Cumhur İttifakı ortağı yaptırım önerdi: "ABD ve İsrail'in sözleşmeleri geçici olarak askıya alınsın"
Cumhur İttifakı ortağı DSP Genel Başkanı Aksakal, "ABD ile İsrail'in topraklarımız üzerinde yararlanma hakkı bulunduğu tüm sözleşmelerin geçici olarak askıya alınması gereklidir." dedi. Ancak AKP'den yaptırım çağrılarına karşı bir açıklama gelmiyor.
Seçimlere Cumhur İttifakı çatısında giren ve AKP listelerinden milletvekili seçilen DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Meclis’te yaptığı açıklamada İsrail ve ABD’ye karşı yaptırım önerdi ve kentsel dönüşüm uygulamalarını eleştirdi.
Aksakal, Türkiye'nin, egemen güçlerin bölgedeki planlarına karşı uyanık davranması gerektiğini belirterek, "Öncelikle terörün bir numaralı kurgulayıcısı, uygulayıcısı ve hamisi ABD ile İsrail'in topraklarımız üzerinde yararlanma hakkı bulunduğu tüm sözleşmelerin geçici olarak askıya alınması gereklidir." dedi.
Ancak AKP yönetimi bugüne kadar herhangi bir yaptırım kararı almadı, gündeme de getirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Hamas’ın terör örgütü olmadığını” söylemesi ve 28 Ekim’de yaptığı mitingin ardından İsrail’e yönelik başka bir adım atılacağına dair açıklama da gelmedi.
Cumhur İttifakı’nın ortaklarından olan Aksakal’ın önerisine dair yakın zamanda bir adım atılması ise olasılık içinde görünmüyor. ABD, NATO müttefiki olması nedeniyle Türkiye’deki belirli üsleri kullanmaya, eğitim faaliyetlerini sürdürüyor.
“MAHMUT ABBAS'I ORTALIKTA PEK GÖREN DE YOK. BU NEYİN PLANIDIR, NEYİN HESABIDIR”
Önder Aksakal açıklamasında ayrıca, emperyalist sistemin silahlı ve siyasi gücünün, bir psikolojik savaşı da beraberinde yürüttüğünü ifade ederek, "Müslüman bir halka yapılan bu saldırıların ve katliamın Filistin Devleti tarafından önlenmeye çalışılması esasen makul olandır ancak Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı ortalıkta pek gören de yok. Bu neyin planıdır, neyin hesabıdır? Düşünmek lazım." dedi.
"BU YÖNTEMLE ANCAK OLSA OLSA RANTSAL DÖNÜŞÜM OLUŞUR"
DSP Genel Başkanı Aksakal, kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine TBMM Genel Kurulunda başlandığını anımsattı.
Parlamentoda grubu bulunan partilerle 20'den az milletvekiline sahip partiler arasında ciddi bir hakkaniyetsiz uygulamalar silsilesinin bulunduğunu savunan Aksakal, bu nedenle kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifiyle ilgili görüş ve eleştirilerini TBMM Genel Kurulunda ortaya koyamadığını dile getirdi.
Bugüne kadar uygulanan kentleşme ve imar planlama politikalarının hatalı olduğunu, her dönemde iyi niyetli olmayan bazı kesimlerin haksız zenginleşme aracı olarak kullanıldığını öne süren Aksakal, şunları kaydetti:
"Kentsel dönüşüm adı altında eski binaları yıkıp yerine yenisini yapmak sorunu kısa vadede belki çözmüş gibi görünebilir ancak yapıların da bir ömrü var. Dolayısıyla aynı zemin ortamında yapılacak ve daha da fazla katlara sahip binalarla yıllar sonra oluşabilecek bir depremde yeni felaketlerin yaşanması kaçınılmazdır. Kentsel dönüşüm denilen kavram esasen bu değildir. Bu yöntemle ancak olsa olsa rantsal dönüşüm oluşur. Dönüşümü henüz yerleşime açılmamış yörelerde, yeni yerleşim alanlarında, her türlü altyapı ihtiyaçları tamamlanmış, yer altında yeterli ebatlarda galeri sistemi içerisinde elektrik, su, telekomünikasyon, kanalizasyon hatları çekilmiş, yolları, kaldırımları tamamlanmış, güvenli zeminler üzerinde hazırlanacak konut ve iş yeri arsaları üretimiyle gerçekleştirmek zorunda olduğumuzun önemini dikkatinize sunmak isterim."
Aksakal, artan konut ve iş yeri kiralarını yasa, kararname ve yönetmeliklerle sınırlamanın kalıcı bir yöntem olmadığını, inşaat maliyetlerini düşürecek tedbirler geliştirilmediği müddetçe kiraların inmesini beklemenin son derece yanlış olduğunu savundu.