Alparslan Türkeş'in kızından babasının ölüm yıl dönümünde Sinan Ateş yazısı: "Bu olay hiç yaşanmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar"
Alparslan Türkeş'in kızı Ayyüce Türkeş Taş, babasının ölüm yıldönümünde Sinan Ateş suikastına isyan etti.
MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in kızı Dr. Ayyüce Türkeş Taş, babasının ölüm yıldönümünde Ankara'da sokak ortasında öldürülen Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş'le ilgili bir yazı yazdı. Ayyüce Türkeş Taş, Sinan Ateş'in katillerinin korunduğunu söyledi.
Alparslan Türkeş’in kızı Dr. Ayyüce Türkeş Taş, babasının ölüm yıldönümünde Ciddi Gazete adlı internet sitesinde, Sinan Ateş cinayetine de değinen, “İçimin acıdığı gün: 4 Nisan” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
"BU SENEKİ 4 NİSAN ACIMI DAHA ÇOK HİSSETTİĞİM GÜN"
Ayyüce Türkeş, “bu seneki 4 Nisan, acımı daha çok hissettiğim gün” dedi ve Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetini gündeme getirdi.
Ayyüce Türkeş, MHP yönetimine sert tepki göstererek, “Bunun hesabını vermekten olur da bu dünyada kurtulma imkanı bulsalar bile, Ahirette bulamayacaklardır” ifadelerini kullandı.
Sinan Ateş’in “Ankara’nın göbeğinde, en güvenlikli yerde, gündüz gözüyle ve gözler önünde” öldürüldüğünü belirten Ayyüce Türkeş Taş, iddiaların bazı MHP’li milletvekili ve yöneticilere uzanan iddiaları hatırlattı, “cinayetin destekçileri korunuyor” dedi.
Dr. Ayyüce Türkeş’in yazısının tamamı ise şöyle:
“Yine geldi bir 4 Nisan; içimin acıdığı gün… Mekanın cennet olsun Türk milletinin Başbuğ’u… Seni her geçen yıl, daha da büyüyen bir özlemle anıyoruz.
Bu seneki 4 Nisan, benim acımı daha çok hissettiğim bir gün oldu… Türkiye’de özellikle son 3 aydır yaşanan acı olaylar sebebiyle…
Öncelikle, hunharca katledilen Sinan Ateş kardeşime rahmet dilemek isterim. Ailesinin, sevenlerinin ve tüm ülkücü camianın başı sağ olsun. Bu cinayet, bana göre Türkiye’nin gelmiş olduğu korkunç noktayı gözler önüne sermektedir.
"ANKARA'NIN GÖBEĞİNDE KOSKOCA ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI KATLEDİLİYOR"
Ankara’nın göbeğinde, en güvenlikli olan yerde, gündüzün ortasında, gözler önünde koskoca Ülkü Ocakları’nın eski başkanı katlediliyor.
Ne acıdır ki, bu katliamın destekçilerinin de Türkiye’nin sigortası olan MHP’nin aktif üyeleri olduğuna dair bir sürü kanıt, belge ortaya çıkıyor ama MHP’den bu katliam ile ilgili tek bir açıklama ya da hareket gelmezken, bu destekçiler hala korunuyor. Hatta, hakkında katliama karışan kişiyi apaçık korumak ile ilgili bir sürü iddia olan MHP milletvekili şahıs, 14 Mayıs seçimlerinde aday adayıyım diye sosyal medyada bir sürü fotoğraf yayınlıyor. Ve bu olay hiç yaşanmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar. Sözün bittiği yer…
"BABAM ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN KEMİKLERİ SIZLIYOR"
Hukukun üstünlüğünü her şeyin üstünde tutan babam Alparslan Türkeş’in kemikleri ne kadar sızlıyor… 80 yıllık ömrünün 10 yılını vatanını milletini canından çok sevdiği için hapishanelerde geçiren, bir gün olsun kendi menfaati için bir adım atmayan, her zaman bu büyük dava, bu büyük milletin menfaatini göz önünde tutarak son nefesine kadar hizmet aşkı ile yaşamış ve bu büyük siyasi mirası bırakmış merhum Başbuğ’un ve bu uğurda canını malını gövdesini siper etmiş binlerce, milyonlarca ülkücünün hem kemikleri, hem de burunlarının direği sızlamaktadır. O parti içinde bulunan herkes tepeden tırnağa bu şuurla hareket etmelidir. Bunun hesabını vermekten olur da bu dünyada kurtulma imkanı bulsalar bile, Ahirette bulamayacaklardır.
Babamın dediği gibi; “Ülkücü’den mafya; mafyadan Ülkücü olmaz.” Ülkücü’nün, Ülkü Ocakları’nın, MHP’nin adı mafya ile uyuşturucu ile torbacı ile bir arada anılamaz.
Bunun üzerine 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş depremi ve sonrasındaki olaylar yarama iyice tuz biber olmuştur. Depremde vefat edenlere rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Tüm depremzedelere de Türk milletine de geçmiş olsun diyorum. İnşallah hep beraber gelecek günlerde onların acılarını biraz hafifletip hayata yeniden tutunmalarını, devam etmelerini sağlayacağız.
"14 MAYIS SEÇİMLERİNDE HERKESİN BU İDRAKLE OY KULLANACAĞINI ÜMİT EDİYORUM"
Bu deprem bize daha çok gösterdi ki; büyük Türk devletinin son yıllardaki yönetim şekli olan “tek adam sistemi” acil değişmeli ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmeli. Böyle acı bir günde başta Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve tüm yetkililerin canla başla depremzedeler ve bu şehirler için çalıştığına ya da çalışmaya çalıştığına eminim ama mevcut sistem herkesin elini kolunu bağlamıştır ve bir sürü istenmeyen durum, istenmeyen şeyler yaşanmıştır.
Türk devleti çok büyüktür… Biz millet olarak da ne kadar büyük olduğumuzu tüm dünyaya bu depremde yine gösterdik. Yeter ki imkan verilsin, önümüz açılsın…
14 Mayıs seçimlerinde herkesin bu idrakle oy kullanacağını ümit ediyorum.”