Ali Babacan: 'Kimse milletin parasıyla caka satmasın'
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kilis’te; “Kamu kuruluşlarının bağış açıklaması kadar abes bir şey yok. Kimse milletin parasıyla caka satmasın" açıklamasında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün deprem bölgelerini ziyaret etti.
Kilis’teki incelemelerinin ardından açıklama yapan Babacan, "Bu yardım kampanyasında kamu kuruluşlarının bağış açıklaması kadar abes bir şey yok. Kamu kuruluşu zaten devlet demek" ifadelerini kullandı.
Babaca, "Devlet, sağ cebinden aldığını sol cebine koyuyor, bağış yaptım diye hava atıyor. Zaten devletin parası o. Ne bağışından bahsediliyor? Kimin parasını kime bağışlıyor? O para zaten milletin. Kamu bankalarının, kamu kuruluşlarının, Merkez Bankası’nın bağış yaptım diye hava atması kadar saçma bir şey olamaz. Kimse kimseyi kandırmasın... Kimse kimseye milletin parasıyla caka satmasın" diye konuştu.
Babacan'ın açıklamaları şöyle:
“SİZ ÖNCE KENDİ AYAKLARINIZIN ÜZERİNDE DURUN”
Kamu bankaları da bağış açıklıyor. Daha dün kaynağa ihtiyaçları vardı. Hazine, onlara sermaye takviyesi yapacağını ilan etti. Kendisi kaynağa ihtiyacı olan kurumlar bugün cömertçe bağış falan açıklıyorlar. Siz ilk önce kendi sermayenizi güçlü tutun. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun da ondan sonra kamuya bağış mı yapacaksınız, başka yere ne yapacaksanız yapın.
“BUNUN YÖNTEMİ BAĞIŞ DEĞİL, TEMETTÜDÜR”
Üstelik bunun yöntemi bağış değil, temettüdür. Kamu kuruluşları kâr eder, temettüyü zaten Hazine’ye verir. Hazine de harcar onu. Kamu kuruluşları kâr eder, vergi öder. Kamu kuruluşlarının elinde fazla sermaye varsa, sermaye iadesi yapar. Bunlar klasik yöntemler. Ama tutup da kamu kuruluşlarının özel sektörle özel bağış yapanlarla yarışa girmesi, ‘Bak görüyor musun millet topu topu 30 milyar bağışladı. Benim kurumlarım, benim bankam, benim merkez bankam 80 milyar bağışladı’ diye kimse övünmesin. Kimse kimseyi kandırmasın.
“MİLLET NEREYE NE KADAR BAĞIŞ YAPACAĞINI GAYET İYİ BİLİYOR”
Bu millet kendi öz kaynaklarından, helal imkanlarından zaten bağış yapıyor, yapacaktır. Sadece o kampanya çerçevesinde bu bağışlar bitmez. İlk günden itibaren millet nereye ne kadar bağış yapacağını gayet iyi biliyor. Kime güveniyor, kime güvenmiyor, bunları gayet iyi biliyor. Kamunun kamuya bağış yapması diye bir şey olmaz. Bu ülkenin tam 11 sene ekonomisinin başında olan birisi olarak söylüyorum. Kimse kimseye hava atmasın. Kimse kimseye milletin parasıyla caka satmasın.
“ŞU YARDIMLARIN ÖNÜNÜ AÇIN”
Son günlerde yoğunlaşan bir şekilde deprem felaketinin yaşandığı pek çok il ve ilçeden bilgiler geliyor. Vatandaşlarımızın kendi çabalarıyla oluşturduğu ve dağıtmaya çalıştığı yardımlara engel olunması söz konusu. Aş evleri kurulmuş. İnsanlar sıcak çorba dağıtıyor. Oralara müdahale ediliyor. ‘Yardım dağıtılacaksa, bunu biz, devlet, iktidar yapar’ diye bir anlayış yaygınlaşıyor. Bu büyük bir yanlış. Türkiye, şu andaki iktidarın tek başına altına kalkabileceği bir felaketle karşı karşıya değil. Hiç uğraşmasınlar. Rüyalarında görürler, yapamazlar. Bırakın, şu yardımların önünü açın. Bırakın, vatandaşlarımız birbirine ulaşsın.”
“GENÇLERİN DOĞDUKLARI TOPRAKLARA DÖNMESİ İÇİN CİDDİ HAZIRLIK GEREKİYOR”
Seçimin ertelenmesi tartışmalarıyla ilgili bir soru üzerine Babacan, “Seçim konusuna gelince Anayasa’nın hükümleri çok açık, onun gereği neyse o olur. Onun dışında bir şey düşünülemez. Şu da söyleniyor; şimdi seçimi konuşmanın zamanı değil diyorlar ya o söylemi de ben tehlikeli buluyorum. Çünkü yavaş yavaş iktidar bunu alır ‘seçimin zamanı değil’e evirir çevirir. Ona da fırsat vermememiz lazım. Anayasa hükümleri açıktır, zamanı gelince seçim yapılır” dedi.
Kilis’ten Hatay’ın Hassa ilçesine geçen Babacan, depremin ardından yaşanan iç göç dalgasına şu sözlerle dikkat çekti:
“Bu göçün gerçekten geçici olması gerekiyor. Vatandaşlarımızın doğup büyüdükleri topraklara bir an önce dönmeleri için acil tedbirler alınması gerekiyor. Özellikle gençler büyük illere taşındıktan sonra yeniden buralara dönmek konusunda isteksiz olabilirler. Onların doğdukları topraklarda yeniden yaşam kurabilmelerini sağlamak için çok ciddi hazırlıklar, özel programlar gerekiyor. Teşvik ve istihdam imkânları gerekiyor. Ülkemizin önünde artık yıllarca sürecek çok önemli çalışma alanı var. Depremin hem fiziksel hem sosyal ve ekonomik yaralarını sarmak uzun sürecek, öyle görünüyor. Hep beraber çalışacağız. Millet olarak omuz omuza vereceğiz. Birlik beraberliğimizi asla bozmayacağız.”