Ali Babacan'dan Devlet Bahçeli'ye gönderme: 1999'dan beri krizlerin ortağı
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Tarsus'ta yaptığı açıklamalarda, Devlet Bahçeli'nin ne zaman iktidar ortağı olsa ülkede bir kriz olduğunu vurguladı. Babacan, "Ne zaman iktidar ortağı olsa arkadaşlar, Türkiye tarihi krizler yaşıyor. Tarihi krizler" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 8 Ocak günü Tarsus’u ziyaret etti. Tarsus Belediyesi Nikah Salonu’nda bir konuşma gerçekleştiren Ali Babacan’a, DEVA Partisi teşkilatı yanı sıra DEVA Partisi Tarsus Belediye Başkan Adayı Ramazan Yıldırım da eşlik etti. Babacan konuşmasında Riyad’da yaşanan Süper Kupa krizine, Gazze mitingi dönüşü yaşanan yumruklu saldırıya, Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay tarafından uyulmayan Can Atalay kararına kadar birçok konuda değerlendirmede bulundu.
Konuşmasında, Yargıtay eliyle ortaya çıkarılan yargı krizine ilişkin ifadeler kullanan Babacan, “Bakın yüksek yargı organlarından birisinin eliyle bugün Türkiye'de açık bir anayasa ihlali var. Türkiye'nin anayasal düzenine karşı yapılmış bir darbe var. Anayasa 153'te çok açık bir hüküm var. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararlar yargı, yürütme ve bireyler tarafından derhal uygulanır diyor. Lamı cimi yok. Bu kadar. Çok açık” diye konuştu.
Bahçeli’nin ne zaman iktidara ortak olsa ülkede kriz yaşandığını vurgulayan Babacan, “Ne zaman iktidar ortağı olsa arkadaşlar, Türkiye tarihi krizler yaşıyor. Tarihi krizler. O, 2001 Şubat'ta yaşı müsait olanlar hatırlar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi yaşandığında, bu yazar kasalar, bu başbakanlık binasının önüne atıldığında, kendisi hükûmete ortaktı. Başbakan yardımcısıydı” ifadelerini kullandı.
Babacan sözlerine şöyle devam etti:
‘1999’DAN BERİ KRİZLERİN ORTAĞI’
“Şu anda yine büyük bir ekonomik kriz yaşıyoruz, bir hukuk krizi yaşıyoruz. Yine ortak. Krizlerin ortağı. Hani lokantalara yazarlar ya, lokantanın ismi olur altında da şu yıldan beri der. İşte 1967'den beri der, 1989'dan beri der. Burada gerçekten artık bir tabela asmak gerekiyor. Tabelada ne yazıyor? Krizlerin ortağı: 1999'dan beri.”
‘BU KADAR MI BASİRETSİZLİK OLUR?’
Süper Kupa finalinde Suudi Arabistan’da yaşananlara ilişkin de konuşan Babacan şunları kaydetti:
“Maçla ilgili gelişmeleri hep beraber izledik. Tabii ki üzüldük. Ama aynı zamanda kızdık. Ya bu ne biçim beceriksizliktir yani? Ellerine yüzlerine bulaştırırlar. İşin alt tarafı bir Süper Kupa finali bir başka ülkede yapılacak. Bu kadar mı basiretsizlik olur? Bu kadar mı beceriksizlik olur? Bu kadar mı plansızlık programsızlık olur?”
‘BÜYÜKELÇİLERİMİZİN ÇOĞU SİNDİRİLMİŞ’
“Türkiye Cumhuriyeti'nin orada Riyad'da Büyükelçisi var. Dışişleri Bakanlıkları bu tür krizleri çözmek için oradadır. Bu tür krizler diplomasiyle aşılır, diplomasiyle çözülür. Ama devlet kurumlarını siz o kadar yerin dibine batırdınız ki, kurumlar o kadar büyük bir zafiyet içinde ki... Ve bizim Büyükelçilerimizin çoğu o kadar maalesef sindirilmiş, susturulmuş vaziyette ki veya zaten o işi yapamayacak sadece ya bu bizdendir, partilimdir diye atanan Büyükelçiler de var.”
ERDOĞAN’IN YÖNETME TARZINA ELEŞTİRİLER
Babacan’ın açıklamalarından diğer öne çıkanlar ise şöyle:
“Ben bakıyorum bazı siyasi partilerde, bazı siyasetçiler de diyorlar ki ‘ya ben ne kadar çok Erdoğan'a benzersem herhalde o kadar kazanma ihtimalimi artar.’ Ya arkadaş, Sayın Erdoğan'ın bu ülkeyi yönetme tarzı kaybettiriyor ya. Sen o tarzda seçimi kazansan ne, kazanamazsan ne? Memleket kaybediyor memleket, ülke kaybediyor. Daha iktidar olmadan Erdoğan'ın hastalıklarına kapılan siyasetçileri görüyoruz maalesef.”
