Erdoğan'ın danışmanı Yasin Aktay, sözlerini böyle aklamaya çalıştı: Köprüleri yemek yasaktır
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kilosu 30 lirayı bulan soğan fiyatları için "Hz. Musa kölelere özgürlük verdi, 'hani soğan?' diye söylenmeye başladılar" diyen danışmanı Yasin Aktay, bu sözlerle halkı kastetmediğini savundu; tepkileri tiye aldı: "Köprüleri yemek yasaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'düşük faiz' ısrarı neticesinde uygulamaya konulan ve ekonomistlerin hiçbir şekilde mantıklı bir yanını bulamadığı politikalar nedeniyle ekonomik krize sürüklenen Türkiye'de, kilosu 30 liraya kadar çıkan kuru soğanla ilgili tartışmalar sürüyor.
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaşananlarla ilgili olarak "O (Erdoğan) kalırsa bu elimdeki kuru soğan olacak 100 lira" derken; Erdoğan ise buna karşın İHA, SİHA ve TOGG'u ortaya koymuştu.
Ana muhalefet liderinin buna yanıtı "20 yıldır devleti yönetiyorsanız, 20 yılda bu insanları karınlarını doyuramaz bir noktaya taşımışsanız oturup sorgulamanız lazım. ben köprü yemiyorum ki yemek yiyeceğim. Çocuğumun beslenme çantasına köprü koymayacağım ki, süt koyacağım" olurken; AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay'dan tepki çeken bir çıkış gelmişti: "Hz. Musa kölelere özgürlük verdi, 'hani soğan?' diye söylenmeye başladılar."
'KÖPRÜLERİ YEMEK YASAKTIR'
Aktay, Yeni Şafak'ta bugün yayımlanan 'Köprüleri yemek yasaktır' başlıklı yazısında az önce bahsedilen ifadesiyle 'soğanın tarih boyunca sahip olduğu sembolik anlamlara' işaret ettiğini ve birilerini öfkelendirmesi nedeniyle 'tam isabet' olduğunu savundu.
"Söylemem gereksiz tabii, orada hedefim asla halk değildi, olamaz. Dediğimiz gibi siyasi ve ahlaki bir ilke olarak halkın hiçbir sorununu küçümsemeyiz. Ancak Kur’an’da sembolik çağrışımları güçlü bir kıssadan hisseler çıkarmaya gösterilen tepkileri samimi bulmam veya hak vermem mümkün değil" diyen Aktay, şöyle devam etti:
"Ayrıca o kıssadan sadece muhalefete değil herkese dersler çıkar. Kötüyü iyice tercih etme noktasına sadece muhalefet gelmez. Bu siyasetin, hatta toplamda hayatın genel sorunudur ve AK Parti’nin etrafındaki tercihlerde dahi bu yanlışlar görülür.
Haddizatında yazımda soğana atfedilen 'geçmişe özlem' boyutu, Hz. Musa kıssasında modellenmiş olarak son derece sosyolojik bir konudur. İslam tarihinde İbn Haldun bunun en güzel şerhini yapmış biridir. Burada halkımızın soğanla, patatesle, domatesle ve genel olarak hayat pahalılığıyla sorununu küçümsemek yok. Halktan gelen her şikayet baş göz üste. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da çözümün adresi olma ahdinden geçmek yok.
'TUZU KURU MUHALEFETİN DURUMU ORTADA'
Bilakis Kılıçdaroğlu ve soğanı 30 liraya satıldığı marketlerden alıp bize açlıktan bahseden tuzu kuru muhalefetin durumu ortada. O paralelliği ben kurmadım, vakanın kendisinde böyle bir paralellik var, dikkat çektim.
O paralelliğin zımnında halka bir eleştiri yok, bilakis şu soru var: Kılıçdaroğlu’nun soğanı öne sürmesiyle CHP’nin iktidar dönemlerinde halka karşı kurduğu tahakküm ilişkisine bir özlem mi var?
Orada CHP’nin halkı vatandaş bile saymayan, ekmeği karne ile dağıttığı, dinini, inancını, değerlerini yok saydığı, ona bir müstemleke gibi davrandığı, geçmişe özlem duyan CHP’liler var. CHP’liler halka efendilik yaptıkları günleri özlüyorlar ve bunu da halkın soğanını kullanarak, öne sürerek ifade ediyorlar. Bu kadar basit.
Halkımızın o günleri özlediğini söylemek her zaman sağduyusuyla en güzel kararı veren halkımıza bühtan olur. Yani kısacası köprüler yemek için değil geçmek içindir. Soğan ve ekmek ise yemek içindir. Kur’an kıssaları da düşünmek ve ibret almak içindir."