CHP’li Gökçen Adalet Bakanlığı'nın Karnesini Açıkladı: Dava Süresi Yükseldi, Suç Oranları Arttı

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, TBMM Genel Kurulu'nda Adalet Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşmelerinde açıklamalarda bulundu. Adalet Bakanlığı verilerini aktaran Gökçen, dava sürelerinin arttığını ve bu nedenle suç oranlarının arttığını vurguladı.

CHP Adalet Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Görüşmeleri’nde; Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi ve HSK Bütçeleri üzerine konuşma yaptı.

Gökçen şunları dile getirdi:

“Adalet, bugün bize anlatılan hikayelerden, her şeyin zaten çok güzel olduğuna dair ifadelerden, hatta kurumlardan bile ibaret değildir. Adalet, çok zengin olmayan, çok güçlüyü tanımayan, yalnızca haksızlığa uğradığı için bu adaletsizliğin giderilmesini isteyen bir insanın, bunu başarabildiği bir sistemi kurmakla ilgilidir. 22 yıl, bahane üretmek yerine bu sistemi kurmak için fazla bile uzundur.
Adaletsizliğe uğrayanın kim olduğu, kiminle yakın olduğu, ne kadar yoksul olduğu önemli olmamalıdır. Adaletsizliğe uğrayan, Can Atalay gibi bir milletvekili, Ahmet Özer gibi bir belediye başkanı, Osman Kavala gibi, Çiğdem Mater gibi, Tayfun Kahraman gibi, Mine Özerden gibi ülkesinin geleceğini düşünen biri olabilir. Haksızlığa uğrayan, bir gecede fişlenmiş, ismini Resmi Gazete’de görmüş, hayatı boyunca sivil ölüme mahkum edilecek olan bir KHK’lı olabilir. Haksızlığa uğrayan, “İsrail ile ticareti durdurun” dediği için çıplak aramaya maruz kalan başörtülü gençler olabilir. Haksızlığa uğrayan, dün üniversiteye girememiş bir başörtülü genç, bugün yaşam tarzından dolayı hedef gösterilenler, “kız veya kadın” olup olmadığı sorgulanan, hatta Cumhurbaşkanı tarafından “sürtük” denilenler olabilir. Haksızlığa uğrayan, bir gün şiir okuduğu için cezaevine giren, bir başka gün hakimi Samsun’a sürülen bir ahmakça davayla taciz edilen siyasetçiler olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, istismara uğramış bir çocuk, tehdit edilen bir kadın, çok ama çok nefret ettiğiniz muhalifleriniz olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, hükümlü veya tutuklular ve onların yakınları da olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, bir bütün yargı ve ceza sistemini emanet ettiğiniz Adalet Bakanlığı personeli, infaz koruma memurları da olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, garip bir şekilde sabahtan bu yana övünerek anlattığınız bir yol olan, bireysel başvuru kararları uygulanmayan hakimler bile olabilir. Fark etmez.

'İKTİDARLA ARAMIZDA BÜYÜK BİR FARK VAR'

Ama iktidarla bizim aramızda büyük bir fark var. Siz, adaleti beton binalarla ifade ettiğinizi düşünürsünüz, bizler o binalara baktığında içinde adalet görmek isteyen vatandaşımızın duygusunu önemseriz. Siz, vatandaşımızın işsizliğini, yoksulluğunu, emeklinin durumunu, bir gencin bu ülkede kuramadığı hayalleri, bir anne için kreşin ne ifade ettiğini, bir çocuğun okula aç gitmesinin bir toplum için ne kadar onur kırıcı olduğunu kabul etmek yerine, bunların üstüne bir anayasa tartışmasıyla sis perdesi örtmek istersiniz. Bizler ise güçlü, tarafsız ve bağımsız bir yargı sistemi, temel hak ve özgürlükleri koruyan bir sistem; vatandaşın sorunlarını dile getirebildiği, Polonez işçilerine yaşatılanların aksine, sendika ve örgütlenme haklarını kullanabildiği, emeklilerin sesini çıkarabildiği, asgari ücretlinin hakkını koruyabilen sendikaların var olduğu, taleplerinin dikkate alındığı özgüvenli bir sistem için, yurttaşlarımızın onurlu bir yaşam sürebilmesi için, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulandığı bir düzen için çalışırız.

BAKANLIK VERİLERİNİ PAYLAŞTI

Bizim için adalet, ancak herkes için varsa vardır. Size sizin verilerinizle, yani Adalet Bakanlığı verileriyle konuşacağım.

Cumhuriyet başsavcılıklarında bir dosyanın görülme süresi 2015 ve 2023 yılları arasında;

  • Kasten öldürmede 136 günden 223 güne çıktı. Devreden dosyalarda bu sayı 489 güne kadar yükseldi.
  • Kasten yaralamada 80 günden 143 güne çıktı. Devreden dosyalarda bu sayı 228 güne yükseldi.
  • Cinsel saldırıda 100 gün olan süre, 141 güne çıktı. Devreden dosyalarda bu süre 298 güne yükseldi.
  • Çocukların cinsel istismarında 92 gün olan süre, 121 güne çıktı. Devreden dosyalarda bu süre 214 güne yükseldi.
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaretinde 97 gün olan süre, 151 güne çıktı. Devreden dosyalarda bu 243 güne yükseldi.

Cumhuriyet başsavcılıklarında yıl içinde açılan dosya endeksine göre,

  • Çocukların cinsel istismarında yüzde 94 artış yaşandı.

Ceza mahkemelerinde bir dosyanın görülme süresi,

  • Kasten öldürmede 326 günden 412 güne çıktı.
  • Cinsel saldırıda 265 günden 339 güne çıktı.
  • Çocukların cinsel istismarında 246 günden 303 güne yükseldi.
  • Uyuşturucu suçlarında 205 günden 278 güne yükseldi.