‘YUMRUĞU ATAN GENÇ BİLE ‘PİŞMANIM’ DİYOR’
“Bu yumruk atanı savunanlar oldu ya. Gerçekten yani akılların durduğu bir noktaya gelmiş durumdayız. Böyle bir şey olur mu ya? Şiddet savunulur mu? Sen eğer fikrine güveniyorsan gelirsin görüşünü konuşursun. Ne zamanki görüşün zayıftır, tezin zayıftır, fikrine güvenmiyorsundur ancak o zaman şiddetle kendini ortaya koyarsın. Böyle mi örnek olacaksınız gençlere? O yumruğu atan gencimiz bile iyi ki yaptım demiyor. Ne diyor? Pişmanım diyor. Yumruğu yiyen apartman görevlisi arkadaşımız ‘Benim de çocuklarım var. Gelse onu affederim’ diyor. Toplumumuzun gerçek özü bu, toplumumuzun mayası bu.”
‘HUKUKÇU YUMRUĞU NASIL SAVUNUR?’
“Bakıyoruz bazı muhalefet partileri, bazı yazarlar, hatta ve hatta bazı hukukçular ya, bir hukukçu yumruğu nasıl savunur ya? Açık yasa hükümleri var arkadaşlar, şiddete engel olan, hatta nefret diline bile engel olan yasa hükümleri var. Yani nefret suçu denen bir suç kategorisi var. Konuşarak bile böyle hakaret, nefret suçu bunları yapamazsınız. Öyle bir şey yok hukukta. Ama çıkıyorlar yumruğu savunan hukukçular bir de hukukçuyum diye geçiniyor memlekette ya.”
‘ÖNCE GÖNÜLLERİ KAZANCAĞIZ’
“DEVA Partisi toplumu kutuplaştıranlara, ayrıştıranlara inat, 85 milyon vatandaşın eşitliğini ve mutluluğunu savunacak. Gerçek çıkış burada. DEVA Partisi Türkiye'nin haysiyetli insanları için her zaman hakkı ve adaleti savunacak. Her zaman. Arkadaşlar, biz önce gönülleri kazanacağız, önce gönülleri kazanacağız. Sonra seçimleri kazanacağız.”
‘TARSUS İKTİDARIN YOKSAYMASINA KURBAN EDİLEMEZ’
“Tarsus, iktidarın görmezden gelmesine, yok saymasına kurban edilecek bir şehrimiz değil. Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Türkiye’nin sayılı bölgelerinden ve İSO 500 sıralamasında yani Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının ilk 500’ünde 8 firmasıyla yer alan bir yer Tarsus. Ancak gelin görün ki, bu Organize Sanayi Bölgesinin otobanla bağlantı yolları tamamlanabilmiş değil.”
‘TEK BİR ÇİVİ BİLE ÇAKILMAMIŞ’
“Bir başka konu, Çukurova bölgesel havalimanı da tam 2008’den beri dilde var ama nedense bir türlü tamamlanamıyor. Tamamlansa en büyük faydayı Tarsus görecek bunu biliyoruz. Çünkü Tarsus’a çok yakın bir havalimanı açılmış olacak ama yapılmıyor. Bir başka sorun… Tarsus Kazanlı Turizm bölgesi. 2009 yılında yani bundan tam 14 yıl önce, burada beş şirkete 11 yer tahsis edilmiş. Yer tahsislerinin hiçbirinde tek çivi çakılmamış. Mersin milletvekilimiz Mehmet Emin Ekmen Kültür Bakanına soruyor. ‘Niye’ diyor. Kültür Bakanı cevap veriyor: ‘Havalimanı bitirilemediği için’ diyor. Sanki hava limanının bitirilmesi bir başka hükûmetin bir başka iktidarın göreviymiş gibi.”
‘BUNLAR KIRMIZI KARTI ÇOKTAN HAK ETTİ’
“Çiftçimiz esnafımız sabret sabret nereye kadar sabredecek? Onun için işte diyoruz ki eğer bu seçimlerde hükûmeti uyarmak istiyorsanız hükûmete aklını başına al demek istiyorsanız en önemli fırsat. Yani bu seçimler arkadaşlar hükûmete bir sarı kart gösterme fırsatı sarı kart. Pozantı’da ben sarı kart deyince bir emeklimiz kulağıma eğildi. Biraz ağırca bir ifadeyle ‘bunlar kırmızı kartı çoktan hak etti’ dedi.”