Soylu Bahçeli'ye şimdi minnet borcunu ödüyor

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güçlü siyasi yapısı "Tek Adam Rejimi" ile çok büyük oranda zayıflatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi yani yasama gücü...

Orhan Uğuroğlu Yazar ouguroglu@gmail.com

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güçlü siyasi yapısı "Tek Adam Rejimi" ile çok büyük oranda zayıflatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi yani yasama gücü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yani "Tek Adam" tarafından kullanılıyor.

"Yürütme" gücü yine "Tek Adam" tarafından milletin seçtiği değil Erdoğan'ın atadığı bakanlar tarafından yürütülüyor.

Yargı…

Peki, AKP iktidarı "Tek Adam Rejimi" ile yargıda nasıl bir Reform (!) yaptı?

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu idi… (HSYK)

Hâkimler ve Savcılar Kurulu oldu HSK) ve "Tek Adam" kontrolüne girdi.
***
Değerli okurlarım,

22 asıl üyesi HSYK'da;

- Partili olmayan tarafsız Cumhurbaşkanı sadece 6 üye seçebiliyordu.

- Adalet Bakanı "Başkan" ve müsteşarı, "Doğal Üye" statüsündeydi.

- Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulları'ndan seçiliyordu.

- Adli yargı hâkim ve savcılarının ve idari yargı hâkim ve savcılarından seçiliyordu.

"Tek Adam rejimi" ile en çarpıcı anayasa değişikliği HSK'da yapıldı.

***
Değerli okurlarım,

HSK'nın yapısı şöyle:

- AKP'li cumhurbaşkanının atadığı 2 üye: Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Bakan Yardımcısı

- AKP'li Cumhurbaşkanının seçtiği 4 üye.

- AKP'nin Türkiye Büyük Millet Meclis grubunun seçtiği 6 üye.

- MHP ve Devlet Bahçeli'nin AKP desteği ile seçtirdiği avukatı1 üye.
Değerli Türk vatandaşları,

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne yapacaklarını şöyle açıkladı;

- "Hukuk reformu"

Efendiler;

- Türk Yargısı 2018'den bu yana "Siyasi" bir organ olan HSK tarafından kontrol altındadır.

HSK üyelerinin seçim yöntemi değişmeden yargı siyasetten asla kurtulamaz…

***
Değerli okurlarım,

"Öldürülme kastı" ile 7 kişinin "silahlı" saldırısına uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ,

"Öldürülme kastı" ile önce 3 kişinin fiili saldırısına sonra araçları ile ezme amacıyla çarpma yaşayan ben,

"Öldürülme kastı" ile 3 kişinin fiili saldırısına uğrayan Avukat Televizyon Programcısı Avşar Hatipoğlu,

"Adalet" diye bağırıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Adalet Bakanı da duyuyor ve Bakan Gül Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şu talimatı iletiyor:

- "Saldırganlar için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli soruşturmayı titizlikle yürütsün…"

***
Değerli okurlarım,

Saldırıları Avukat Murat Keçeciler şöyle değerlendirdi:

"Avrupa İnsan hakları Mahkemesi var olan bir terör ortamında diğer siyasi partilerin tümü tarafından kınanmış olan 'şiddeti kınamayı reddetmeyi terörizme üstü kapalı bir destek' olarak değerlendirir.

AİHM kararı karşısında; Devlet Bahçeli, Semih Yalçın ve diğer MHP temsilcilerinin tutumu, diğer tüm partiler tarafından kınanan şiddet eyleminin kınanmaması olarak değerlendirilmelidir.

Sayın Bahçeli'nin 2018 yılında verdiği ilan, saldırı olaylarının arkasındaki örüntü ve bağlantılar, bu ve benzeri daha önceki eylemlerin MHP tarafından koordine ve organize edildiğine delalet teşkil eder.

Türk Ceza Kanunun 6. Maddesinin 4. Fıkrası, 'Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler…' tanımı yapar.

Bu tanım dikkate alındığında Orhan Uğuroğlu'na karşı arabayla yapılan eylem silahla öldürmeye teşebbüstür.

Suçun işlenme biçimi, aynı gün birden fazla fiilin işlenmesi, tüm eylemlerin aynı isteklendirme ile gerçekleştirilmesi, fiil ve failler arasında eylem birliğini ortaya koymaktadır.

Bu durum da Türk Ceza Kanunu kapsamında 'örgütlü suç' tanımına girer.
Delil durumu dikkate alındığında, azmettiricilerin, diğer faillerin tespiti ve delil karartma" ihtimaliyle tutuksuz yargılanmaları hukuken izah edilemez."

***

Değerli okurlarım,

FETÖ ihraçlarından sonra yeni alınan savcı ve hâkimlerin AKP ve MHP'li avukatlar arasından seçildiğini sağır sultan duydu.

Süleyman Soylu pandemi nedeniyle sokağa çıkma krizi yaşanması nedeniyle istifa etti.

Devlet Bahçeli'nin baskısı nedeniyle Erdoğan'ın istifayı kabul etmediğini yazdım.
Özdağ'a bana ve Hatipoğlu'na yönelik polis soruşturması kurnazlığı şunu açıkça gösteriyor;

Soylu Bahçeli'ye minnet borcunu ödüyor…

Tüm yazılarını göster