İcra ve iflas daireleri dosya sayılarında ise,

  • 2015 yılında gelen dosya sayısı 26 milyon iken, bu sayı 2023 yılında 39 milyon oldu.
  • 2015 yılında gelecek yıla devreden dosya sayısı 18 milyon iken, bu sayı 2023 yılında 23 milyon oldu.

Adalet Bakanlığı 2025 bütçe teklifinizin gerekçesinde,

  • Ceza davalarının görülme süresi 2023’te 267 gün,
  • Bu yıl için planlanan 242 gün,
  • Bu yıl sonu gerçekleşme tahmini 267 gün ,
  • 2025 hedefi 263 gün,
  • 2026 tahmini 259 gün ve
  • 2027 yılı tahmini 257 gün olarak belirtilmiş.

'SUÇ ORANLARI ARTIYOR'

Bu verilerin özeti şudur; 'Bir çocuk istismara uğradığında, bir insan öldürüldüğünde, uyuşturucu ticareti yapıldığında, bir kadın tecavüze uğradığında yargı, çok uzun süreler bu dosyalara bakmamaktadır. Yargı bu dosyalara bakmadığında caydırıcılık sağlanmamaktadır. Bu suçlar yeniden işlenmektedir. Ve sizin verileriniz de suçların nasıl arttığını kanıtlamaktadır. Fakat daha da kötüsü, vatandaşın cebinden, ekmeğinden, çocuğuna verdiği harçlığından keserek aldığınız vergileri bizden isterken, siz bu sorunu çözmeyi bile vaat etmiyorsunuz. Bugüne dek bir ilerleme kaydememişsiniz, var olan hedefleriniz bile gerçekleşmemiş, 2027 yılına kadar da bir ilerleme düşüncemiz yok' demiş oluyorsunuz.

'MASALLARINIZI YEMİYORUZ'

Vatandaşın vergisinin hesabını vermeyen, ortaya çözüm planı bile koymayan bir bütçeye hayır diyoruz. 22 yıldır iktidarda olanların, sorunları çözmek yerine hala saatlerce hikaye ve masallar anlatmasını, kusura bakmayın, yemiyoruz. Bir seçim yenilgisinden ders çıkarmak yerine bize oy veren vatandaşı cezalandıranlara karşı çıkıyoruz. Anayasayı uygulamayan bir anlayışla, değişmez maddelerin bile tartışıldığı yeni anayasa aldatmacasına girmeyi reddediyoruz.

'TUZAKLI MASALARA OTURMADIĞIMIZ İÇİN...'

Kurmaya çalıştığınız tuzaklı masaya oturmadığımız için intikam duygusuyla hareket etmenize, doğrusu, acıyarak bakıyoruz. Dönüp kendi geçmişine hiç bakmadan “Benden olmayan teröristtir” sözlerinize, muhalefet ağzıyla konuşturmaya çalıştığınız trollerinize, Avrupa ve Amerika’dan ithal akımları kullanarak, bu ülkede insan canını savunanları hedef göstermelerinize boyun eğmiyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndan yapılan tuhaf atamalarla gelen, hukuk cellatlarının yargı tacizlerine, Gerçeği büken dezenformasyon kampanyalarınıza boyun eğmiyoruz. Türkiye’nin en büyük belediyelerine gönderdiğiniz işgalcilere, FETÖ vari itibar suikastlerinize boyun eğmiyoruz.

'İKTİDARIMIZDA YEPYENİ BİR DÜZEN HEDEFLİYORUZ'

İktidarımızda, Meclisin bir oyalama aracı olduğu değil, gerçekten yasama ve denetim işlevini yerine getirebildiği, güçlendiği bir parlamenter sistem hedefliyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun Venedik Komisyonu standartlarında bir yapıya kavuştuğu, yürütmenin etkisinden arındırıldığı, coğrafi teminatın kabul edildiği bir sistem hedefliyoruz. Vatandaşımızın yargıya erişebildiği, şiddetin yalnızca caydırıcı yaptırımlarla cezalandırıldığı değil, hukukun egemen olduğu, düşüncenin suç olmadığı ve gerçek suçları önleyici politikaların hayata geçirildiği bir sistem hedefliyoruz.

İnsan hakları içinde ve hak özneleri arasında bir hiyerarşinin olmadığı, sosyal ve ekonomik hakların güçlendiği yepyeni bir düzen hayal ediyoruz. Hukuk güvenliğinin olduğu, insanımızın düşüncelerinden dolayı yargı taciziyle karşılaşmadığı, vatandaşın sorunlarını çözmek için çalışan siyasetçilerin özgürce siyaset yapabildiği demokratik bir sistem mümkün. Yalnızca Anayasa Mahkemesi kararlarının değil, doğayı katledenleri, zeytinliklere ve ormanlara göz dikenleri durduran tüm mahkeme kararlarının, Vatandaşımızın iktidarın o günkü politikasına göre sözünü, fikrini, davranışlarını uydurmak zorunda kalmadığı, özgürce herkesin yeteneklerini sergileyebildiği, herkesin iyi eğitim alabildiği, insanımızın karnının tok olduğu, sağlıklı olduğu, haklarına erişirken zengin olması gerekmediği, sağlığa, iyi eğitime, gerçek adalete parasız erişim mümkün. Sözde önemli yerlerde tanıdık sormayan, bebeklerin para için öldürülmediği, adil bir sistem mümkün. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak böyle bir adalet anlayışını hayata geçireceğiz.”

Cumhur'a Kapıyı Kapattı, Saadet'e Yeşil Işık Yaktı Siyaset AKP ve Muhalefet Arasında 'IQ' Polemiği Siyaset