Eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ifade verdi: Bütün sorumluluk bana ait
'Para sayma' soruşturmasında ifade veren eski CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, bina sahibiyle bedelin düşük gösterilmesi konusunda anlaştıklarını söyleyerek "Bu konuda bütün sorumluluk bana ait" dedi.
2019 yılında CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması sürecinde bir avukatlık bürosunda çekilen "para sayma" görüntülerinde suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla başlatıldığı duyurulan soruşturma kapsamında CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Çağlayan Adliyesi'ne geldi.
Görüntülerin sosyal medyaya yansıması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuya ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. CHP İstanbul İl Başkanlığı da görüntüleri yayanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağını duyurmuştu.
"SÖZ KONUSU İFADELER VE HABERLER GERÇEK DIŞIDIR" AÇIKLAMASINI YAPMIŞTI
Şu ana kadar binayı CHP'ye satan Ali Rıza Braka'nın da aralarında bulunduğu 7 kişi savcılığa ifade verdi. Bazı ifadelerde adı geçtiği belirtilen CHP İstanbul eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da 15:00 sıralarında adliyeye geldi. Adliye koridorlarında gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği Kaftancıoğlu, habercilere "Kolay gelsin... Beni özlemişsiniz, çıkışta görüşürüz" dedi. Kaftancıoğlu için, geçen hafta bazı basın organlarında yer alan haberler üzerine kısa bir açıklama yapılmış, "Bazı yayın kuruluşlarında önceki dönem CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun söylediği iddia edilen ifadeler yayınlanmıştır. Söz konusu ifadeler ve haberler gerçek dışıdır. Yalan haberleri yapan ve yayanlarla ilgili yasal süreç başlatılacaktır" denmişti.
Kaftancıoğlu ifadesinde, 2018 Şubat ayında CHP İstanbul İl Başkanı olduğunu ve partisine yakışan bir bina bakılmaya başladığını, bu nedenle "Bir tuğla da sen koy" dayanışma kampanyasını başlattıklarını söyledi.
Herkese katkı çağrısında bulunduklarını belirten Kaftancıoğlu, "Sarıyer'de avangart isimli bir projede satılık bir bina olduğunu ve bu binanın il parti binası için uygun olduğu yönünde arkadaşlarımdan tavsiye aldım. Bizzat yere giderek gördüm ve çok beğendim. Bunun üzerine emlakçı sitesinde bu binanın satışını yapacak kişinin telefon numarasını aranarak irtibata geçildi" dedi.
İl binasının satımıyla alakalı görüşme konusuna değinen Kaftancıoğlu, binanın sahibi olan kişinin avukat olduğunu öğrendiklerini ve görüşmeye başladıklarını, o tarihte Şişhane’deki il başkanlığında yüz yüze görüştüklerini ve mal sahibi avukatın 44 milyon TL'ye yakın bir bedel istediğini söyledi.
Pazarlık konularının gündeme geldiğini söyleyen Kaftancıoğlu, "Avukat bey mal sahibiyle görüşeceğini söyledi. Bina ile ilgili tapunun tarafıma gönderilmesini istedim. Bize tapular değil sözleşme protokolü gelmişti, tapusu yoktu" diye konuştu.
'BİNA SAHİBİ VERGİ ÖDEMEMEK İÇİN BEDELİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİNİ İSTEDİ'
Ardından mal sahibinin binanın gerçek değerini göstermek istemediğini, siyasi partilerin herhangi taşınmazda vergi ödemediğinden gerçek miktarın yazılmasını ısrarcı olduğunu ifade eden Kaftancıoğlu, şunları söyledi:
"Çünkü tapuda bedelin 24 milyon lira olması ile 41 milyon lira olması arasında partimiz açısından herhangi bir fark olmayacaktır. Ancak mülk sahibinin 1 yıl önce binayı daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığı için aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış. Uzun süredir bina arayışında olmamız ve binanın CHP İl Örgütüne çok yakışacağını düşündüğümden dolayı satıcının bize ilettiği tapuda rayicin üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir."
