Gazeteciler, MHP'lilerin hedefinde: Abdulkadir Selvi de nasibini aldı

Abone ol

MHP’li kurmaylar Semih Yalçın ve Feti Yıldız, Sinan Ateş cinayetini gündeme getiren gazetecileri hedef gösterdi. Bu ikilinin hedef gösterdiği gazeteciler arasında AKP politikalarına uygun yazılar yazan Abdulkadir Selvi de yer aldı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün CHP Genel Merkezi’nde CHP lideri Özgür Özel’le görüşmüştü. Erdoğan’ın bir sonraki görüşmesi ise Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile oldu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu görüşmelerden önce grup toplantısında taktığı yüzük çok konuşulmuştu. Bahçeli’nin sosyal medya hesabından da paylaşılan fotoğrafta yüzüğün üzerindeki “Allah bana yeter” yazısı dikkat çekmiş; bu yüzük Meclis muhalefet kulisinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mesaj” olarak yorumlanmıştı. Erdoğan’ın Sinan Ateş’in eşiyle görüşmesine ise MHP’liler şimdilik sessiz.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Erdoğan-Özel görüşmesinden sonra Bahçeli’nin verdiği yüzüklü mesajı değerlendirmişti. Selvi, Devlet Bahçeli’nin görüşme öncesindeki yüzüklü mesajını şöyle yorumlamıştı: “Semboller üzerinden mesaj vermeyi seven Bahçeli yüzüğündeki, “Bana Allah yeter” mesajını paylaştı. Bahçeli, böylece hem Erdoğan’a hem Özgür Özel’e, ‘İkinize de ihtiyacım yok. Gerekirse yoluma tek başıma yürürüm. Allah bana yeter’ mesajını verdi. Bahçeli daha önce de arka fonda Ferdi Tayfur’un şarkısının olduğu yürüyüş videosunu paylaşmıştı.”

MHP’LİLER GAZETECELERİ HEDEF ALDI

MHP Genel Başkan Yardımcıları Semih Yalçın ve Feti Yıldız, yaptıkları açıklamalarda bazı gazetecileri hedef gösterdiler. Bu gazeteciler içinde AKP’ye yakın isimlerden Selvi de var.

Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, "Halk TV, TV 100 ve Sözcü TV gibi solcu gazetecilere ekranı pazarlayan medya kuruluşları; Barış Yarkadaş, Bahar Feyzan, Ali Kemal Erdem, Osman Sert gibi MHP muarızı tipleri ekrana çıkararak partimize saldırmalarını sağlamaktadır. Şuuraltında MHP düşmanlığı şifrelenmiş olan gazeteci Abdülkadir Selvi de meşrebi ve tıyneti icabı, MHP muarızı koroya zaman zaman gönüllü olarak katılmaktadır. Medyada fitne ve bozgunculuğun nevi şahsına münhasır bir versiyonunu temsil eden Selvi, patlamaya hazır bir canlı bomba gibi taraflar arasında gidip gelmektedir. Selvi; vicdanı değil, ahlakı kanayanlarla birliktedir" dedi.

Feti Yıldız ise "Halk Tv’de 'Kırmızı Çizgi' adıyla yayınlanan programda, hangi mihraklara hizmet ettiğini, kimlerle irtibatlı ve iltisaklı olduğunu bildiğimiz Gözde Şeker ve İbrahim Kahveci isimli kişiler 'oyunuzda kan var' sözleriyle başlayan bir dizi lakırdıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli‘ye hayasızca saldırmışlar, hakaretler etmişler, iftiralarını peş peşe sıralamışlardır. Bu hakaret ve iftiralara hiçbir kişi ve kurum ifade özgürlüğü diyemez. Bu müfterilerle kanun önünde hesaplaşacağız" açıklamasında bulundu.

"Sol basında boy gösteren tiplerin kimi her hususta istihbarat edinen CIA ajanı, kimi politika uzmanı(!), kimi toplum bilimci(!), kimi bilirkişi(!) rollerini üstlenerek MHP aleyhinde algı oluşturmaya çalışmaktadır" diyen Yalçın, şöyle devam etti:

"MHP’yi savunmaya kalkan vicdan ve insaf ehli gazetecilereyse mobing ve linç uygulanmaktadır.

Yerel Seçimlerde alınan sonuçların şişirmesiyle coşan bu solcu gazeteciler, MHP aleyhtarlığında yarışa girmişlerdir.

2028’de yapılacak Genel Seçimlerin atmosfer ve şartlarının Yerel Seçimlere benzemeyeceği, Cumhur İttifakının ve MHP’nin o zaman da millet iradesine yön verecek güçte olduğu gerçeği onları taşkınlığa sevk etmektedir.

Cumhur İttifakı ve MHP’nin, gelecekteki seçimlerde etkin ve baskın bir rol oynayacağı aşikârdır.

Cumhur İttifakının güçlü ve MHP’nin müessir olması, CHP’nin müstakbel bir seçim başarısının önünde engeldir.

Bu olguyu tersine çevirmenin yolunun, MHP ile Ak Parti arasına fitne sokup Cumhur İttifakını yıpratmaktan geçtiği düşünülmektedir.

Marksist/sosyalist basın; CHP’nin Genel Seçimleri kazanmasının, Cumhur İttifakının zayıflamasına ve özellikle MHP’nin yıpranmasına bağlı olduğunun bilinciyle hareket etmektedir.

Bu yüzden 2028’de yapılacak Genel Seçimler için şimdiden kollar sıvanmış, aleyhimizde algı çalışmalarına hız verilmiştir.

Bu yüzden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı her görüşmeden sonra MHP’nin konumu sorgulanmaktadır.

