Kadın emeği görülmüyor: 2 milyon ev işçisi güvencesiz, kayıtsız çalışıyor
Büyük bir bölümü kadın olan yaklaşık 2 milyon ev işçisinin sadece yüzde 2'si yasalarla korunan haklardan yararlanabiliyor. Ölümleri de iş kazası olarak kayıtlara geçmeyen, mobbing ve şiddet ile karşılaşan emekçilerin durumunu CHP'li Ayça Taşkent TBMM gündemine taşıdı.
GERÇEK GÜNDEM /
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent ev işçilerinin sorunları ile ilgili rapor hazırladı.
Ev işçilerinin güvencesizlik ve geleceksizlik kıskacında olduklarına ve kayıt dışı çalıştıklarına dikkat çeken Taşkent, “Haziran ayının 16’sı Uluslararası Ev İşçileri Günüydü. Bu tarih yüzümüzü ev işçilerine dönmemiz noktasında büyük önem taşıyor. Yine Haziran ayında maalesef Cumhuriyet Halk Partisi olarak acı bir kayıp yaşadık. Rize Kadın Kolları Eski Başkanımız Nurdan Ardal Tavukçuoğlu, evinin camlarını silerken hayatını kaybetti ve ev içi emeğin kurbanlarından biri oldu. Bu olay bize ücretsiz, sigortasız, güvencesiz şekilde çalışan ev işçilerinin mevcut durumlarının gündeme getirilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Sayıları tam tespit edilememekle birlikte bugün Türkiye’de sendikalardan aldığımız bilgiye göre 2 milyona yakın ev işçisi var ve bu işçilerin yüzde 90’ı kadınlardan oluşuyor. Bu işçiler kayıt dışı ve güvencesiz şekilde istihdam ediliyorlar. Düşük ücretlerle, düzensiz gelirlerle geçinmeye çalışıyorlar, cam silerken hayatlarını kaybediyorlar, tacize, şiddete maruz kalıyorlar. Bu derin sorunun çözümü bütüncül politikalarla ve iktidarın emek süreçlerine yönelik gerekli yasal düzenlemeleri yerine getirmesiyle çözülebilir. Konuyu TBMM’ye de taşıdık ve bu sorunun çözümünün takipçisi olacağız” dedi.
CHP’li Taşkent’in hazırladığı raporun dikkat çeken başlıkları şöyle oldu:
YAKLAŞIK 2 MİLYON EV İŞÇİSİNİN SADECE YÜZDE 2'Sİ KAYITLI
Hazırlanan raporda ev işçiliğinin sorunları noktasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin başat rolde olduğu belirtiliyor. Kadınların ev içi emeğinin görünmezliği ve ev işçilerinin yasal olarak güvence altında olmaması ev işçilerini her türlü sömürüye açık hale getiriyor. Ev işçilerinin sayısal anlamda tam olarak tespiti çok zor. Kayıt dışı çalışmanın yaygın olması bu hesaplamayı daha da zorlaştırıyor.
Ev işçiliği alanında örgütlenen sendikaların verdiği bilgiye göre ev işçilerinin sayısı 2 milyondan fazla. Kayıt dışı çalışma ev işçilerinin yaşadıkları en temel sorun. Ev işçilerinin sigortalılık sistemine dahil olmamaları ve istihdam edilişlerinin düzensizliği bu sorunu doğuruyor. Ev işçilerinin sayılarının tespitindeki yetersizlik kayıt dışılık tespitini de zorlaştırıyor. SGK verilerine göre, 10 günden fazla çalışan sigortalıların toplam sayısının 2022 yılı Temmuz ayında 42 bin 920 kişi ve bunun yüzde 92,2’si kadınlardan oluşuyor. Sendikaların verilerine göre sayısı 2 milyonu aşan ev emekçilerinin sadece 42 bin 920’si sigortalı olarak çalışıyor. Bu tartışmalar paralelinde Türkiye’deki ev işçilerinin sadece yüzde 2,1’inin sigortalı olduğu görülüyor.
EV İŞÇİLERİ ÇALIŞMA HAYATINA DAİR YASAL DÜZENLEMELERDEN YARARLANAMIYOR
Çalışma hayatına dair kanunlardan mahrum olma durumu, ev işçilerinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında tutulmaları, hak ve yükümlülüklerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenmesi ve ev işlerinin kendine özgü koşullarını dikkate alan özel düzenlemelerin bulunmaması ev işçilerinin en önemli sorunlarından.
EV İŞÇİLERİNİN ÖLÜMLERİ DE KAYIT DIŞI
Kayıt dışı çalışmanın yarattığı en temel sorunlardan biri de ev işçilerinin iş güvenliğinden yoksun olmaları. Bu sebeple, yaşadıkları meslek hastalıkları ve iş kazaları kayıt altında değil. Ev işçilerinin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında olmaları ve mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliği bu sorunu büyütüyor. Yaptıkları işin şekli nedeniyle birçok meslek hastalığına maruz kalan ev işçileri, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyorlar ve bu ölümler bile verilere yansımıyor.
ÜCRETLER AZALIYOR, YOKSULLUK BÜYÜOR
Ev işçilerinin somut ve belirli bir iş tanımının olmaması mesailerini belirsiz ve esnek hale getiriyor. Ev işçileri uzun saatler belirli bir mesai saati olmadan yoğun şekilde çalıştırılıyorlar. İş tamamlanıncaya kadar ya da işverenin talebine göre çalışan ev işçilerinin öğle arası/mola gibi süreçleri de tamamen işverenin rızasına bağlı olarak şekilleniyor. Asgari ücret kıstasına rağmen işin niteliği ve çalışma saatlerinin belirsizliği sebebiyle belirli bir ücret standardı olmadan düşük ücretlerle ve düzensiz gelirlerle çalışıyorlar.
10 EV İŞÇİSİNDEN 3'Ü ŞİDDETE VE MOBBİNGE MARUZ KALIYOR
Ev işçileri sendikal hak ve özgürlüklerden de mahrumlar. Ev işlerinin kendine özgü yapısı, iş standardının olmaması ve iş yerlerinin kişilerin özel haneleri olması gibi nedenler etkin bir sendikal mekanizmanın varlığını mümkün kılmıyor. Bu örgütsüzlük hali ise üretim alanı baskılarını tetikliyor. Sendikaların verdiği bilgiye göre Türkiye’de ev hizmetlerine giden her 10 kadın işçiden 3’ü cinsel fiziksel şiddete ve iş yerinde mobbinge uğruyor.