Kaftancıoğlu: Öfke en çok depremzedelerin hakkıyken devleti yönetenlere ne oluyor?
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, iktidar temsilcilerine "Bu halk, depremzedeler tarifsiz acısına rağmen, mağduriyetine rağmen mağrur durmayı başarıyor. Öfke, kızgınlık en çok onların hakkıyken devleti yönetenler size ne oluyor?" diye seslendi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, adlarını anmadan başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yardımcısı Fuat Oktay olmak üzere iktidar kanadından gelen açıklamaları eleştirdi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 10 saat arayla meydana gelen, başta Hatay olmak üzere Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adıyaman, Adana, Kilis, Diyarbakır, Elazığ ve Şanlıurfa'da da yıkıma neden olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından arama - kurtarma çalışmaları yetersiz kalmış, yurttaşlar yaşananlara isyan etmişti.
Erdoğan hem kendisini eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hem de "Enkaz bölgelerinde asker yok, polis yok" diyen depremzedelere çıkışmıştı:
"Bazı haysiyetsiz, açık konuşuyorum, namussuz kişiler kampanya yaparak ‘Hatay’da biz asker göremedik, jandarma göremedik, polis göremedik’ gibi yalan, yanlış iftiralar atıyorlar. Bizim askerimiz şereflidir, jandarmamız şereflidir, polisimiz şereflidir. Ama bu şerefsizlerin ağzına biz onları meze yaptırmayız."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay da ana muhalefet partisi liderini ve CHP'li belediyelerin yardım çalışmalarını hedef alarak "Siz kimsiniz, ne olduğunuzu zannediyorsunuz. 85 milyondan farklı mısınız? Devletin yapamadığını belediyeden gelen bir tane araç mı yapacak?" ifadesini kullanmıştı.
'SİZE NE OLUYOR?
Kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımda "Bu halk, depremzedeler tarifsiz acısına rağmen, mağduriyetine rağmen mağrur durmayı başarıyor. Öfke, kızgınlık en çok onların hakkıyken devleti yönetenler size ne oluyor? Söylediklerine bakıyorum da lütfen öfkenizi bari bu dönemde bırakın acıda ortaklaşalım hiç olmazsa" ifadesini kullanan Kaftancıoğlu, ardından şunları kaydetti:
"Bölgedeki vatandaşın hepimize her şeyi ama her şeyi söylemeye hakkı var. Bölgede acılarını çaresizliklerini, beklentilerini varsa teşekkürlerini ifade eden (nasıl ederlerle etsinler) insanlar o kadar o kadar haklı ki. Biz susalım ama onların seslerini kısmayalım."