Soylu, ByLock’tan çıktı: Tehdit ettiği başsavcının son sözleri ne oldu?

Türkiye’de hukuk ve yargı kararları vatandaşların iktidara yakınlığıyla doğru orantılı olarak işliyor. Hukuk güvenliğinin teminatı hukukun üstünlüğü olması gerekirken; Türkiye’de yargılamalar cemaatler, gruplar ve suç örgütlerinin kirli pazarlıklarının gölgesinde yapılıyor.

Yargı, Fethullahçıların kumpaslarıyla sopa olarak kullanılırken, bir dönem onlarla birlikte olan AKP de benzer yöntemlerle menfaatleri için hukuku eğip bükmeye devam etti. Hukukun birilerinin sopası olmaya devam ettiği yıllarda en tartışılan isimlerden biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ydu. Soylu aynı zamanda hukuka ilgili biriydi ve bundan sık sık bahsediyordu.

HUKUK OKUMAK İSTEYEN SOYLU

Eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile sık sık isim vermeden tartışan Soylu, "Karar verdim, hukuk okuyacağım" dahi demişti. Şayet Soylu söylediği gibi hukuk fakültesini bitirse ve bir yargı mensubu olsa hakkındaki yolsuzluk, suç örgütleriyle iş tutma, FETÖ iltisakı iddiaları üzerine nasıl bir karar verirdi?

Hukuk okumak isteyen Soylu’nun en zorlanacağı konulardan birisi FETÖ geçmişi. İçişleri Bakanı olduğu dönemde atadığı mülki idari amirler FETÖ’den ihraç edilirken, Soylu’nun AKP öncesinde de Fethullahçılarla birlikte hareket ettiğine dair ifadeler vardı.

“İHANET EDİYORUMDUR” DİYEN SOYLU

Tarih 18 Temmuz 2020’ydi. Soylu apar topar telefona sarıldı, CNN Türk canlı yayınına bağlandı. Sebebi ise eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in, devlet içinde hala FETÖ'cülerin göreve getirildiğine dair sözleriydi. Hiddetle konuşmaya başlayan Soylu, Metiner’e sert sözlerle yüklendi ve “Bir tek FETÖ’cüyü göreve getirmişsem, bir tek FETÖ’cü göreve geldiyse ve bu söylenmiyorsa bu, ülkemize ihanettir. Ben getirmişsem ben ihanet ediyorumdur” dedi.

FETÖ’CÜLERİ ATAYAN SOYLU

Ancak ortaya çıktı ki Soylu kendi deyimiyle “ihanet” etmişti çünkü bu sözlerin ardından 100’e yakın kaymakam ve vali yardımcısı FETÖ’den görevden alınmıştı. Görevden alınan isimler arasında Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde atananlar vardı. 2020'deki vali ve kaymakam operasyonlarından bir yıl sonra da bir operasyon düzenlendi. 53 mülki idare amirinin "FETÖ ile bağlantıları olduğu" gerekçesiyle devletle ilişiği kesildi. Ve yine FETÖ’den ihraç edilenlerin Soylu döneminde atandığı ortaya çıkmıştı. Yani Soylu yine kendi deyimiyle “ihanet” etmişti.

Sadece bunlardan ibaret değildi Soylu’nun sık sık sözde “mücadele ettiği FETÖ” sicili.

FETÖ’YLE MÜCADELE EDEN YARGI MENSUBUNU TEHDİT EDEN SOYLU

15 Temmuz darbe girişiminden önce Tokat’ta bir başsavcı göreve başladı. Adı, Erdoğan Bayrakdar’dı. Ülkücü-muhafazakar kimliğiyle bilinen Bayrakdar, ilerleyen yıllarda FETÖ'nün mülki idare yapılanmasına dair soruşturma yürütmeye başladı. Ancak Bayrakdar, soruşturmayı ilerlettikçe işler başka bir boyuta ulaştı. FETÖ’nün mülki idare imamlarından Yusuf Acar’ın itiraflarıyla büyüyen soruşturma, Bayrakdar’ın elinden alınarak Ankara’ya gönderilmek istendi. Tam da bu sırada iddiaya göre Ankara’daki gizli toplantıda soruşturmanın üstünün örtülmesi kararı alındı ve kaymakamlar soruşturmasının Tokat’ta kalması konusunda anlaşıldı.

