Erkan Baş'tan vergi adaletsizliğine tepki: 'Maaşımızdan önce vergimizi alıyorlar'
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, asgari ücrete ara zam talebiyle İstanbul'da bir pazar yerinde yaptığı açıklamada, vergi adaletsizliğine tepki gösterdi. Baş, ''Biz daha maaşımızı almadan, alın terimiz kurumadan, maaşımızdan önce vergimizi alıyorlar.'' dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, asgari ücrete ara zam talebiyle İstanbul Kartal’daki bir pazar yerinde açıklama yaptı.
Vergi adaletsizliğine dikkati çeken Baş, şunları söyledi:
“Devlete ödenmesi ve halk için kullanılması gereken vergiyi utanmadan affediyorlar. Ondan sonra dönüyorlar, senin 3 kuruş maaşından nasıl daha fazla vergi alabilirim diye düşünüyor. Bakın, Türkiye’de en büyük hırsızlık nedir, biliyor musunuz, dolaylı vergi. Dolaylı vergi, size hissettirmeden cebinizden çaldıkları paralardır. Sabah kalkıyorsun, çeşmeyi açıyorsun, elini yüzünü yıkayacaksın. Su akmaya başladı mı? 4 tane vergi birden gitti. Faturana bak işçi arkadaş, köylü arkadaş, emekçi, yoksul. Faturaya bak. Kullandığın suya kaç kalem vergi ödüyorsun? Eskiden diyorlardı ki bize, ‘Ödediğiniz vergiler yol, su, elektrik olarak size geri dönecek’ değil mi? Şimdi vergiyi ödüyoruz, üste suya para ödüyor muyuz? Vergiyi ödüyoruz, üste elektrik parası ödüyor muyuz? Vergiyi ödüyoruz, üstüne geçtiğimiz yoldan para veriyor muyuz? Adamlar eskiden vergi alıp yol yapıyorlardı. Şimdi yaptıkları yol için ek vergi alıyorlar bizden. Herhangi bir paralı yola girdiğiniz zaman siz bir kere parasını ödüyorsunuz. O yolu yapan patrona harcını veriyorsun. Yetmiyor, onun vergisini de sen veriyorsun. Yetmiyor, bunlar hazine garantili olduğu için devlet üstüne her araba için para da veriyor mu? Devlet onun da vergisini veriyor. Oradan milyonlarca kazanan o alçaklar bir lira vergi vermiyor. İşte biz buna isyan ediyoruz. Bunu kabul etmiyoruz.
'MAAŞIMIZDAN ÖNCE VERGİMİZİ ALIYORLAR'
99’da bir deprem oldu. Özel tüketim vergisi çıktı. Ne dediler, ‘Zor günlerden geçiyoruz. Herkes birbirine yardımcı olsun. Depremde birbirimize yardımcı olalım. Ne yapalım? Deprem vergisi toplayalım’. Ne oldu? O deprem vergileriyle kendilerini, eşi, dostu, akrabayı zengin ettiler. 6 Şubat’ta geçen sene deprem olduğunda hepimiz sokaklarda çadırsız kaldık, evsiz barksız kaldık. Deprem vergisi diye para toplayanların yönettiği Kızılay, utanmadan halka çadır satan bir kurum hâline geldi. Yani zaten benden vergisini almış. Yarın öbür gün Allah göstermesin bir felaket olduğunda yardım etmesi gereken yer, bir felaket olduğunda ben buradan nasıl para kazanırım diye düşünüyor. Bir de hatırlayacaksınız, başkanı, ‘Vergi kaçırmak başka bir şey, vergiden kaçınmak başka bir şey’ diye vergi vermediğini ikrar ediyordu. Şimdi soruyorum, içinizde vergisini vermeyen var mı? Biz daha maaşımızı almadan, alın terimiz kurumadan, maaşımızdan önce vergimizi alıyorlar. Kiralar... Benim maaşım zaten karnımı doyurmaya yetmiyor. Çocuğumun okula giderken yanına koyabileceğim beslenmeye yetmiyor. Çocuklarımız biz okula, işe tasarruf edelim diye erken kalkıp yürüyerek gidebiliyorsak yürüyerek gidiyoruz. 1, 2, 3 liranın hesabını yapıyoruz.
'GERÇEKLERİ HALK DUYMASIN DİYE ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR'
Adam bizim maaşımıza zam yapmıyor. Bir de diyor ki, ‘Ev kiralarında yüzde 25 sınırını kaldırdım. Bundan sonra ev kiraları artabildiği kadar artsın’. Şimdi peki değerli arkadaşlar, soru şu değil mi? Bana maaşıma zam yapacağın zaman enflasyon artıyor. Bu ev kiralarına zam yapacağın zaman enflasyon artmıyor mu? Bu bankalar trilyonlarca kâr ederken enflasyon artmıyor mu? Büyük patronlar, zenginler, bunlar her gün daha zengin olurken enflasyon artmıyor mu? Meclis’te muhalefeti konuşturmamak için elinden geleni yapıyorlar. Bütün basını, medyayı abluka altına almışlar. Gerçekleri halk duymasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Biz başka bir siyaset anlayışını temsil ediyoruz. Sizden aldığımız görevle, sizden aldığımız sorumlulukla biz diyoruz ki, bizi hiçbir kuvvet engelleyemeyecek. Elimizden ne geliyorsa, canımız yettiğince gideceğiz, hırsızlıkları, yolsuzlukları anlatacağız. Bu iktidarın zenginlere hizmet eden, patronlara hizmet eden bir iktidar olduğunu her yerde anlatacağız. İşte bugün burada sizlerin yanındayız. Gördüğümüz neyse dilimiz döndüğünce onu size anlatmaya, sizinle paylaşmaya çalışıyoruz ama sizden rica ediyorum. Sakın ola sakın, bu iktidara teslim olmayın. Sakın ha sakın, bu iktidarın korku imparatorluğuna teslim olmayın. Bakın, biz çok kalabalığız. Biz hep beraberiz. Biz yan yanayız.”