AKP'li Turan'dan 'erken seçim' açıklaması: Cumhurbaşkanımız anayasanın kendisine verdiği yetkiyle kararı verir
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Cumhurbaşkanı seçim kararı aldıktan sonra bu Resmî Gazete'de yayınlanacaktır. O yayınladıktan sonra da 60 gün sonraki ilk pazar günü seçim var demektir” dedi.
AKP'li Turan, Kanal 7’de Mehmet Acet’in sunduğu Başkent Kulisi programına konuk oldu. Programda, Turan, seçim, EYT düzenlemesi, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ve Meclis takvimi hakkında bilgiler verdi.
Turan, seçimleri normal zamanı olan 18 Haziran’da yapmak istediklerini; ama sınavlar, bayramlar, okulların kapanması, hac dönemi, mevsim şartları gibi faktörleri de göz önüne alarak değerlendirdiklerini söyledi.
Turan, “Biz 5 yıldan 5 yıla seçim olsun dedik; ama muhalefet ‘5 senedir her yıl erken seçim olacak’ dedi, ama gördüler ki, 18 Haziran’a birkaç ay kaldı. Bu tarihten sonra hangi ayda olursa olsun adını koymak lazım. Bundan sonra yapılacak hiçbir seçim erken seçim değildir, normal seçimdir. Seçim dönemi artık başlamıştır. Biz hâlâ 18 Haziran’ı istiyoruz. Ancak 6’lı masanın sözcüleri ‘6 Nisan’dan önce yapılacak seçimlere açığız, sonrası için bize gelmeyin’ dediler. ‘Bize gelmeyin’ demek, ‘Meclis'ten seçim kararını çıkartmayacağız’ demektir, biz de diyoruz ki ‘bakalım uygun olan tarih hangisiyse, hac mevsimi var, okulların kapanması var, Ramazan ve Kurban bayramları var, hangi tarih uygunsa Cumhurbaşkanımız Anayasanın kendisine verdiği yetkiyle (madde 116) kararı verir. Biz de seçim takvimini başlatalım’ diyoruz. Cumhurbaşkanımız seçim kararı aldıktan sonra bu karar Resmi Gazetede yayımlanacaktır. O yayınladıktan sonra da 60 gün sonraki ilk pazar günü seçim var demektir. Hiç olmadığı kadar güçlü liderliğe ihtiyacımız var. Tüm dünyada yaşanan süreç ortada. Cumhurbaşkanımız da Cumhur İttifakı da büyük bir farkla seçimi alacaktır. İddia ediyorum, Cumhurbaşkanımız tarihin en yüksek oyunu alacaktır. Meclis’te de şu ankinden daha fazla sandalye alacağız.” dedi.
“3 DÖNEM KURALI UYGULANMALI”
AK Parti’nin 3 dönem kuralının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin soru üzerine Turan, AK Parti’nin 3 dönem kuralının geçen dönemlerde uygulanmadığını; fakat bu dönem için kararı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nun (MKYK) Merkez Yürütme Kurulu’na (MYK) devrettiği söyledi. Turan, “Cumhurbaşkanımızın eli rahatlasın diye, 3 dönem vekillik yapan kim varsa başta şahsımı söylüyorum, bunun uygulanması gerektiğini ifade ediyorum. Bırakın değişelim, dünyanın sonu değil, kimse de vazgeçilmez değil. Ben Çanakkale’de hakkıyla vekillik yaptığımı düşünüyorum. Ama Cumhurbaşkanımız diyorsa ki 3 dönem benim için daha kıymetli bir değerdir, baş göz üstüne. Siyasetten başka hizmet imkanı yok mu? Vekil olmadan hizmet edilemez mi? Partimizin kurullarına çağrıda bulunuyorum, ihtiyaç varsa değişelim, bunu uygulayalım. Yerimize yeni arkadaşlar gelsin.” şeklinde konuştu.
"6’LI MASA ERDOĞAN’I BAŞBAKAN YAPMAYA ÇALIŞIYOR"
Altılı Masa’nın parlamenter sistemi getireceğiz vaadine ilişkin açıklamalarda bulunan Turan, “Bununla birlikte dünyada hiçbir millet demokratik bir kazanımını, aldığı yetkiyi geri vermemiştir. Hiçbir parlamenter sistem krallığa geri dönmedi. Hiçbir başkanlık sistemi parlamenter sisteme geri dönmedi. Bunun hepsi bir kazanımdır. Olmaz ama diyelim ki oldu. Parlamenter sisteme geri geçmek istediler; bu teknik olarak mümkün mü? Şu anda Türkiye’nin en büyük partisi AK Parti değil mi? AK Parti’nin en kötü günü %40. Bunların tüm çalışmaları aslında, Erdoğan’ı bir daha başbakan yapmak için atılan bir adımdır. Yine diyorum, olmaz ama bunların tüm çalışması Cumhurbaşkanımızın kazanamaması ihtimalinden sonra Sayın Erdoğan’ın Başbakan yapılma isteğidir. Sağ olsunlar, bizim için çalışıyorlar demektir bu. Bu yanlış bir metot, yanlış bir tarz. Bu sistemi geliştirelim, bu sistemin eksiklikleri, uygulama hataları varsa bunları hızlandıralım. Meclise ilişkin, siyasete ve bürokrasiye ilişkin tartışalım. Bu başka bir şey. Ama parlamenter sisteme geri dönme ihtimali teknik olarak yok, matematik olarak yok. Yani 400 vekil alacaklar, biz AK Parti, MHP ve BBP olarak, Cumhur İttifakı olarak hepimiz yok olacağız, sistemi değiştirecekler! Böyle bir dünya yok.” dedi.
