'İktidarla kurulan gönül bağı eriyor': CHP'li Taşkın’dan 'Anadolu'ya yeniden şenlendirmek' çıkışı
Cumhuriyet Halk Partisi Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, Millet İttifakı’nın oy tabanını genişletmek için Anadolu’daki seçmeni daha iyi tahlil etmesi gerektiği söylerken Anadolu’da seçmeninin iktidarla kurduğu gönül bağının azaldığını dile getirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, Millet İttifakı'nın oy tabanını genişletmek için Anadolu’daki seçmeni daha iyi tahlil etmesi gerektiği söylerken Anadolu’da seçmeninin iktidarla kurduğu gönül bağının azaldığını dile getirdi.
Marmara Üniversitesi'nde öğretim üyesiyken Kanun Hükmünde Kararname ile devlet memurluğundan uzaklaştırılan Profesör Taşkın, Politik Yol sitesinde kaleme aldığı yazısında Anadolu’da Cumhur İttifakı’na oy veren seçmenin 'iktidara mecburiyet hissinin bütünüyle ortadan kalkmadığının' da altını çizdi.
Yüksel Taşkın, yazısına başlık olarak seçtiği 'Anadolu’yu Şenlendirmek' kavramını muhalefete önerirken Türkiye siyasetine de yeni bir kavram kazandırmış oldu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, "Anadolu'yu yeniden şenlendirmek, yani üretimle ilişkisini kurmak, bölge ticaretinin ve turizminin üssü haline getirmek, hak temelli bir bölüşüm siyasetiyle yan yana geldiğinde, kazanan haysiyet siyaseti olacaktır" diyerek bu siyasetin temel hedefinin ne olduğunu da ortaya koymuş oldu.
'MUHALEFET ÖZELLİKLE KÖYLERİ KAZANMAK ZORUNDA'
Yüksel Taşkın, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Anadolu’da başarılı olmanın yollarını ortaya koyarken kendi tanıklıklarına da dikkat çekti:
"Eğer oy tabanımızı genişletmek istiyorsak, özellikle Anadolu’da seçmenlerin iktidar partisine neden ülke ortalamasından daha fazla oy verdiklerini çok iyi anlamak zorundayız. Anadolu’da iktidar partileri devletle özdeşleştirilmiş durumda. Seçmen bir bakıma devlete oy verdiğini düşünüyor ve eğer iktidar değişmezse yine onlarla yol almak zorunda kalacağını hesaplıyor. İyi haber şu: İktidarla kurulan gönül bağı eriyor ama iktidara mecburiyet hissi henüz bütünüyle ortadan kalkmış değil. Muhalefet özellikle köyleri kazanmak zorunda. Bunun yolu da kentlerde etkili olmak kadar köyleri düzenli ziyaret etmekten geçiyor. Elbette kilit grubun muhtarlar olduğunu söylemeye bile gerek yok. Örgütlerin düzenli ziyaretleri, üyelik ilişkisiyle güçlendirilmeli.
Bir köye gittiğinizde orada partinizin saygın bir üyesi varsa size her kapı açılır. Partimiz her mahalle ve köyde üye sayımızı arttırmak için ciddi çaba harcıyor. Yakın zamanda sandık güvenliği çalışmalarından sorumlu olduğum Ardahan, Kars, Iğdır ve Ağrı illerini yeniden ziyaret ettim. Bir önceki ziyaretimde, üyemizin ve sorumlumuzun olmadığı mahalle ve köylerdeki durumu gözden geçirmiştik. Geçen sürede bu konuda önemli adımlar atılmış. Aslında burada önemli olan husus, artık örgütümüzün performans kriterlerini net biçimde belirlemiş olmamız. Hangi örgüt ne kadar genç veya kadın üye yapmış, üyemizin ve sorumlumuzun olmadığı mahalleler hangileri, sandık asil ve yedek atamaları ne durumda, öbek çalışmaları hangi aşamada hepsini dijital sistemimizden takip ediyoruz. Artık başarıyı ölçebiliyoruz."
ÖNCE ANADOLU’YU BİR ÜRETİM ÜSSÜ YAPMAK, SONRA 'ORTADOĞU BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI' OLUŞTURMAK
CHP’nin 2015 yılında büyük ses getiren “Merkez Türkiye Projesi”nin Anadolu’yu üretim ve ticaret üssü yapmayı amaçlayan entegre bir proje olduğunu hatırlatan Taşkın, bu projeyi daha da eteğe kemiğe büründürerek Anadolu’yu tarımla, üretimle zenginleştirmenin, Ortadoğu’da bölgesel barışı sağlamanın mümkün olduğunu vurguluyor:
"Anadolu’nun bir üretim üssü olmasının en önemli yollarından birisi de komşularımızla dış ticaret potansiyelini maksimum seviyede gerçekleştirmeye dönük bir stratejimizin olmasıdır. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı (OBİT) oluşturma arzumuzun en önemli etkenlerinden birisi, bölgeyi ticaret ve turizm bağlarıyla iş birliğine teşvik etmek, terörün beslendiği çatışmacı iklimi sonlandırmaktır. Doğu Akdeniz’in tarihinde, devletlerin çatışmacı siyasetlerine rağmen ticaret yoluyla toplumlar arasında güçlü bağlar kurulabilmesi bize önemli bir mirastır. Türkiye’nin bölgesinde ticaret ve turizmle kendisine açacağı yol, Avrupa ile ilişkilerine de güç olarak yansır.
Bölgesel ticaretin gelişmesi, Avrupa ile olan ilişkilerimizde de bize avantajlı bir zemin sağlayacaktır. Anadolu’nun üretimle bağını yeniden kurmak için tarıma yönelik politikalarımız hazır. Üstelik tarımda çalışan kadınların ve 30 yaş altı gençlerin primlerini de kamu üstlenecek. Böylece milyonlarca insan tarımdan geçinebildiği için büyük kentlerin varoşlarının edilgen nüfusuna katılmaya zorlanmış olmayacak."