'Aşkolar da ghostlanır' | TRT - CHP kavgasında yeni gelişme: CİMER kaçtı

GERÇEK GÜNDEM

Bağımsız bir şekilde kamu yayıncılığı yapmakla sorumlu devlet televizyonu TRT'ye, iktidar partisine 'kıyak geçtiği' ve 'muhalefete 'hayalet' muamelesi yaptığı' gerekçesiyle yöneltilen eleştiriler bu seçim döneminde de sürüyor.

Son olarak Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser tarafından ortaya konulan somut tabloya göre kanal, AKP adayları Murat Kurum, Turgut Altınok ve Hamza Dağ'ı izleyicilerle buluşturmakta sakınca görmezken, CHP'li rakipleri Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Cemil Tugay'ı ise 'ghostlamayı' tercih ediyor.

Ghosting, yakın ilişkilerde taraflardan birinin açıklamada bulunmadan iletişimi kesmesi anlamına geliyor. Bir psikolojik şiddet olarak ghostingi uygulayan kişi, muhatabını yok sayıyor ve onu yanıtsız bırakıyor.

İngilizce 'ghost' yani hayalet sözcüğünden türeyen 'ghostlamak' fiili, özellikle Gibi dizisindeki "Love bombing, gaslighting, ghosting, nihayetinde de işte kara toprak" repliğine atıfla güncel Türkçede artık sık sık karşımıza çıkıyor.

İmamoğlu, yaşananlara son olarak "İki kampanyamız da belli kanalar tarafından parasıyla dahi başta devletin kanalında anlatılamıyor. TRT meselesini utanç kavramının nirvanası olarak görüyorum. Siyasi erkin utanç madalyası göğüslerinden duracak" ifadesiyle tepki gösterirken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel eleştirisini bir adım daha öteye taşıyarak şunları söylüyor:

"TRT emekçilerini yolluyor, programımızı tam takip ediyorlar, 1 dakika bizi vermiyorlar. Bir şanssızlık, bir hata, bir protesto olursa verecek. Hoş geliyorlar, başımızın üstüne, Genel Merkez'e ilk gelen son çıkan kameraman-muhabir TRT'nin. Bir dakika haberimiz yok. O kameraman niye maaş alıyor, o muhabir orada niye çırpınıyor. Genel Merkez yanarsa haber yapacak herhalde. Beni de herhalde ölürsem, cenaze törenimi canlı verecekler. Bir gün ölür de gidersek dirime gelmeyen, cenazeme de gelmesin."

SORULAR CEVAPSIZ KALDI

İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun, bu kapsamda geçtiğimiz 18 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) konuyla ilgili bilgilendirilme talebini iletmişti. Ongun'un başvurusunda şu ifadeler yer almıştı:

"7 Ocak 2024 günü Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak Sayın Murat Kurum'un adı açıklanmıştır. O günden, bu talepte bulunduğum 18 Ocak 2024 tarihine kadar TRT 1, TRT Haber isimli devlet kanallarında Sayın Murat Kurum hakkında kaç haber, toplamda kaç dakika yayınlanmıştır? Bu konuda RTÜK verileri mevcuttur. Tarafıma bu konuda bilgilendirilmesini arz ederim."

Bahse konu soruya yanıt, bir ay sonra geldi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcılığı tarafından 'değerlendirilen' başvuru, kaçamak bir cevapla reddedildi.

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 7. maddesine atıfta bulunulan yanıtta "Başvurunuzda talep edilen bilgilerin oluşması için ayrı bir analiz çalışması gerektiğinden başvurunuz reddedilmiştir" denildi.

Karara gerekçe gösterilen maddede şunlar kaydediliyor: "Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır. Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler."

İFŞA ETMİŞLERDİ: AKP'LİLERE 73, CHP'LİLERE 0 DAKİKA

Taşçı ve Keser, TRT Haber'in seçim dönemindeki taraflı yayın politikası nedeniyle kuruma şikayet dilekçesi vermişti.

Taşçı ve Keser konu hakkında iki farklı rapor hazırlamıştı. İlk rapora göre TRT Haber 1 Ocak-10 Şubat arasındaki 40 günlük sürede Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'ye 1945 dakika (32 saatten fazla), Özgür Özel ve CHP'ye ise sadece 25 dakika ayırmıştı.

Diğer rapora göre ise TRT Haber 12-13 Şubat'ta CHP'nin İstanbul, Ankara ve İzmir adayları Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Cemil Tugay'a hiç yer vermemişti. AKP'nin adayları Murat Kurum, Turgut Altınok ve Hamza Dağ'ı iki günde toplam 73 dakika yayınlamıştı.

Editörün notu: Başlık, 14 - 28 Mayıs’ta düzenlenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine giden süreçte İmamoğlu tarafından mitingde okunan "Aşkolar da isyan eder" pankartına atıfla kullanılmıştır.