Davutoğlu’nun “Tüm genel başkanlar Cumhurbaşkanı gibi karar alma süreçlerinde imza yetkisine sahip olacak” sözlerine tepki gösteren Turan; “Şaşkınlıkla izliyorum. Sayın Davutoğlu’nun akademik unvanına da siyasi tecrübesine de bunların yakışmadığını düşünüyorum. Dünyada böyle bir örnek yok. Cumhurbaşkanı en az %50+1 alacak, buna karşılık %1 bile alamayan birkaç yeni parti orada oturup ortak imza diyecek, birinin yasal sorumluluğu var, diğerlerinin olmayacak. Hani hukukta “hayatın olağan akışı” diye bir ifade vardır. Bu durum hayatın olağan akışına aykırı. Kaldı ki eski tecrübeyle bakınız. Oy oranı yakın iki koalisyon ortağı bile kavga etti, gerginlik oldu. Türkiye büyük bedeller ödedi. Bu parlamenter sistemin ne de başkanlık sisteminin karşılığı. Böyle bir sistem dünyada yok. %30 alanla, %50 alanla, %1 bile almayan aynı imzayı atacak. Bunun adı %50+1 alarak seçilecek kişiye bir vesayet değil mi? Bunun adı bir tiyatral çalışma değil mi? Niye %50+1 alan kişi, %1 bile alamayandan talimat alsın? Bunun dünyada örneği yok. İfade ettikleri, sürdürülebilir bir sistem değil." diye konuştu.
HDP’nin hazine yardımına geçici durdurma kararına ilişkin AYM kararı ve CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun gündeme getirdiği nitelikli çoğunluk gerekiyor iddiasına yönelik soruya Turan, “Bu karar ara bir karardır. Parti kapatmak ya da kapatmama şeklinde esas kararda, Anayasa nitelikli çoğunluğu öngörür. Ancak ara kararda, tedbir kararında bu aranmaz. Dolayısıyla burada oy çokluğu gerekir, yasalara uygun bir karardır. Buna saygı duymak gerekir. Yargının kendi mecrasında yürüttüğü bir konudur. Biz HDP’nin seçmenin kendisine verdiği krediyi değerlendiremediğini görüyoruz, söylüyoruz. Keşke HDP terörle arasına mesafe koysaydı da demokratik bir yolla toplumun tüm taleplerini Meclise taşısaydı. Bir vekilleri teröristin cenazesine katılıyor, bir vekilleri polisten terörist kaçırıyor, bir vekilleri dağda teröristlerle ortaya çıkıyor. Tabii ki yargı da ilgili kurumlar da buna dur diyecektir.” şeklinde cevap verdi.
İmamoğlu’nun “gökkubbeyi başlarına yıkarız”, Kılıçdaroğlu’nun “cehennemin kapılarını açarız” sözleri üzerine ise Turan; “Adın Mülayim sert olsan ne olur demişler. Kılıçdaroğlu’nun her tarafı cehennem kapısı olsa ne olur yani? Fakat bu yakışmaz, devlet adabına, devlet adamına. Ne demek cehennem kapılarını açmak? Açın bakalım ne olacak? Savaş mı, darbe mi diyorsunuz? Ne diyorsunuz? Kınıyoruz, yanlıştır, protesto ediyoruz dersiniz. Ama bu tehditler ne oluyor? Sayın Erdoğan, bunlar gibi hakaret ettiği için değil, bir şiir okuduğu için cezaevine girdi. Hiç bunlar gibi yaptı mı? Gökkubbe dedi mi? Cehennem dedi mi? Yeri geldi herkesin haksız, hukuka aykırı bir karar olduğunu bilmesine rağmen, Pınarhisar’a gitti. Bu devlet adamlığıydı. Şimdi ortada fol yok, yumurta yok. Ne cezaevi ne kesinleşen mahkumiyet kararı var ne de infaz var. Ateş olsalar cürmün kadar yer yakarlar. Bundan korkmuyoruz, korkmayacağız. Fakat bu dili, 70 yaşını aşmış, bir ana muhalefet liderine yakıştıramıyorum.” düşüncesini dile getirdi.
EYT AÇIKLAMASI
Turan, önümüzdeki hafta Meclis’te memur ve emekliye verilen zamların görüşüleceğini, daha sonra sözleşmeli personelin kadroya alınması konusunun Meclise geleceğinin planlandığını ifade etti. Turan, EYT düzenlemesine ilişkin “EYT’ye ilişkin çalışmalar devam ediyor. En geç Ocak ayı sonunda Meclis’te olur diye düşünüyorum. Şubat ayının ortalarına kadar yasalaşır diye bekliyoruz. En geç Mart’ta ilk maaşlar alınabilir. Şu anki Meclis takvimine göre bunu söyleyebiliriz.” dedi.