Ayhan Bilgen'den dikkat çeken iddia: Dönemin HDP yönetimi ‘kayyum atanırsa atansın’ modunda hareket etti
SES Partisi Genel Başkanı ve Bağımsız Kars Belediye Başkan adayı Ayhan Bilgen, Kürt illerine kayyım atanmasıyla ilgili, "Ben kayyum atanmaması için elimden gelen çabayı sarf ettim” diyerek, o dönem HDP'nin atanırsa atansın modunda takıldığını söyledi.
Bağımsız Kars Belediye Başkan adayı Ayhan Bilgen, bugün basın toplantısı düzenledi.
Ayhan Bilgen, "Ne yazık ki Türkiye siyasetindeki gerilim, kutuplaşma, güvenlik politikaları, terörle mücadele ne derseniz deyin, bütün bu alanın bizim dışımızdaki alanın sonucu olarak Kars’a kayyum atandı. Ben kayyum atanmaması için elimden gelen çabayı sarf ettim” dedi.
Bilgen, o dönem HDP yönetiminin ‘kayyum atanırsa atansın’ modunda hareket ettiğini ileri sürdü.
Başkan adayının açıklamaları şöyle:
"Türkiye’de başka bir örneği olmayan 5 partinin temsil edildiği bir belediye meclisinde oy birliği ile kararlar alınabiliyor olması Kars için bir gurur vesilesidir. Buna katkı yapan geçtiğimiz dönem birlikte çalıştığımız 5 farklı partiden bütün belediye meclis üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizden dolayı onlar da cezalandırılırlar. Ne yazık ki Türkiye siyasetindeki gerilim, kutuplaşma, güvenlik politikaları, terörle mücadele ne derseniz deyin bütün bu alanın bizim dışımızdaki alanın sonucu olarak Kars’a kayyum atandı. Ben kayyum atanmaması için elimden gelen çabayı sarf ettim. Değerli arkadaşlar bunu belki kamuoyuna çok açıklamadık ama artık bunları bu bir ay boyunca konuşacağız. Başkanı olduğum Kars Belediyesi’ne kayyım atanacağı hemen hemen belli olunca; yani HDP’li bütün belediyelere kayyum atanıp geriye sadece birkaç ilçe ve Kars kaldığında ben 'Kars’a kayyum atanmasın. Kars farklı bir sosyolojiye sahip, geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’nden önce Cumhuriyet kurmuş neredeyse tek şehirdir. Kars geçmişte şura ile yönetilmiş bir şehirdir. Dolayısıyla Kars'ı böyle bir kimliğin diğer kimliğe baskı yaptığı, dışladığı bir şehir haline getirmeyelim, buna izin vermeyelim’ diye partilerin meclis üyeleriyle görüşmeler yapmıştım. Bu meclis üyeleri hala hayatta bu şehirde yaşıyor. İsterseniz teyit için sorabilirsiniz. Yani dedim ki; evet belli ki her yere kayyum atanıyor, muhtemelen bir süre sonra da Kars’a da atanacak. Kars’a kayyum atanmamasının bir yolu var, bir formülü var. Kanun çok açık ve kanun diyor ki; Belediye başkanı istifa ederse belediye meclisi ilk toplantısında önce belediye başkanını seçer. Gündemin ilk maddesi bu olmak zorundadır.’
‘SİYASETİN GÖREVİ SADECE SİYASETİ AĞLAMA DUVARINA ÇEVİRMEK DEĞİLDİR’
Ben feragat ederek gözaltına alınabileceğimi ve tutuklanacağımı bile bile daha önce TBMM grup başkan vekilliğinden feragat edip; nasıl bu şehre hizmet için bu göreve talip olduysam aynı şekilde belediye başkanlığı da bırakmayı da bilirim. Yeter ki bu şehre kayyum atanmasın. Belediye Başkanı evet en çok temsil edilen parti HDP ise meclis üyesi hem de o partiden yine HDP’li olsun ama belediye başkan yardımcıları da aldıkları oy oranında kabul eden diğer partilerin meclis üyelerinden oluşsun. Dolayısıyla 5 grup her birisi bir şekilde belediyede temsil edilsin, şehir birlikte yönetilmeye devam etsin ama ne yazık ki benim bu çağrımı bunun altını çizerek söylüyorum; o zaman mensubu olduğum parti HDP dahi kulak tıkandı. Yani sanki kayyum atanırsa atansın modunda hareket edildi. Elbette ki kayyum atanmasının sorumlusu biz ya da mensubu olduğumuz parti değildir ama belli ki Türkiye’de bir kayyum politikası varsa biz bunun önüne geçmek için çözüm üretmek zorundaydık. Siyasetin görevi sadece siyaseti ağlama duvarına çevirmek değildir. Sadece ülkeyi yönetmek değildir. Sadece tepkiyi manipüle etmek değildir. Siyasetin görevi gerilimi bitirecek çözüm üretmektir. Biz kendimizce böyle bir çözüm bulmuştuk ama bu çözümü gözaltına alınmadan önce uygulamaya çalıştığımda da ne yazık ki diğer partilerin olumlu birtakım mesajlarına rağmen kendi partimiz içerisinde bir karar çıkartmadık. Bunu yalanlayacak birisi varsa, partinin genel merkez yöneticileri de ortada bu ildeki yöneticiler de ortada. Çıksınlar 'hayır' desinler, böyle olmadı.
