Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediyesi Önünden İktidara Meydan Okudu! 'Onayın Cezamı, Milleti Rahat Bırakın'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediyesi'nde açıklamalarda bulundu. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın şafak vakti gözaltına alınmasına tepki gösteren İmamoğlu, "Bu gidişat hepimizin ve çocuklarımızın geleceği açısından artık en yüksek seviyede alarm vermektedir." dedi. "Meydan okuyorum" diyen İmamoğlu, "Madem hedefiniz benim, bari burada mert olun. Onayın benim cezamı, milleti rahat bırakın!" ifadelerini kullandı.
İstanbul’da suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın da olduğu 40 şüpheli Pazartesi günü gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklama, Aziz İhsan Aktaş’ın liderliğini yaptığı öne sürülen suç örgütünün, belediye başkanları ile belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri organize ettiği belirtildi.
CHP'li isimlerden şafak vakti yapılan operasyona çok sert tepki geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Beşiktaş Belediyesi önüne giderek iktidara meydan okudu. "Madem hedefiniz benim, bari burada mert olun. Onayın benim cezamı, milleti rahat bırakın!" ifadelerini kullanan İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Özellikle hakimlik ve savcılık mesleklerine atama yapılırken liyakat değil de siyasal mülahazalar öne çıkıyor. Bu hakim ve savcılardan tarafsız olmasını beklediğimiz o insanlarda beklentilerimiz çok aşağı düşmeye başladı. Bu sorun ülkemizin en önemli beka sorunundan biri diyebiliriz. Ülkenin işleyişini çürütüyor bu sorun. Biz de İstanbul'da adil ve tarafsız olmayan bir başsavcılıkla karşı karşıyayız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve ekibi ile bu adaletsizliği yaşıyoruz.
"ŞAFAK VAKTİ GÖZALTI UYGULAMASININ AMACI NEDİR?"
Gözaltı tedbiri ancak tarafların ifadelerinin normal şartlarda alınamadığı durumlarda uygulanan bir tedbirdir. Ama uygulama sanki normal bir durummuş gibi belediye başkanları şafak vakti operasyonla gözaltına alınıyor. Rıza kardeşimin şafak vakti evinden gözaltına alınması hukuktan değilse hangi kaynaktan geliyor? Şehvetle yaptığınız bu uygulamanın amacı nedir? Bunun amacını açıklayayım:
Seçim mevzuatımıza göre, hakim ve savcılar bir siyasi partiden aday olmak için istifa ederse seçimi kazanamadıkları halde görevlerine geri dönemiyorlar. Adalet Bakan Yardımcısı olarak görev yapan bu beyefendi şimdi Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapıyor. Cumhurbaşkanı Bakan yardımcılarının hükümetle gelip hükümetle gideceğini söylüyor. Yani bir anlamda siyasi müsteşar görevi yapacağını söylüyor.
"ISPARTA BELEDİYESİ'NE BUNLARI SORACAK MISINIZ?"
Bu suç örgütü lideri denen kişinin şirketi, AK Partili Isparta Belediye Başkanı'na 'çok lüks' kategorisine giren, milyonlarca liralık 'Audi A8' marka bir makam otomobili hediye etmiş. Mesela Isparta Belediye Başkanı'na bunları soracak mısınız? Bu iş insanı neden size milyonlarca liralık bir aracı hediye etti diye sorgulamaları yapacak mısınız? Aynı şirket, başka araçlar da hibe etmiş. Evlerin kapılarına insanlar yollarken çok heveslisiniz. Neden bunlar dikkatinizi çekmiyor da gözleri hep CHP'li belediyelerde gözleri hep İstanbul'da. Nedeni siyasi müsteşarlıkta gizli. Kendimizi emanet ettiğimiz yargı kurumunun, çok inandığımız bizi en yüce bir şekilde koruyan devletin dini adalettir diyen inanca sahip insanlar olarak kendimizi emanet ettiğimiz, bu ülkenin çok saygın yargı mensupları var, yargı kurumlarımız var. Bu kurumlarımızın en üstlerine varıncaya kadar sesleniyorum.
"AHMAK DAVASI DİYE BİR DAVA OLAMAZ"
Herkes oturduğu kamu makamının hakkını vermek zorunda. Benim yaşadığım davayı anmak bile istemiyorum, böyle bir dava bile olmaz. Bir kahvehaneye girelim 'ahmak' davası diyelim gülerler. İstinafta bekletilen ahmak davası devam ediyor. Siyasi yasak davam.
YANDAŞ BASINA TEPKİ
Nasıl ki sayın savcının eşi, çocuğu, annesi, babası var. İtibar suikasti düzenler gibi yapılan uygulamalarda herkesin ailesi var. Aynen savcılar gibi. Buna özen göstermek zorundasınız. Bunu o kutsal mesleğiniz söylüyor. Devletin dini adalettir, ne yüce laf. Onlar bu arkadaşlarımızdan insan olarak daha değerli ya da daha ayrıcalıklı değil. Herkes eşit. Gazetelere adeta yeni siparişleri gösterir gibi. CHP'li diğer belediyelerin de hedefte olduğunu bilgisini vermek ne adalete, ne mertliğe ne de insanlığa yakışır. Kulis bilgisi altında bu iddiaları lütfen yayınlarınızda dillendirmeyin. Belediyelerimizin çalışma standartlarına da zarar veriyorlar.
"GİDİŞAT, EN YÜKSEK SEVİYEDE ALARM VERİYOR"
Bu gidişat hepimizin ve çocuklarımızın geleceği açısından artık en yüksek seviyede alarm vermektedir. Demokrasi ve hukuktan her geçen gün daha çok sapan bu zihniyet iktidardayken bu ekonomi düzelemez. Biz muhalefetiz, iktidar olacağız inanıyoruz. Ekonomi kötü biz iktidar olacağız diye bir şey olabilir mi? Ekonomi iyi olsun kardeşim. Benim halkım yoksullukla imtihana tutulmasın.
"OPERASYONLAR SÜRERSE..."
Bu operasyonlar sürerse artık ne yapacaksak milletçe hep beraber yapacağız. Bu konu artık sadece CHP ya da başka partinin sorunu olmaktan çıkmıştır. Bugün bizim belediye başkanlarımızın meselesi gibi görenler öyle kafasını kuma sokarak öyle görmezden gelemezler. Yarın sizin başınıza gelir. İnanın, dokunulmazlığı olan milletvekillerinin başına gelecek. Sanatçılar, sporcular, esnaf, çiftçi... Herkesin başına gelecek. Bu konuyla benim ne alakam var diyen vatandaşın bile başına gelecek.
Bana hayatı dar etmeye çalışana meydan okuyorum. İBB'ye ve bana ulaşmak ise hedefiniz benim yol arkadaşlarıma ve ailelerine çile çektirmenize, bahaneler yaratmanıza gerek yok. İşte siyasi yasak davam orada! Madem hedefiniz benim, bari burada mert olun. Onayın benim cezamı, milleti rahat bırakın!"