar, söz konusu kendi yakınları, yandaşları olunca bol keseden iş ve aş dağıtıp, dernek, vakıf, arsa hibe edince bunun adı ne oluyor?

Son zamanlarda ünlü ünsüz, yaşlı genç eski partililerin, ağlamalı, gülmeli büyük şovlarına tanıklık ediyoruz. Şahane de! Bu atılımları yapanlar ülkenin hangi başat sorunlarına çare olacaklar, ya da neden oldukları hangi sorunları çözecekler? Esas ortaya koyulması gerekenler boşlukta dururken bu gecikmiş çıkışların adı ne oluyor?

Özetlersek; Bir öğrenci için eğitime harcanan bütçede OECD ortalaması 10 bin 502 dolarken, en çok para harcayan Lüksemburg bir öğrenciye 21 bin 705 dolar ayırıyor. (daha öncede yazmıştım) Bu durumda Türkiye 5 bin 633 dolarla (bu kadar olduğunu da düşünmüyorum) neyi ne kadar başarabilir? Dillerinden ümmeti bölmek, trenden inmek ve ihanet gibi sözleri düşürmeyenler ultra projelerle övünüp, mega projelere imza atarken eğitime ayrılan bütçeyle ne kadar ilgilenirler, ya da bu süper projelerin neresinde eğitime gereken yeri verirler? Son derece açık seçik net olan ve ortada duran bu sorunun yanıtı ne oluyor?

Bilinen gerçeklerden yola çıkarsak; Savaşlardan medet uman, sınır tanımayan, kuralları takmayan, savaşlara doymayan ülkelerin listesi her alanda kabarık, bagajları her anlamda doludur. Ama aynı ülkeler eğitim denilince durur ve gereken bütçeyi ayırır, yarınlarını garantiye alırlar. Kim için? Kendi ülkeleri ve kendi gelecekleri için! Yakıp yıkmayı göze aldıkları ülkelerin eğitim sorunları onları niye ilgilendirsin ki? Derin düşüncelere dalmaya gerek yok. Bunun ne anlama geldiği zaten ortada…

BM çocuklara yardım fonu UNICEF’in açıkladığı rapora göre geçen yıl dünyadaki savaş ve çatışmalarda 12 bin çocuk öldü. Yaralanan ya da sakat kalanların sayısı net olarak bilinmiyor. Bu soruna dikkat çekmek için BM, ABD’deki merkezinin bahçesine okul çantalarını toplayarak, temsili bir mezarlık görüntüsü oluşturdu. Umudun simgesi olan okul çantalarının yanına da çocuklara ait pelüş ayılar, bebekler, oyuncaklar dizdi. Düzenleme ilginç, dikkat çekici ve anlamlı da! Anlı şanlı kurum ve kuruluşlar keşke çocuk ölümleri yaşanmadan önce önlemler alsaydı değil mi? Aslına bakarsanız işin can alıcı yanı şudur! Mahcubiyet denilen faziletten haberdar olmayanlara sorulması gereken çok şey var ama ne yazanın ne okuyanın sabrı yok diye özet geçiyorum…

Gelelim iç piyasaya!

Dünya lideri söylemiyle yönetilen ülkemizde; Ekonomi tepetaklak gidiyormuş, doğalgaza 2 yılda yüzde 64 zam gelmiş, her gün 50 milyon dolar faiz ödüyormuşuz, genç işsizlik oranı yüzde 25’i bulmuş, eğitimli her 4 gençten biri işsizmiş. Ne olmuş yani? Önemli olan; Seçim yatırımı olarak, yandaş müteahhitleri zengin etme amacını güden, kentlerin en stratejik ekolojik alanlarını sulak ve doğal yerleri, yeşil alanları kentlerin açık hava koridorlarını değerli arsa ve arazileri yok etme adına imara açmaktır. Bunun adı nedir? Biz bilemeyiz! Onu da rant projesine dur demeyen, AVM rezidans ve otel yapımından asla vazgeçmeyen, küçülen ve daralan ekonomiyi görmeyenler düşünsün…

THK’nın elinde 20 yangın söndürme uçağı var. 6’sı tam donanımlı ve uçuşa hazır. Ancak pilot bakan israfta kararlı, düşmüş yollara, giymiş montunu, binmiş 175 milyon dolarlık söndürme uçağına, çakmış selamını, atmış havasını, Rusya’dan alacağım bu uçakları diyor! Koskoca pilot bakanın elbet bir bildiği vardır. Özenle ölçülüp biçildiğinden, hesabın kitabın iyi yapıldığından kimsenin şüphesi yok da ülkede ekonomik kriz var deniliyor ya! O bakımdan yani…

Cümlenin malumudur ama. Şimdi aldı beni bir merak? Bazı şeyler olmuyorsa, başarılamıyor, becerilemiyorsa, sorunlar katlanarak artıyorsa, bedelini halk ödüyorsa, yüzleşmek, ben nerede hata yaptım demek gerekmez mi? Ülkede olup bitene bakınca, gündeme düşenleri görünce bazı adımları atmadan önce iki kez düşünmek yetmez, yüz kez düşünmek, yüzleşmek gerekmez mi?

Hoş yılların akışına bakınca bunu beklemek hayalden öte saflık da olsa, görememek hayal kırıklığından öte kâbus da olsa nedense insanoğlu bi türlü hayal kurmaktan vazgeçemiyor!

Tüm yazılarını göster