Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal: Mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilir
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal, Erdoğan'a 'Şebnem Bursalı' çağrısında bulundu. Ünal, "Erdoğan, Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşanlarla hesaplaşır, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilir" dedi.
Geçtiğimiz gün Instagram hesabından bir paylaşım yapan AKP İzmir Milletvekili ve ve Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Şebnem Bursalı, AKP'liler de dahil olmak üzere pek çok kişinin tepkisini çekti.
Monaco'da tatilde olan Şebnem Bursalı, 'Monaco Yat Kulübü'nde ıstakoz yediğini gösteren bir görsel paylaşmıştı.
Ülkede artan ekonomik kriz ve derin yoksulluğun gölgesinde, 2 bin 500 üyesi olan ve üyelerini Monaco Prensi II. Albert'in seçtiği kulüpte, 250 gramı 60 euro (2 bin 072 TL) olan ıstakoz yiyen Bursalı, kendisini "Yoğun geçen seçim çalışmalarımız ardından yurtdışında yaşayan ailem ve yeğenlerimle bayram tatilini geçirmek üzere gittiğimiz bir restoranda hiç adetim olmayan bir yemek paylaşımı yapmam kamuoyunda haklı tepkiye sebep olmuştur. 30 yıllık gazeteci ve şimdi de milletvekili olarak sosyal medya paylaşımlarımda bugüne kadar yapmadığım bu hata için tüm kamuoyundan özür dilerim. Mensubu bulunmaktan onur duyduğum partim ve yolunda yürümekten her nefesimde şeref duyduğum Sn. Cumhurbaşkanımızın da bu sebeple hedef alınmasından dolayı üzüntüm sonsuzdur" şeklinde savundu.
Şebnem Bursalı'ya bir tepki de Erdoğan'ın eski metin yazarından geldi.
Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Bursalı'ya tepki göstermenin yanında, 31 Mart Mahalli İdareler seçiminde yüzde 35.49 ile tarihinde ilk kez ikinci parti konumuna düşen AKP'ye de tavsiyede bulundu.
Ünal, "Erdoğan, Külliye’den kibirle sallanan parmakları kırarsa, örneğin Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşan sızıntılarla hesaplaşırsa, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilecektir" dedi.
İşte Ünal'ın yazısının ilgili bölümü.
"Erdoğan ekonominin durumunun farkında. Önünde seçimsiz 4 yıl var ve Mehmet Şimşek’e verdiği tam yetkiyle ekonomiyi düze çıkaracaktır. Güvenlik konusunda yegâne liman olduğu açıktır. Sağ/muhafazakâr büyük kitleyi yeniden toparlamakta zorlanmayacaktır. Bu toparlanma sürecinde dindarların gönlünü yeniden kazanmak teknik olarak zor olacaktır. Zira çürümeye yönelik tüm iddiaların üzerine kararlılıkla gitmek, yani “öze dönmek” gerekecektir. Erdoğan, acımasız davranır, çeteleşmeleri, gruplaşmaları dağıtır, lejyonerlerden, asalaklardan mahalleyi temizler, samimiyeti, tevazuu yeniden egemen kılarsa, özgürlükçü ve kucaklayıcı dili yeniden inşa ederse, örneğin Külliye’den kibirle sallanan parmakları kırarsa, örneğin Monako’dan ıstakoz fotosu paylaşan sızıntılarla hesaplaşırsa, mahalle yanarken saçını tarayanları kapının önüne koyarsa, dindarları yeniden kazanabilecektir.
'TÜRKİYE’NİN BEKASI İÇİN HEM DE TOPLUMSAL BARIŞ İÇİN EŞSİZ BİR AŞAMA OLUR'
Irkçı/kafatasçılarla arasına mesafe koymuş bir MHP’nin muhafaza edilmesi, MHP’nin altını boşaltma gayretlerinin boşa çıkarılması da Cumhur İttifakı’nı daha güçlü kılacaktır. Hatta şunu da ekleyelim: Türk ırkçısı olduğunu söyleyip, PKK ile aynı istikamette yürüyenlerin karşısında, MHP, muhafazakâr Kürtlerle barışık bir çizgiye rahatlıkla gelebilir. Bu da hem Türkiye’nin bekası için hem de toplumsal barış için eşsiz bir aşama olur. Sadece Türkiye’de değil bölgedeki birçok denklemi altüst edebilir. En başta doğru bir dil, doğru bir söylem bile bu kapıyı aralayabilir. Özetle, ekonomide toparlanma, iç ve dış güvenlikte istikrar, öze dönüş ve Türk-Kürt kardeşliği mevcut tabloyu tam tersine çevirecektir. AK Parti ve Cumhur İttifakı daha uzun yıllar geniş kitleler tarafından tercih edilecektir."