Yargı krizinin mimarları konuşuyor | Bakan Tunç: Bunlar Anayasa değişikliği gerektiren hususlar

Abone ol

AKP ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı yeni anayasa ısrarını sürdürüyor. Can Atalay üzerinden yarattıkları yargı krizinin çözümü için de adres olarak yeni anayasayı gösteren Adalet Bakanı Tunç, bireysel başvuru mekanizmasına ilişkin de değişiklik sinyali verdi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kanal 7’de katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tunç, Gezi davasından tutuklu bulunan ve geçen hafta Cumhur İttifakı’nın talebiyle milletvekilliği düşürülen Can Atalay üzerinden yargı krizine dair değerlendirmeler yaptı.

Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Hatay’dan TİP Milletvekili seçilmiş, YSK’nın mazbatasını teslim etmesine rağmen tahliye edilmemişti. Anayasa Mahkemesi (AYM), iki kez Atalay hakkında hak ihlali kararı verdi ancak hem İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hem de Yargıtay, AYM’nin kararını tanımadı. Anayasa’nın 153. maddesinde “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” hükmüne rağmen mahkemelerin AYM kararını uygulamaması, muhalefet tarafından “yargı darbesi” olarak nitelendirildi.

BAKAN TUNÇ: ANAYASAL DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR

TV programında Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine de değinen Adalet Bakanı Tunç, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olup olmaması yönünde bir tartışma söz konusu olduğuna işaret etti.

Anayasa'nın 153. maddesindeki Anayasa Mahkemesinin bağlayıcılığını düzenleyen maddenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Tunç, "Bunlar Anayasa değişikliği gerektiren hususlar. Aslında Anayasa'da, Anayasa Mahkememizin yapısıyla ilgili bireysel başvuru mekanizmasıyla uyumlu bir yapılanmanın da olması lazım. Bu da Anayasa değişikliği gerektirir." diye konuştu.

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun arasında çelişki olduğunu, bunun düzeltilmesi gerektiğini dile getiren Tunç, şunları kaydetti:

"Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarının da CMK anlamında yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılması lazım. Yoksa bu tartışmalar ileride de ortaya çıkar. İleride de ortaya çıkmaması anlamında özellikle adliye mahkemeleriyle, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında bu tür tartışmaların devam etmemesi için bu tür kanun düzenlemelerine ihtiyaç var."

DEPREM YARGILAMALARI

Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 1 yıl geçtiğini hatırlatan Tunç, bölgede ilk etapta 1000 hakim ve savcı, 984 bilirkişi, 8 bin 951 adliye personeli ve 538 adli tıp uzmanının görevlendirildiğini bildirdi.

Deprem bölgesinde yıkılan ya da imara aykırı değişiklik yapılan binalarla ilgili yürütülen soruşturmalarda 2 bin 825 şüpheli hakkında işlem başlatıldığını, bunlardan 267'si hakkındaki tutuklama, 984'ü için ise adli kontrol kararının devam ettiğini anlatan Tunç, "Bunların içerisinde müteahhitler, yapı sorumluları, yapı sahipleri, binada sonradan değişiklik yapanlar var." bilgisini paylaştı.

Şu ana kadar 812 dosyada bilirkişi raporunun geldiğini, 1783 dosyanın da bilirkişide olduğunu kaydeden Tunç, 1007 dosyanın ise bilirkişiye gönderilmesinin beklendiğini söyledi.

Bakan Tunç, 8. Yargı Paketi'nde önemli düzenlemeler olduğunu, bunların yasalaşma sürecini Mecliste takip ettiklerini söyledi.

CAN ATALAY KİMDİR?

Avukat Can Atalay, genel anlamda 'kimsesizlerin avukatı' olarak biliniyor. Öğrenciliği ve meslek yaşamının ilk yıllarından bu yana sosyalist kimliğiyle öne çıktı. Emek mücadelesine hukukçu kimliğiyle destek verdi, Emek Sineması'nın yıkılmaması için yürütülen kampanyanın örgütleyicilerindendi.

Somada hayatını kaybeden madencilerin, Hendek’teki patlamada yaşamını yitirenlerin, Çorlu'daki tren kazasında vefat edenlerin, tarikat yurdunda yanan çocukların yakınlarının yanında hep o vardı.

Mimarlar Odası'nın avukatlığını da üstlenen Atalay, Gezi Parkı'na alışveriş merkezi (AVM) yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması'nın savunmasında da vardı.

Atalay, Gezi eylemlerinde de öne çıkan isimlerden biri oldu ve hukuk tarihine bir skandal olarak adını yazıdan davada, 18 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargılama sürecinde direnişi savundu, ısrarla esas suçun Gezi'de şiddet uygulayan güvenlik güçleri ve onlara emirleri veren yöneticiler tarafından işlendiğini söyledi.

Başta bugüne dek destek olduğu mağdurlar olmak üzere kamuoyunda Atalay için 'adalet' sesleri yükselirken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından Şubat 2023'teki depremlerde yıkılan Hatay'dan milletvekili adayı olarak gösterildi ve kazandı. Ancak Meclis'e hiç gitmedi.

Atalay'ın maruz kaldığı süreç, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesi, ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde dosyayı Yargıtay 3. Dairesi'ne göndermesiyle hukuk krizine döndü. Daire, AYM kararının tanımadı.

Ve 30 Ocak 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın başkanlığında toplanan Genel Kurul'da hakkında kesinleşmiş hapis cezasının okunmasıyla milletvekilliği düşürüldü.

Erdoğan, Gaziantep'te: Yaraları sarma sözümüzü tutuyoruz Siyaset DEM Parti İstanbul adayını açıklayacağı tarihi duyurdu Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan şehit pilotlara başsağlığı Siyaset CHP'li Adıgüzel: Merkez Bankası'nda son 4 yılda 5 başkan değişti, rodeo gibi... Siyaset