Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yaptığı açıklamalarda sıklıkla eğitim filozoflarına ve eğitim tarihçilerine atıfta bulunuyor. Ziya Selçuk, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun “üretim” kavramına da atıfta bulunuyor, bazı konuşmalarında. Bu vesileyle, Baltacıoğlu gibi önemli bir eğitim düşünürümüzü ve onun üretim kavramını ele almanın faydalı olacağını düşünüyorum.
1886-1978 yılları arasındaki 92 yıllık ömrüne, 35’i doğrudan eğitim öğretimle ilgili, toplam 131 eser sığdıracak kadar üretken bir düşünürdür Baltacıoğlu. Üniversiteden bürokrasiye yaptığı pek çok görevde, Avrupa’daki gözlemlerinin etkileri vardır. Baltacıoğlu, eğitim reformu akımının ülkemizdeki en önemli temsilcisi olmuştur. J. J. Rousseau’nun “Emile” adlı eserinden derinden etkilenmiş olan Baltacıoğlu, dünya eğitim felsefesi ve tarihine hâkim bir isimdir. İşte bu ismin ana eğitim görüşlerini; “Talim ve Terbiyede İnkılap, İçtimai Mektep, Toplu Tedris, Rüyamdaki Okullar ve Pedagojide İhtilal” eserlerinde görüyoruz.
Baltacıoğlu bu eserlerinde, eğitim reformu akımcıları gibi geleneksel eğitimi köklü bir değişimden geçirmek, gününe uygun eğitim modelleri yaratmak ve böylelikle “Yeni Adamlar” yetiştirmek derdindedir. Bu eğitim çizgisi; ferdiyetçilikle başlayıp, sosyal bir bileşimle biter. Tüm bu yolun ana kitabı “İçtimai Mektep” tir. Ziya Selçuk’un çok kullandığı yarım adam-tam adam yetiştirme, şahsiyet ve üretim kavramlarına Baltacıoğlu’nun Şahsiyet Pedagojisinde yani üretim pedagojisinde rastlarız. “Şahsiyet Pedagojisi” Ziya Selçuk’taki gibi burada da işin felsefi temelini oluşturur. “İçtimai Mektep” adlı eserinde, Baltacıoğlu eğitim olgusunu; kişilik, ortam, çalışma, verim ve başlatma olmak üzere beş ana ilke üzerinden şekillendirir.
Ziya Selçuk’un sıklıkla yaptığı, eğitimin kişilik de kazandırması gerektiği vurgusu, Baltacıoğlu’nda; eğitim ve öğretimin insana sadece alan bilgisi vermemesi, o konunun kişiliğini de kazandırması gerektirdiği şeklindedir. Ziya Selçuk’un tüm okullarda kurulacağını açıkladığı tasarım-beceri atölyeleri, Baltacıoğlu’nun ortam ilkesinin hayata geçirilecek halidir.
Ziya Selçuk’un Baltacıoğlu’nun adını vererek atıfta bulunduğu üretim kavramına “İçtimai Mektep” adını verdiği yeni okul modelinde rastlarız. Baltacıoğlu’na göre “İçtimai Mektep” demokratik bir üretim okuludur. Ziya Selçuk’un rüyalarıma giriyor çocuklar diye kullandığı metafor, Baltacıoğlu’nun “Rüyamdaki Okullar” eseridir. Baltacıoğlu bu eserinde; okulundaki uygulama şekillerini, rüyalarında gördüğü şeyler gibi anlatır. Asıl ilginç noktalardan biri; Baltacıoğlu’nun ilk eseri “İnkılap” ile başlarken, son eseri “İhtilal” ile biter, yani “Pedagojide İhtilal” eseriyle.
Tekrardan Ziya Selçuk’un kullandığı üretim kavramına dönecek olursak, Baltacıoğlu’nun okulunda derslerde teorik ve pratik ayrımı yoktur, sadece üretim vardır. Ve bu üretim, Batı Avrupa’daki Marxçı Revizyonistlerin yani sosyal demokratların üretim okulunun yansıması gibidir. Tam da burada Baltacıoğlu, Marx’ın görüşlerinden bir metod olarak yararlanarak, geleneksel okul anlayışına karşı çıkar. Onun amacı; “Yeni Adamlar”ın yetişeceği bir okuldur. İşte bu okul da “Rüyamdaki Okullar” adındaki demokratik üretim okuludur. Ona göre okullar adeta bir üretim atölyesi gibi tasarlanmalıdır. Ve buralarda önemli olan üretim olmalıdır, teori ve pratik ikiliği değil, üretim bütünlüğü olmalıdır.
Thomas More’dan Rousseau’ya önemli filozoflardan etkilenmiş olan Baltacıoğlu’nun, Ziya Selçuk’u nasıl etkilediği yüzeysel olarak yukarıda ortaya konmaya çalışılmıştır. Baltacıoğlu’nun pedagojisinin özeti; “Benim aradığım pedagoji ne Tanzimat pedagojisi, ne Meşrutiyet pedagojisi ve ne de Cumhuriyet pedagojisidir. Benim aradığım pedagoji; atom devrine yakışan, yaratıcı insan, yaratıcı Türk’ü yetiştiren yaratıcı pedagojidir” şeklindedir.
Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un konuşmalarında kullandığı yarım-tam adam yetiştirme, tasarım-beceri atölyeleri, şahsiyet pedagojisi ve üretim kavramlarını açıklandığı üzere, önemli eğitim düşünürümüz İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nda da görüyoruz. Yine Selçuk’un bir metafor olarak “öğrencileri rüyalarımda görüyorum” u Baltacıoğlu’nun “Rüyamdaki Okullar”ını ve bu eserdeki anlatım biçimlerini çağrıştırmaktadır. Ülkemizin rüyalardaki eğitime, okullara ve öğrencilere ulaşması umuduyla… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…