Yukarıda adları geçenler başta olmak üzere bütün solcu gazeteciler, önce bir menfur cinayeti bahane ederek, sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasları üzerinden MHP’yi vurma çabasına girmişlerdir.

MHP’yle alakası bulunmayan bir cinayet davasına TV ve gazete yorumlarında ısrarla yer verilmesine sözde gerekçe olarak toplumsal vicdanın kanaması gösterilmiştir.

Hatta söz konusu cinayet davasının iddianamesinde MHP’lilerin ismi bulunduğu için bizim telaşa kapıldığımız vehmedilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın, muhalefet partileriyle temas kurması ise Cumhur İttifakının bozulacağı ve partimizin saf dışı kalacağının işareti olarak gösterilmeye çalışılmıştır.

Hatta bazı aklıevvel gazeteciler artık MHP’nin siyaset ikliminde yalnız başına kaldığını öne sürmüştür.

Tekraren altını çizmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, -Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yle zaman zaman görüşüp istişare ettiği gibi-, istediği siyasetçi ve kişiyle görüşebilir.

Bu görüşme ve temaslardan olmadık anlamlar çıkarmak; öküz altında buzağı aramak, kırılmayacak dala karga tünemesini beklemektir.

Ayrıca belirtmeliyiz ki solcu medya mensuplarının dillerine doladığı cinayet davasının iddianamesinde hiçbir MHP görevlisinin adı geçmemektedir.

Hâl böyleyken dava; solcu basın tarafından MHP’yi töhmet altında bırakmak, partimize zarar vermek, aleyhimizde algı oluşturmak için kullanılmaktadır.

Cinayetin aydınlanması için seferber olanlar, konu PKK’nın cinayetlerine gelince sessiz kalmaktadır.

Onlar, ellerine MHP aleyhine fırsat geçtiğini sanmaktadır ama biz, mahkeme süreci başladığında iddiası bulunan herkesi davet edeceğiz.

Mahkemenin sahte vicdan kanaması şovlarına değil, hakkaniyete, adalete ve delillere dayanacağını şimdiden hatırlatıyoruz.

Bu vesileyle partimiz hakkındaki iddia sahiplerinin ahlak, samimiyet ve incelik testinden geçeceğini duyuruyoruz.

Aile ve çocuk kavramı istismar edilerek vicdanlar kanatılmaya çalışılırken, terörle mücadelede anasız babasız kalan binlerce yavrumuzun ve mağdur olan ailelerin dramına sessiz kalınmaktadır.

Bir ailenin acısı provokasyona malzeme yapılırken, diğer taraftan binlerce ailenin kederleri karşısında suspus olunmaktadır.

Bir dava üzerinden MHP’yi delilsiz, belgesiz, ispatsız ve dayanaksız hedef alan marksist basın; binlerce vatandaşımızın polisimizin, askerimizin katillerini sorgulamaktan kaçınmaktadır.

Şimdi soruyoruz!

Marksist/sosyalist basın, şehit ailelerinin haklarını ve yaşanan mahkeme süreçlerini neden es geçmektedir?

Şehit ailelerinin hakları ve mağduriyetleriyle ilgili neden solcu TV kanallarında yayın yapılmamaktadır?

Solcu TV kanalları, çocukları terör örgütü tarafından kaçırılarak militanlaştırılan ailelerin, Diyarbakır annelerinin feryadına neden kulaklarını tıkamaktadır?

Malum kanalların, aynı hassasiyetle PKK'nın acentesinde saf tutmuş sözde milletvekillerini, sözde politikacıları sorguladığı neden hiç görülmemiştir?

Bu kanallardaki MHP muarızı sunucu ve yorumcuların, Dem Partilileri PKK’nın cinayet ve eylemleriyle ilgili soru yağmuruna tuttuğuna niçin hiç şahit olunmamıştır?

...

Partimize dönük düşmanlık tiyatrosunun bir türlü bitmeyen prömiyeri ne kadar sürerse sürsün MHP, inandığı yolda kararlılıkla yürüyecektir.

Bu tiyatro ne kadar sahneye konulursa konulsun, milletten alkış almayacaktır.

Çünkü rol alıp rol çalanların kirli oyunu, gözler önündedir.

CHP ve yandaş basın yanlış hesap peşindedir.

Yanlış hesap mahkemeden dönecektir.

Allah; haklının yanında, doğrunun yardımcısıdır.

O, ne güzel vekildir."

FETİ YILDIZ: KANUN ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ

MHP'den gazetecilere yönelik bir tepki de Genel Başkan Yarımcısı Feti Yıldız'dan geldi. Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Halk Tv’de 'Kırmızı Çizgi' adıyla yayınlanan programda, hangi mihraklara hizmet ettiğini, kimlerle irtibatlı ve iltisaklı olduğunu bildiğimiz Gözde Şeker ve İbrahim Kahveci isimli kişiler 'oyunuzda kan var' sözleriyle başlayan bir dizi lakırdıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli‘ye hayasızca saldırmışlar, hakaretler etmişler, iftiralarını peş peşe sıralamışlardır. Bu hakaret ve iftiralara hiçbir kişi ve kurum ifade özgürlüğü diyemez. Bu müfterilerle kanun önünde hesaplaşacağız. Hangi nam altında olursa olsun özürlerini de kabul etmeyeceğiz" dedi.

TKP'den 1 Mayıs'taki sert müdahaleye suç duyurusu Siyaset Erdoğan’dan Özgür Özel’e Kıbrıs daveti Siyaset CHP'li Zeliha Aksaz Şahbaz Bakan Koca ile görüştü Güncel CHP'li İlgezdi'den Bakan Ersoy’a: Hukuksuz atanan yöneticiler ne zaman görevden alınacak? Siyaset