Can Atalay için Adalet Nöbeti: 'Artık sahici direnişler göstermek gerekiyor'
AYM kararlarına karşın milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın meslektaşları ve arkadaşları, İstanbul Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ tuttu. Adliye önünde konuşan Avukat Hareketi'nden avukat Abdurrahman Bayramoğlu, "Artık sahici direnişler göstermek gerekiyor" dedi.
AYM kararlarına karşın milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın meslektaşları ve arkadaşları, İstanbul Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ tuttu.
Adliye önünde konuşan Bayramoğlu, "Artık sahici direnişler göstermek gerekiyor. Can arkadaşımız içeride. Onu Anayasa Mahkemesi'nin mükerrer kararlarına rağmen çıkarmadılar. Çıkarmazlar çünkü Gezi, bu iktidar için en önemli travmadır. Gezi benzeri bir yeni direniş gösteremediğimiz sürece bizi daha çok uzaklara sürerler belki de bir gün adliyelere de sokmayabilirler. Buna da hazır olmamız gerekiyor. (George) Orwell'in dediği gibi 'Hiçbir şey yasa dışı değildi. Çünkü ortada yasa diye bir şey yoktu.' Maalesef Türkiye artık yasa olmadan yönetiliyor. Birisi canı istediği şeyi söylüyor, onlar yasa oluyor ve biz de onlara kuzu kuzu uyuyoruz. Böyle devam ettiğimiz sürece de en sonunda nereye kadar sürüleceğimizi bekleyim göreceğiz" dedi.
"YARGI ELİYLE HUKUKSUZLUK ÜRETİLEMEZ"
Avukat Hakları Grubu'ndan avukat Turgay Bilge ise Can Atalay'ın bugüne kadar Ermenek'te, Soma'da, Validebağ Korusu'nda, Çorlu Tren Kazasında halkı temsil ettiğini ve siyasal iktidar baskısının yurttaşın üzerinde yarattığı hukuksuzluklara direnen biri olduğunu söyleyerek, "Yargı eliyle hukuksuzluk üretilemez. Yagı, Anayasa'yı çiğneyemez. Hakları ihlal edilmiş bir hukukçunun cezaevinde sesinin kısıldığını düşünerek birilerinin aleti olamaz. Can Atalay, bugüne kadarki dik duruşuyla bize umut veriyor. Onun sözleriyle seslenmek istiyorum; Acı yaratmak, yıkmak, yok etmek onların işi. Acıyı paylaşarak gidermek, yeniden yaşamı kurmak bizim işimizdir" dedi.
"YENİ GELECEK ANAYASADAN BİR ŞEY BEKLEMİYORUZ, AKSİNE DAHA FAZLA ZORBALIK BEKLİYORUZ"
Çağdaş Hukukçular Derneği'nden avukat Ezgi Önalan ise açıklamasında bu direnmenin sadece meslektaşları için olmadığını, aynı zamanda adliyelerdeki hukuksuzluklara karşı bir direnme de olduğunu belirtti. Önalan, "Bugün Anayasa'yı tanımayanlar, AYM kararlarını uygulamayanlar Anayasa yapmaya niyetleniyorlar. Biz aynı zamanda burada buna karşı direniyoruz. Can örneği bize tekrar gösterdi ki direnenler, baskıya, zorbalığa karşı başını kaldıranlar olunca Anayasa uygulanmak zorunda değil. Dolayısıyla biz yeni gelecek Anayasa'dan da bir şey beklemiyoruz. Aksine daha fazla baskı ve zorbalık bekliyoruz. Buna karşı da buradayız. Can için özgürlük talep ediyoruz. Hatay halkı milletvekilinden daha fazla koparılmasın" şeklinde konuştu.
CAN ATALAY KİMDİR?
Avukat Can Atalay, genel anlamda 'kimsesizlerin avukatı' olarak biliniyor. Öğrenciliği ve meslek yaşamının ilk yıllarından bu yana sosyalist kimliğiyle öne çıktı. Emek mücadelesine hukukçu kimliğiyle destek verdi, Emek Sineması'nın yıkılmaması için yürütülen kampanyanın örgütleyicilerindendi.
Somada hayatını kaybeden madencilerin, Hendek’teki patlamada yaşamını yitirenlerin, Çorlu'daki tren kazasında vefat edenlerin, tarikat yurdunda yanan çocukların yakınlarının yanında hep o vardı.
Mimarlar Odası'nın avukatlığını da üstlenen Atalay, Gezi Parkı'na alışveriş merkezi (AVM) yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması'nın savunmasında da vardı.
Atalay, Gezi eylemlerinde de öne çıkan isimlerden biri oldu ve hukuk tarihine bir skandal olarak adını yazıdan davada, 18 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargılama sürecinde direnişi savundu, ısrarla esas suçun Gezi'de şiddet uygulayan güvenlik güçleri ve onlara emirleri veren yöneticiler tarafından işlendiğini söyledi.
Başta bugüne dek destek olduğu mağdurlar olmak üzere kamuoyunda Atalay için 'adalet' sesleri yükselirken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından Şubat 2023'teki depremlerde yıkılan Hatay'dan milletvekili adayı olarak gösterildi ve kazandı. Ancak Meclis'e hiç gitmedi.
Atalay'ın maruz kaldığı süreç, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesi, ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde dosyayı Yargıtay 3. Dairesi'ne göndermesiyle hukuk krizine döndü. Daire, AYM kararının tanımadı.
Ve 30 Ocak 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın başkanlığında toplanan Genel Kurul'da hakkında kesinleşmiş hapis cezasının okunmasıyla milletvekilliği düşürüldü.