Bahçeli'den Kobani Davası kararlarına ilk yorum
MHP lideri Bahçeli, partisinin Kızılcahamam kampında açıklamalarda bulundu. Kobani Davası kararlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Bahçeli, 28 Şubat hükümlüsü eski general Çetin Doğan ile ilgili de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
MHP, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığında düzenlenen, "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" başladı.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Aziz vatandaşlarımızı en iyi dileklerimle selamlıyorum, şükranlarımızı sunuyorum.
31 Mart seçimiyle Türkiye zincirleme seçimler dönemini geride bırakmıştır. Aziz milletimiz nihai kararı vermiş, seçimsiz geçecek 4 yıllık döneme girilmiştir.
Hepinizi her belediye başkanımızı, seçimlerde aday olup seçilemeyen tüm arkadaşlarımızı tebrik ederim. Yürüdüğünüz yolda ayağınıza taş değmesin.
31 Mart'ta demokratik rüştümüzü bir daha ispat ettik. 31 Mart seçimlerinin kendine özgü şartlar içinde partimiz ve Cumhur İttifakı yüz akıyla çıkmıştır. MHP'ye karalama çabalarının bizim için hiçbir itibarı yoktur. Somut ve sarih sonuçlar başkaca bir yoruma gerek bırakmamıştır. Bariz gerçekler ulu orta meydandadır. Saklayacağımız, gizleyeceğimiz, utanacağımız ve mahcubiyet duyacağımız bir şeyden bahsetmek mümkün değildir.
Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye çapında müstesna bir sonuç almış ve başarılı olmuştur. Başarımızı hazmedemeyenler, başarımızdan ürkenler abuk sabuk konuşsa da milletimiz hükmünü vermiş, sevdalılarının başını öne eğmemiştir. İradenin sahibi aziz milletimizin kararı başımızın üstündedir.
Bazı zeka özürlülerinin zaviyesinden baktığımızda partimiz yüzde 1,65 oy almıştır. 28 ilde ittifak, 2 büyükşehirde kendi adayını gösteren MHP'yi yüzde 1,65 ile tartıya çıkarmak aymazlık olduğu kadar karanlık bir niyettir. Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür. MHP, Türkiye çapında müstesna bir sonuç almıştır.
Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye çapında müstesna bir sonuç almış ve başarılı olmuştur. Başarımızı hazmedemeyenler, başarımızdan ürkenler abuk sabuk konuşsa da milletimiz hükmünü vermiş, sevdalılarının başını öne eğmemiştir. İradenin sahibi aziz milletimizin kararı başımızın üstündedir.
Yumuşama, normalleşme sözde kalmamalı. Türkiye'yi dipsiz tartışmalara sürüklemekten kaçınmalıyız.
Türkiye bir hukuk devletidir. Kumpasçılarla işimiz olmaz. Kalkışma olursa cüret edenlerin başı mutlaka ezilmeli.
KOBANİ DAVASI KARARLARINA İLK YORUM
Terörizme boyun eğmek, bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası olarak görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır. Bu anlamda bir uzlaşma ve yumuşama olmayacaktır.
Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuz demek, karşı gelmek, devlete ve millete en ağır hakaret olup, bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek terör seviciliği ve iki yüzlülüktür.
Yumuşama beklentimiz usulde değil, üslupta olmalıdır. Usul, esastan önce gelmektedir. Muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki; böylesi bir yumuşama hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir.
Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa taleplerine kulak tıkayıp, önce mevcut anayasaya uymayı şart olarak ortaya koyanlar, bulanık ortamı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır.
Terörist Demirtaş'ın, Sorosçu Kavala'nın, Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç cephede harekete geçenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz.
"ETKİ AJANLARINA TAVİZ VERMEYECEĞİZ"
Etki ajanlarına, emperyalizmin kuklalarına, dış güçlerin operasyon elemanlarına asla taviz vermeyeceğiz. Bürokratik oligarşinin alt yapısını kurmak için eylem ve emel birlikteliği içinde olan çevrelerin oyunlarına tepkisiz durmayacağız. Statüko özlemi çekenlere, demokrasi karşıtlarına, milli iradeye pranga vurmak için hava koklayanlara sessiz kalmayacağız. FETÖ ve benzeri yapıların devleti zehirlemelerine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız, devlet ve millet olarak ortak kaderin de tam merkezindeyiz.
Sadece kapımız değil, kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan ricam, üstlendikleri görevin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizancılık, kayırmacılık bize uzaktır. Eş, dost, akrabalara makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir."
BAHÇELİ'DEN DİKKAT ÇEKEN ÇETİN DOĞAN AÇIKLAMASI
Bahçeli toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
28 Şubat davasından hükümlü generallerin tahliyesine ilişkin sorulan soruyu yanıtlayan Bahçeli, Çetin Doğan ile ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı.
Doğan’ın "Televizyonlarda bir aftan bahsediliyor. Af söz konusu değil doğrudan doğruya anayasal görevin Cumhurbaşkanı tarafından net olarak yerine getirilmesidir" açıklamasını değerlendiren Bahçeli şunları kaydetti:
"Cezaevinden çıkan Çetin Doğan’ın konuşması bana göre uygun olmamıştır. Ben cezaevi müdürü olmuş olsaydım aftan yararlananların listesine bakar, ‘Çetin Doğan, sen orada yoksun’ diye geri içeri alırdım. Genelde cezaevinde uzun yıllar kalan ve hayatını devam ettirebilecek şartlara çok uzak kalmış birçok insan var. Eğer Türkiye’de hayatı koruma, zor şartlarda hayatı iyiye idame ettirebilecek imkanlardan yoksun olan insanlar afla değil Cumhurbaşkanı'nın vicdani ve insani yaklaşımıyla dışarıya çıkartılıp normal hayatta ailelerinin yanında, ömürlerinin sonlarına doğru huzurlu bir hayat yaşamasını temin etmesinde yarar vardır. Anayasanın kendisine vermiş olduğu yetkiyi kendisine en fazla zulüm yapıldığı kanaati toplumda yaygın olan bir gruba bunu vermiş olması takdirle karşılanmalıdır."