Erdoğan seçime üç gün kala hatırladı: Son virajda 'Kürt kardeşlerim' çıkışı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlere üç gün kala Twitter'da paylaştığı mesajla Kürt yurttaşlara seslendi.
Başbakanlık görevi de dahil 20 yıldır Türkiye'yi yöneten ve özellikle 2015'te MHP'yle yakınlaşmaları sonrası 'milliyetçi politikalar' benimseyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha Kürt oylarına sarılma çabasında.
Erdoğan'ın özellikle son dönemde Kürtlere karşı kullandığı ifadeler HDP’li siyasetçiler başta olmak üzere birçok muhalifin tepkisini çekiyordu. Bunlardan biri de CHP’den milletvekili seçildikten sonra AKP'ye katılan Mehmet Ali Çelebi'yle diyaloğunda olmuştu.
Erdoğan, AKP TBMM grup toplantısında rozet taktığı Çelebi'nin elini sıkarak "Senin çocuk kaç tane" diye sormuş, aldığı yanıtlardan hoşlanmayınca "Allah'tan isteyelim devam. Çocuk çok önemli. Bak PKK'nın beş tane, 10 tane, 15 tane var" sözlerini sarf etmişti.
HDP'liler, PKK’lıların dağda 10-15 çocuk yapamayacağını vurgulayarak Erdoğan’ın bu sözleri Kürtler için kullandığını belirtmişti.
SEÇİME ÜÇ GÜN KALA MESAJ: 'SEVGİLİ KÜRT KARDEŞLERİM'
Birçok ankette oylarının eridiği görülen Erdoğan, seçim gününe yaklaştıkça Kürt yurttaşların oyunu alabilmek için çeşitli girişimlerde bulunuyor. Bunlardan biri de bugün yaşandı. Erdoğan, son olarak Twitter'da şu mesajı paylaştı:
"Sevgili Kürt kardeşlerim. Bugüne kadar ananızın ak sütü gibi helal olan haklarınızı size teslim etmek için büyük mücadeleler verdik. Analar ağlamasın, yüreklere ateş düşmesin diye çok ciddi çabalar harcadık.
Sizler, samimi gayretlerimizin en yakın şahitlerisiniz. Hangi badireleri aşarak bugünlere geldiğimizi, önümüze hangi tuzakların kurulduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz. Elbette eksiklerimiz, yapmak isteyip de yapamadıklarımız olmuştur; fakat Türkiye’ye hak ve özgürlükler alanında kazandırdıklarımız ortadadır.
'KİM İNSANIMIZA KURŞUN SIKTIRMAYA KALKARSA KARŞISINDA BİZİ BULACAK'
Bunlardan geriye gidişe kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Her kim terör tehdidi altındaki eski Türkiye’yi hortlatmaya çalışırsa, karşısında bizi bulacaktır. Her kim gariban Kürt çocuklarının eline silah verip askere, polise, insanımıza kurşun sıktırmaya kalkarsa, karşısında bizi bulacaktır. Her kim emperyalist güçler adına milletimizin huzuruna kastederse, karşısında bizi bulacaktır.
'ÇOCUKLARIMIZI KİMSE DAĞA ZORLA KAÇIRAMAYACAK'
Her kim haklarınıza el uzatmaya teşebbüs ederse, karşısında Tayyip Erdoğan’ı bulacak, Cumhur İttifakı’nı bulacaktır. Rabbim ömür, milletimiz de yetki verdikçe; Bu ülkede analar bir daha ağlamayacak… Çocuklarımızı kimse dağa zorla kaçıramayacak… Geceyle birlikte şehirlerimize terörün karanlığı çökmeyecek…
'KİMSE TEHDİT EDEMEYECEK'
Benim Kürt kardeşimi kimse tehdit edemeyecek, silah zoruyla kimse iradesine ipotek koyamayacak! Türkiye, 85 milyonun tamamı için daha özgür, huzurlu ve müreffeh bir yer olana kadar çalışacağız. Türkiye Yüzyılı’nı Kürt kardeşlerimizin de desteğiyle hep beraber inşa edeceğiz."
MHP'YLE YAKINLAŞMANIN BAŞLADIĞI 2015'TE NE OLDU?
7 Haziran 2015'te AKP, yüzde 40.8 oy alarak iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez parlamentodaki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti. HDP ise yüzde 13.1 oyla 80 milletvekiliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) yerini aldı.
Meclis'teki aritmetik koalisyon hükümetini zorunlu kılıyordu. AKP'nin ilk koalisyon teklifini götürdüğü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise çözüm sürecine göndermede bulunarak, 3 formül öne sürdü.
Bahçeli, 'AKP - HDP' ya da 'AKP - CHP - HDP' koalisyon hükümetlerini önerdi; bunlar olmazsa en erken tarihte seçime gidilmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan'ın hükümeti kurma görevini verdiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu gelişmenin ardından CHP'yle koalisyon görüşmelerini başlattı. Ancak CHP'yle 26 Ağustos'a kadar süren 'istikşafi' görüşmelerden sonuç çıkmadı. 1 Kasım için erken seçim kararı alındı.
ÇÖZÜM SÜRECİ BİTTİ
Bu sırada 2009'da Oslo görüşmelerinde temeli atılan ve zaman zaman kesintilerle devam eden Kürt sorunu konusundaki 'çözüm süreci' de noktalandı. Seçimlerden kısa süre sonra PKK, yol kesme ve şantiye basma eylemlerine başladı.
SURUÇ VE CEYLANPINAR SALDIRILARI
Çözüm sürecinin sona ermesinin ardından Türkiye, canlı bombaların intihar saldırılarına sahne oldu, bu saldırılarda onlarca insan yaşamını yitirdi.
Saldırıların ilki 20 Temmuz'da, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yaşandı. Kobani'ye yardım göndermek için toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada intihar saldırısı düzenlendi. IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişi hayatını kaybetti.
Suruç saldırısından 2 gün sonra, 22 Temmuz'da ise Şanlurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis evlerinde başından vurularak öldürüldü.
Olaydan bir gün sonra, PKK ve IŞİD'e yönelik operasyonlar başlatıldı.
Ceylanpınar saldırısını önce sahiplenen, sonra reddeden PKK, çözüm sürecinde aldığı 'ateşkes' kararını sona erdirdi.
ANKARA GARI SALDIRISI
7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye, tarihinin en kanlı olaylarından birini de 10 Ekim'de yaşadı.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), HDP ve çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımıyla Ankara Garı'nda düzenlenen 'Barış mitingi', iki canlı bombanın saldırısıyla kana bulandı.
IŞİD tarafından yapılan saldıda 102 kişi yaşamını yitirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise saldırıda IŞİD ve PKK işbirliği olduğunu belirtip, ilk kez 'kokteyl terör' ifadesini kullandı.
1 KASIM SEÇİMLERİ: AKP TEK BAŞINA İKTİDAR
Saldırılar ve katliamların gölgesinde 1 Kasım seçimlerine giden Türkiye'de güvenlik kaygısı ön plana çıktı. AKP, yüzde 49.5 oy alarak 317 milletvekilini Meclis'e gönderdi ve yeniden tek başına iktidar oldu.
HDP oylarında ise ciddi düşüş yaşandı; yüzde 10.7 oy alarak seçim barajını kılpayı geçebildi.
Bu dönem, MHP'yle Cumhur İttifakı'nı kurmaya giden sürecin miladı olarak sayılıyor.