‘KARS'A KAYYUM ATANMASIN DİYE ELİMDEN GELENİ YAPTIM’
Değerli arkadaşlar gözaltına alınışımın son gününde yani 7 gün geçmişti artık 8. gün cuma günüydü. Bir kez daha cezaevinden denedim. Avukatlar aracılığıyla hem HDP Genel Merkezi’ne haber gönderdim, hem de Kars’a haber gönderdim. Dedim ki ‘Bakın ben bugün perşembe akşamı yarın cuma sabahı muhtemelen mahkemeye çıkarılacağım. Mahkeme muhtemelen bizi tutuklayacak. Tutuklandıktan sonra zaten kayyum atanacak. Uygulama belli yani görevinin başında olmadığı için yerine kayyum atanıyor, uygulama her yerdeki gibi Kars’ta da böyle olacak. Bunun önüne geçebiliriz. Perşembe akşamı ya da cuma sabahı ben istifamı vereyim. Cuma günü öğleden sonra saat 2'de belediye meclisinin rutin toplantısı var. Cuma günü saat 14.00’da belediye meclisi daha önce konuştuğumuz üzere diğer partilerin meclis üyelerin de kabul ettiği biçimde Kars yereldeki HDP yöneticileri ve belediye meclisinde birlikte çalıştığımız eş başkanımız ve diğer meclis üyesi arkadaşlarımızın da bilgisi dahilinde uzlaşarak bir yeni yönetim oluştursun. Dolayısıyla da belediyenin ilk meclis toplantısında eğer yeni başkan, yeni bir başkan yardımcıları belirlenirse kayyum atanmanın koşulları ortadan kalkmış olur çünkü benimle ilgili özel bir durum. Yani belediye başkanının kendisi tutuklandığında kayyum atanıyordu çünkü HDP’ye kayyum atanıyor ki, şehre kayyum atanıyor ki, belediye meclisine kayyum atamıyor ki. Ben kendi haklarımdan vazgeçmiş olayım, belediye başkanlığından feragat edeyim. Yani Kars’a çok net biçimde bir yeni şura rolü oynayabilecek, bütün partilerin temsil edildiği bir yönetimi armağan edelim. Hiç olmazsa Türkiye’nin şu kadar şehrinde bu sorunun 30 yıldır çözülmesinden dolayı kayyum atanırken bari Kars’a kayyum atanmasının diye elimden geleni yaptım. Yine avukatlar bana parti genel merkezinden olumsuz görüş getirdiler ve 'Hayır, böyle bir şey yapılamaz bu mümkün değil, biz bunu doğru bulmuyoruz siz asla istifa etmeyin' dediler.
‘YÜRÜTÜLEN KARALAMA KAMPANYASINDAKİ HİKAYE BUDUR’
Benimle ilgili yapılan sosyal medyada yürütülen karalama kampanyasındaki istifa hikâyesinin aslı astarı budur. Utanmadan yüzsüzce, bir de 'sanki ben keyfim için kendi koltuğum için istifa etmişim gibi Kars’ı bıraktın kaçtın, yok istifa ettin' gibi bir karalama kampanyası yürütüyorlar. HDP’nin o zamanki yönetimi de ortada, genel merkez yönetimi de ortada. Benim istifayla ilgili bütün niyetim bütün çabam bu şehre kayyum atanmasının diyeydi ama bu konuda üzerine düşeni yapmayanlar gerekli yapıcı sorumluluğu üstlenmeyenler şimdi sanki ben ‘Başka bir niyetle bir istifa süreci işletmişim’ gibi kampanya yürütüyorlar. Biz herkesle her konuyu tartışmaya açığız. Cesareti olan varsa, yüreği olan varsa ister belediyeciliği konuşuruz ister Türkiye siyasetindeki kutuplaşmayı kamplaşmayı ve siyasi partilerin bu ateşe odun taşımasını konuşuruz. Biz bu şehri en azından bu şehri değerli arkadaşlar bu yangından korumak istiyoruz. Bu partilerin kendi hırslarıyla sadece oylarını yüksek çıkartma hesabıyla ve kişilerin şahsi çıkar, şahsi menfaatini şehrini çıkarının, ülke çıkarının önüne üzerine koymasına karşı yola çıktık. Dolayısıyla da bu ateşi Kars’tan yakacağız Türkiye görecek Kars bir örnek ortaya koyacak 31 Mart akşamı bu şehir nasıl birçok şeye öncülük yaptıysa; bağımsız bir il belediye başkanlığı konusunda da bu örneği ortaya koyacak."