Başsavcı Bayrakdar soruşturmanın peşini bırakmayınca FETÖ iltisaklı kişileri atayan Soylu yine telefona sarıldı ve hiddetle konuştu. İşte o görüşmede neler olduğunu gazeteci Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “SS” adlı kitabında anlattı.

Pehlivan ve Terkoğlu’nun öğrendiklerine göre, telefona sarılan Soylu, Başsavcı Bayrakdar’a “Haddini bildiririm” demekle kalmadı ve soruşturulan FETÖ şüphelisi devlet görevlilerine sahip çıktı.

“Onlar gencecik ve temiz insanlar. Hem onları da alırsak görevden, kiminle çalışacağız” diyen Soylu’ya Bayrakdar’ın cevabı ise “Tarlalardan toplayın gerekirse, isterseniz bin tane vatan evladı bulursunuz” oldu.

Hukuk okumak isteyen Soylu, soruşturmaya müdahale etmekle de kalmadı. Söz konusu konuşmanın ardından Bayrakdar kışın ortasında Yargıtay’a “gönderildi.” “SS” kitabından öğreniyoruz ki Yargı kulislerinde Bayrakdar’ın “O dosyaya devam edilmemiz istenmedi. En çok üzüldüğüm nokta; devlet için mücadele ediyorum ama arkamdan darbe yiyorum. Kışın ortasında tayinimi çıkardılar. Terör soruşturmalarının dışına atıldım” sözleri yankılanıyordu.

Peki “ihanet eden” Soylu’nun bakanlık öncesindeki FETÖ sicili nasıldı?

FETÖ’CÜLERİN KOLLADIĞI SOYLU

FETÖ’cü firari eski savcı Zekeriya Öz için “Milletim adına, çocuklarım adına geleceğim adına müteşekkirim” diyen Soylu’nun adı ByLock yazışmalarında geçiyordu.

FETÖ’nün haberleşme ağı ByLock’ta, kimilerinin isminin baş harfinin geçmesiyle dahi tutuklamalar olurken Soylu’yla ilgili dikkat çeken ifadeler vardı.

Soylu’nun ismi FETÖ’nün iş dünyası yapılanması TUSKON’a açılan davada geçti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın topladığı deliler arasında saklı kalmıştı Soylu’ya dair sözler. “SS” kitabında, TUSKON davasının ek klasörlerinde bir ByLock yazışmasından bahsedildi. O yazışmada, İçişleri Bakanlığı’nın “Terör Arananlar” listesinde yer alan AKP medyasının “FETÖ’nün CHP’den sorumlu siyaset imamı” dediği Ahmet Hamdi Parlak’ın ifadeleri yer aldı. 23 Kasım 2015 tarihinde, iki Fethullahçının yaptığı yazışmada, Soylu’ya FETÖ’cülerin ev tuttuğu, araba aldığı, AKP’ye geçtiğinde ise Fethullah Gülen ile görüştüğünden bahsediliyordu.

Dava dosyalarında yer alan ByLock görüşmesi aynen şöyleydi: “Şeytan bu CFR19 (Ahmet Hamdi Parlak) ile ilgili kafamı çok karıştırıyor. Hem Soylu denilen ş...20 ile içli dışlı ol, ona araba bile al, Ankara’da ev tut, AKP’ye geçince H.E.’ye (Fetullah Gülen) gönder, 52 ilde evet mitingi yaptır, hizmete bu kadar küfretsin soysuz. Ve CFR’yi satmasın. Havsalam almıyor. Bunda bir bit yeniği aramak yanlış mı?”

Görülüyordu ki Soylu’nun FETÖ sicili hem bakanlığı sırasında hem de öncesinde epey kabarıktı. Peki kendi deyimiyle “ihanet” eden Soylu, istediği gibi hukuk okusa ve bir yargı mensubu olsa Bank Asya’da 1 TL’si bile olanın tutuklandığı düzende kendisi hakkında nasıl bir karar verirdi, ya da avukat olsa kendisini nasıl savunurdu?