PISA Sonuçları: “Ortada başarı yok, Milli Eğitim Bakanları kamuoyunu yanıltıyor. Başarı 2003 yılının gerisinde kalmak mı?"

Abone ol

PISA sonuçlarına göre Türkiye tüm branşlarda OECD ortalamasının altında kaldı. Eğitim Uzmanı Ali Taştan, “Türkiye’nin sıralamasına bakıldığında ortada bir başarı yok. Milli Eğitim Bakanları kamuoyunu yanıltıyor” dedi.

Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 15 yaşındaki öğrencilerin kazandıkları bilgi ve becerileri değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) testinin sonuçlarına göre Türkiye tüm branşlarda OECD ülkelerinin ortalamasının altında kaldı.

81 ülkenin katıldığı PISA 2022 araştırmasında Türkiye, 2018'e göre matematikteki puanı sabit kaldı, okuma 10 puan azaldı, fende ise 8 puan arttı.

Türkiye, 2018 yılında matematik kategorisinde 42’inci sırada, okuma kategorisinde 40’ncı sırada ve fen kategorisinde 39’uncu sırada yer alırken, 2022'de matematikte 39’uncu sırada, okumada 36’ıncı sırada ve fende ise 34’üncü sırada yer aldı.

EĞİTİM UZMANI ALİ TAŞTAN: MİLLİ EĞİTİM BAKANLARI KAMUOYUNU YANILTIYOR

Gerçek Gündem’in sorularını yanıtlayan Eğitim Uzmanı Ali Taştan, PISA’da Türkiye’nin sıralamasına bakıldığında ortada bir başarı olmadığını söyledi. Taştan, Milli Eğitim Bakanları’nın kamuoyunu yanılttıklarını ifade etti:

“PISA ile ilgili son 2 gündür onlarca yazı yazıldı, görüş bildirildi. AKP ve MEB camiası özellikle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve önceki Bakan Mahmut Özer sonuçların ne kadar başarılı olduğunu duyurdu. Onlara göre 20 yıldır yürütülen eğitim politikaları sayesinde başarı sağlandı.”

Taştan, ortada bir başarı olmadığının 2003-2022 grafiklerine bakıldığında görüleceğini söyledi.

Kaynak: https://fs.hacettepe.edu.tr/egitim/Raporlar/pisaveturkiye.pdf

Türkiye Okuma Becerilerinde 2003 yılında 35’inci iken 2022 yılında 36’ncı; Matematik Becerilerinde 2003 yılında 33’üncü iken 2022 yılında 39’uncu; Fen Becerilerinde ise 2003 yılında 33’üncü iken 2022 yılında ise 34’üncü oldu. PISA uygulamasının gerçek değerlendirmesi tüm ülkeler arasındaki sıralamadır.

“BAŞARI 2003 YILININ GERİSİNDE KALMAK MI?”

Türkiye’nin tüm alanlarda 2003 yılının gerisinde kaldığını söyleyen Taştan, “2003-2022 yılları arasında PISA’daki sıralamamız daha da gerilere gitmiş, özellikle 4+4+4 uygulamasından sonra 50-54’üncü sıralara kadar gerilemiştir. Buradan Yusuf Tekin ve Mahmut Özer’e sormak istiyorum, başarı 2003 yılının gerisinde kalmak mı?” dedi.

TÜRKİYE, MATEMATİKTE 37 OECD ÜLKE ARASINDA 32’NCİ

Türkiye, okuma becerilerinde 456 puanla 37 OECD ülkeleri arasında 30’uncu oldu.

Matematik alanında ise, 453 puanla 37 OECD ülkesi arasında 32’nci olan Türkiye Fen alanında, 476 puanla 29’uncu sırada yer aldı.

37 OECD ülkesi içerisinde 30-32’nci sırada yer almanın Türkiye açısından başarı kabul edilemeyeceğini belirten Taştan, “Sonuçlara bakıldığında OECD ülkeleri arasında yine sonlarda yer aldık” dedi.

“TÜRKİYE’NİN ALEYHİNE BİR DURUM”

PISA sonuçlarına göre matematikte ikinci düzey altı yani “temel yeterliliklere sahip olmayan” çocukların oranı Türkiye’de yüzde 39. Yani temel becerileri düşük olan çocuk sayısı çok yüksek oranda.

Taştan, bir ülkenin PISA’da başarılı olduğunun ifade edilebilmesi için alt performans düzeyinde olan öğrenci oranı ile üst performans düzeyinde olan öğrenci oranına bakılması gerektiğini söyledi:

“Alt performans düzeyindeki öğrenci oranının azlığı, üst performans düzeyindeki öğrenci oranının fazlalığı başarıyı getirmektedir. Alt performans düzeyinde bulunan öğrencilerin OECD ortalaması yüzde 31 iken bizim çocuklarımızın oranı yüzde 39 olmuştur. Yine üst performans düzeyinde bulunan öğrencilerin OECD ortalaması yüzde 9 iken bizim öğrencilerimizin oranı yüzde 5’te kalmıştır. Bu durum hem okuma becerilerinde hem de fen alanında ülkemizin aleyhine bir durumdadır.”

