Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kobani davası kararlarına ilişkin açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde konuştu. Erdoğan, Kobani davasına ilişkin yaptığı açıklamada, "Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Bunlar asla bir protesto değil, bir terör kalkışmasıdır" dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Sözlerine, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümünün ardından başsağlığı mesajlarıyla başlayan Erdoğan, konuşmasının devamında Türkiye yargısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, "Hukuk sistemimize sirayet etmiş, adaletin tecellisi önünde engel teşkil eden vesayet araçlarını tek tek ortadan kaldırdık" dedi.
Kobani davası kararlarına ilişkin de konuşan Erdoğan, mahkeme kararlarının ardından gelen yorumları hedef alarak, "6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Bunlar asla bir protesto değil, bir terör kalkışmasıdır" dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İRAN'A BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
"Bugün komşumuz ve kardeş ülke İran'dan üzüntü verici bir haber aldık. İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi'nin ve beraberindeki heyetin helikopter kazasında vefat ettiklerini öğrendik. Merhum Reisi'ye ve kazada hayatını kaybeden İran Dışişleri Bakanı ile diğer yetkililere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Bu elim kazadan duyduğumuz derin teessürü burada öncelikle ifade etmek istiyorum. Şahsım, ülkem ve milletim adına İran halkına başsağlığı diliyorum. Kaza haberini aldıktan sonra süratle İran makamları ile irtibata geçerek tüm imkanlarımızla arama-kurtarma çalışmalarına katkı vermeye hazır olduğumuzu ilan ettik. Akıncı İnsansız Hava Aracı'mız ile gece görüş kabiliyeti olan coguar tipi helikopteri bölgeye sevk ettik. Arama-kurtarma ekiplerimiz de İranlı kardeşlerimize yardımcı olmak üzere bölgeye intikal etmek suretiyle hemen yola çıktılar. Helikopterin enkazının yerinin tespiti yapıldıktan ve vefat edenlerin naaşlarına ulaşıldıktan sonra ekiplerimiz geri döndü. Merhum Reisi'yi ocak ayının 24'ünde Ankara'da resmi ziyaret kapsamında misafir etmiş, bunun dışında farklı vesilelerle bir araya gelmiştik.
Gerek ikili ilişkilerimizi, gerekse bölgemizi ilgilendiren konularda Sayın Reisi ile çok yakın diyalog içinde olmuştuk. Görevde bulunduğu sürede İran halkının ve bölgemizin huzuru için verdiği samimi çabalara bizzat şahitlik ettim. Aynı şekilde İran Dışişleri Bakanı merhum Hüseyin Emir Abdullahiyan Türkiye'ye ilişkileri döneminde başarılı bir diplomat olduğunu gördük. Kendilerini şükranla ve hürmetle yad ediyoruz. İranlı kardeşlerimizin bu süreci kadim ve güçlü devlet geleneklerine uygun şekilde yöneteceklerine yürekten inanıyorum. Türkiye olarak biz de her zaman olduğu gibi bu zor günlerinde dost ve kardeş İran halkının yanında olacağız. Bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti'nin dini lideri sayın Ali Hamaney başta olmak üzere dost İran halkına, hükümetine, merhumların acılı ailelerine en derin taziyelerimi iletiyorum.
'ADALET SİSTEMİNİN KUSURSUZ İŞLEMESİNİN ŞARTI YETİŞMİŞ PERSONELDİR'
Hakim ve savcılarımızdan 81 vilayetiyle 85 milyon vatandaşıyla bu ülkeyi çok sevmelerini bu devlete en güzel şekilde hizmet etmelerini istiyoruz. Bu genç kardeşlerimizin gittikleri yerlerde adalet sancağını yükselteceklerine inanıyorum. Bugünkü kura töreniyle birlikte hakim ve savcı sayısı 25 bine yaklaştırmış oluyoruz. Kaliteli insan kaynağı hayatın her alanında sistemin başarısının temel unsurudur. Adalet sisteminin kusursuz işlemesinin öncelikli şartı da yetişmiş personeldir.
9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2,5 kattan fazla arttırmak suretiyle mahkemelerimizin yükünü hafiflettik.
Merdiven altı sistemden bugünkü fiziki koşullara ulaştık. Mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirme amacıyla istinaf mahkemelerini kurduk. Bölge Adliye Mahkemelerini 15 yerde, Bölge İdare Mahkemelerini 9 yerde faaliyette geçirdik.
Adalet kurumlarının modern ve fonksiyonel mekanlara sahip olmasına hassasiyet gösterdik. İnşa ettiğimiz 284 adalet hizmet binası ile hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza yakışır modern çalışma imkanları sunduk. Bina ve kadro haricinde hayata geçirdiğimiz kanuni düzenlemelerle hukuk devletini güçlendirdik, yargının tarafsız ve bağımsız hareket edebilmesini yasal ve anayasal altyapısını oluşturduk. Hukuk sistemimize sirayet etmiş, adaletin tecellisi önünde engel teşkil eden vesayet araçlarını tek tek ortadan kaldırdık. Yargıda çift başlılığa son verilmesinden bireysel başvuru hakkına, hedef süreden elektronik devlet uygulamalarına, adli tıptan bilirkişiliğe, lekelenmeme hakkından arabuluculuk müessesesine, tutukluluk şartlarından ifade özgürlüğünün genişletilmesine hasılı çok geniş bir yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran, adalet sisteminin işleyişini hızlandıran tarihi reformlara imza attık. Güven veren ve erişilebilir bir adalet hedefiyle bu alandaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.
KOBANİ DAVASI KARARLARINA İLİŞKİN KONUŞTU
(Kobani davası kararlarına ilişkin) 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Bunlar asla bir protesto değil, bir terör kalkışmasıdır. Bölücü örgüt unsurları doğrudan devletimizi hedef alan bir isyan girişiminde bulunmuştur.
Siyasi dava denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması hukuka ve demokrasiye hakarettir."