Kaftancıoğlu ayrıca avukat Gökhan Taşkapan’ın kendisi hakkında süreçten el çektirildiğine dair ifadesinin yalan olduğunu belirtti.
BAĞIŞ KAMPANYASINDA NE KADAR TOPLANDIĞI SORULDU
Savcının, bağış kampanyasından ne kadar toplandığını, makbuz verilip verilmediğini sorusuna Canan Kaftancıoğlu, yapılan bağışların bankaya yatan ya da resmi hesaba gönderilen paralar olduğunu, görüntülerdeki paraların bağış parası olduğunu, ancak makbuz kesilip kesilmediğini bilmediğini ifade etti. Kaftancıoğlu, bina satın alma sürecinde parti olarak kimseye komisyon vermediklerini dile getirdi.
Savcı, resmiyette 24 milyon TL olduğunu, elden 15 milyon 510 bin TL verildiği, geriye kalan 1 milyon 490 bin TL’nin kime verildiğini sordu. Bu soruya karşılık Kaftancıoğlu, bina sahibi Ali Rıza Braka'ya 17 milyon TL verileceğini bildiğini, ancak ofiste paranın tamamının ödenemediğini, geriye kalan tutarın tapunun devredileceği gün verme konusunda anlaştıklarını söyledi.
Özgür Nas ve Can Poyaz’ı ofise kimin yönlendirdiği sorulan Kaftancıoğlu, kendisinin o gün İstanbul'da olan dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na siyasi çalışmalar için eşlik ettiğini, kimseye bir talimat vermediğini dile getirdi.
Kaftancıoğlu, 17 milyon TL'nin elden verileceğini bildiğini, avukat ofisinde buluşulmasının fikrinin kendilerinin fikri olmadığını belirterek "17 milyon TL'yi kimin ofise getireceğini ve parayı nereden temin ettiklerini bilmiyorum. Ofise giden kişilerden sadece Özgür Nas'ın orada olacağından haberim vardı. Diğer kişilerin orada olduklarını bilmiyordum" dedi.
'TUNCAY YILMAZ’I TANIMIYORUM'
Savcı görüntülerdeki kişilerin kim oldukları sordu. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu görüntülerde elinde para olan Tuncay Yılmaz’ı tanımadığını söyledi.
Savcının, 17 milyon TL'nin toplandığını ve o gün satıcıya teslim edileceğini nereden bildiğini, paydaşlar tarafından toplandığını beyan ettiğini, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın paraları sayarak tutanak tuttuğunun görüldüğünü açıklamasını istedi. Kaftancıoğlu ise, "Tuncay Yılmaz'ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Tuncay Yılmaz'ın orada olması bana da garip gelmiştir" dedi.
'CHP ALEYHİNE SİYASET ELİYLE YÜRÜTÜLEN BİR SEÇİM KAMPANYASI'
Savcı, Ali Rıza Braka'ya elden ödenen 17 milyon TL'nin parti gideri olarak veya herhangi bir kayıt altında resmi bir belge olup olmadığını sordu.
Canan Kaftancıoğlu, 17 milyon TL’nin bir kısmının tutanak altına alınmamış veya makbuz kesilmemiş olabileceğini söyledi.
Kaftancıoğlu, "Ancak benim bunları bilebilmem mümkün değildir. Ben bu 17 milyon TL'nin parti gideri olarak kaydedilip kaydedilmediğini bilmem mümkün değildir. Siyasi Partiler Kanunu'nda parti giderlerinin nerede ve nasıl kayıt altına alındığı açıkça belirtilmiştir. Bu konuda gider kaydı tutmak benim görev alanımda olan bir şey değildir. Seçime 9 gün var, yasa dışı kamera görüntüleriyle yürütülen soruşturmanın CHP aleyhine siyaset eliyle yürütülen bir seçim kampanyası olduğunu düşünüyorum" diyerek suçlamaları reddetti.