TÜRKİYE TÜM ALANLARDA OECD ORTALAMASININ ALTINDA

PISA 2012 ile karşılaştırıldığında, PISA 2022’de temel yeterlik düzeyinin (2. düzey) altında puan alan öğrenci oranının matematik ve fen alanında önemli ölçüde değişmediği görülüyor. Türkiye’de en az 2. yeterlik düzeyine ulaşan öğrencilerin oranı yüzde 61. OECD ortalaması ise yüzde 69. Yani Türkiye OECD ortalamasının altında kaldı.

Singapur, Makao (Çin), Japonya, Hong Kong, Tayvan ve Estonya’daki öğrencilerin yüzde 85’inden fazlası 2. düzeyde veya üzerinde performans gösterdi.

OECD ülkeleri genelinde ortalama olarak öğrencilerin yüzde 69’u, tüm ülkeler düzeyinde ise yüzde 53’ü asgari performans düzeyine ulaştı. Türkiye ise yüzde 61’de kaldı. 2 puanlık artış söz konusu olsa da yine OECD ortalamasının altında kalındı.

SİNGAPUR MATEMATİKTE BİRİNCİ OLDU

Tüm ülkeler arasında matematik alanında asgari performans düzeyine ulaşan öğrenci oranın en yüksek olduğu ülke yüze 92 ile Singapur oldu. Yani Singapur’da her on öğrenciden en az dokuzu matematik alanında PISA’da tanımlanan temel yeterlikleri sergiledi. Singapur’u sırasıyla Makao, Japonya, Hong Kong ve Tayvan takip ediyor.

Tüm alanlarda OECD ortalamasının altında kalındığını söyleyen Taştan, “Bizim hedefimiz tüm çocuklarımızın temel becerileri edinmelerini sağlamak olmalıdır. Genel anlamda da değerlendirdiğimde 5 ve üstü düzeylerde performans sergileyen öğrenci oranını artırmadığımız sürece PISA’da başarılı olduğumuz söylenemez. Özellikle alt performans düzeyindeki öğrenci oranlarının da azaltılması gerekiyor” dedi.

“21 YILLIK AKP İKTİDARINDA EĞİTİME AYRILAN BÜTÇE ARTMADI”

OECD raporunda belirtilen kısa dönemli performans değerlendirmesinde 2018 yılına göre; Türkiye Matematikte aynı seviyede kalırken, Okuma Becerilerinde 10 puan geriye, Fen Becerilerinde ise 8 puan ileri gitti.

2019’da 6 ila 15 yaş arasında öğrenci başına kümülatif harcaması 75 bin dolarının altında olan ülkeler arasında eğitime daha fazla kaynak ayıranların PISA matematik testinde daha yüksek puanlar elde ettiği görülüyor. Türkiye’de 6 ila 15 yaş arasında öğrenci başına yapılan kümülatif harcama ise yaklaşık 46 bin 700 dolar.

Taştan, eğitim bütçesinin 2016’dan buyana GSYH içerisinde ve Merkezi Yönetim Bütçesi içerisinde azalma eğilimine girdiğini söyledi:

“21 yıllık AKP iktidarında eğitime ayrılan bütçe artmadı. 2016 yılında eğitim bütçesinin GSYH içerisindeki payı yüzde 4,21 iken 2024 yılında bu oran yüzde 3,92 oldu. 2016 yılında merkezi yönetim bütçesinden eğitime yüzde 19,24 oranında pay ayrılırken bu oran 2024’te yüzde 14,56’ya geriledi. Eğitime ayrılan bütçe sürekli azalıyor.”

“EĞİTİM SİSTEMİ LAİK VE BİLİMSEL HEDEFİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR”

Eğitim sisteminin AKP iktidarı tarafından planlı bir şekilde laik, bilimsel ve demokratik hedefinden uzaklaştırıldığını ifade eden Taştan, “21 yılda 8 Milli Eğitim Bakanı değişti. Eğitim, AKP’ye ve tek adamlarının insiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir mesele. 4+4+4 ile başlayan, dershanelerin kapatılması ve milli eğitimin yönetici kadrolarının tasfiyesi ile devam eden niteliksiz bir eğitim anlayışı çok sayıda mağdur yaratıyor. Son 21 yılda çağdaş, bilimsel normlardan uzaklaşıldı, dogmatik bilgilerle yoğrulmuş bir strateji geliştiriliyor” dedi.

Erdoğan'dan Doğu Akdeniz ısrarında geri adım: Yunanistan ile yeni bir sayfa açılıyor Siyaset Erdoğan, adayların açıklanacağı tarihi duyurdu Siyaset TBMM'de 2 haftalık 'bütçe' maratonu: Genel Kurul programı belli oldu Siyaset Destek alan hane sayısı 4,1 milyona fırladı Siyaset