Kobane Davası'nda tutuklu yargılanan isim isyan etti: 'Savcı IŞİD'i terör örgütü görmedi'

Abone ol

Kobane Davası'nda tutuklu yargılanan eski HDP MYK üyesi Alp Altınörs, 1 Ağustos'ta görülecek duruşma öncesi dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Altınörs, 5 bin 267 sayfalık mütalaayı değerlendirdi.

Kobane Davası'nda tutuklu yargılanan eski HDP MYK üyesi Alp Altınörs, 1 Ağustos'ta görülecek duruşma öncesi 5 bin 267 sayfalık mütalaayı değerlendirdi. Altınörs, "IŞİD’i terör örgütü olarak görmeyen savcılık, demokratik protesto çağrısı yapan HDP MYK üyelerinin TCK’daki en ağır ceza ile ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarını istiyor. IŞİD terörüne karşı çağrı yapmak suç değildir, demokratik protesto çağrısı suç değildir. Tweetten müebbet hapis çıkartıp, ömrümüze el koymak isteyen karanlığın dağıtılması, ancak demokratik dayanışma ile mümkün olabilecektir" dedi.

T24'ten Sibel Yükler'in haberine göre; mahkeme, 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane Davası’nda, savcının 5 bin 267 sayfalık esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapılabilmesi için sadece 27 günlük süre vermişti. Oybirliğiyle 1 Ağustos saat 09.30'a bırakılan duruşmada savunmalara başlanacak.

Davanın tutuklu sanıklarından eski HDP MYK üyesi Alp Altınörs, T24'e gönderdiği mektupta duruşma öncesi mütalaayı değerlendirdi.

'İDDİANAMEDEKİ GİBİ MÜTALAADA DA IŞİD’İN ÜZERİNDEN ATLAMIŞ'

HDP’nin 2014 yılındaki MYK üyeleri ve eş genel başkanları aleyhinde açılan davada, savcının mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaanın "skandal" niteliğinde olduğunu söyleyen Altınörs, "Savcılık, temel iddiasını; yani 'HDP MYK’nın 6 Ekim 2014 akşamında Twitter’dan yaptığı IŞİD karşıtı çağrının 7-8-9 Ekim’deki tüm şiddet eylemlerinin sebebi olduğu' iddiasını kanıtlayamadığı için alakasız pek çok konuyu ekleyerek mütalaayı şişirdikçe şişirmiş" dedi.

"Ama, tıpkı iddianamede olduğu gibi mütalaada da IŞİD’in üzerinden atlamış" diyen Altınörs, şöyle devam etti:

"IŞİD’i terör örgütü olarak görmeyen savcılık, IŞİD terörüne karşı, IŞİD’in Kobani’de gerçekleştirmek istediği soykırıma karşı demokratik protesto çağrısı yapan HDP MYK üyelerinin TCK’daki en ağır ceza; ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarını istemektedir. IŞİD’in Mürşitpınar Sınır Kapısını ele geçirip Kobane’yi dört bir yandan kuşattığı, Şengal’de yaptığı soykırımın aynısını Kobane’de de yapmaya giriştiği 6 Ekim 2014 akşamı yapılan bu protesto çağrısı aradan 9 yıl geçtikten sonra, siyasi amaçlı bir kumpas davası ile o dönem HDP MYK üyelerinin ömür boyu hapsine dayanak yapılmak istenmektedir. Bu tweetten müebbet hapis çıkartıp, ömrümüze el koymak isteyen karanlığın dağıtılması, ancak demokratik dayanışma ile mümkün olabilecektir.

'SAVCILIK, PEK ÇOK AİHM KARARINDAN ALINTI YAPARKEN DEMİRTAŞ KARARINA HİÇ DEĞİNMEDİ'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesin ve bağlayıcı Büyük Daire kararını aktararak bitireyim:
'Söz konusu üç tweet’te HDP o sırada silahlı terör örgütü IŞİD mensupları tarafından başlatılan askeri saldırıyla karşı karşıya olan Kobane halkıyla dayanışma çağrısında bulunmuştur… Mahkeme söz konusu çağrıların bir şiddet çağrısı olarak yorumlanamayacağı için siyasi söylem sınırları içerisinde kaldığı kanaatindedir. 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında meydana gelen şiddet eylemler, her ne kadar üzücü de olsa, söz konusu tweetlerin doğrudan bir sonucu olarak görülemez ve söz konusu suçlara istinaden başvuranın tutukluluğunu haklı göstermez.' (Demirtaş no:2 kararı, 24.12.2020, s. 327)

Kobane-Kumpas davasının mütalaasında, savcılık kendince yorumladığı pek çok AİHM kararından alıntı yaparken, doğrudan bununla ilgili olan yukarıdaki AİHM kararına hiç değinmediğini, bilmem belirtmeye gerek var mı?

'AİHM BÜYÜK DAİRE, HDP ÇAĞRILARININ ŞİDDET İÇERMEDİĞİNİ TESCİLLEDİ'

AİHM Büyük Dairesi’nin bu kararı, hem HDP çağrılarının şiddet içermediğini ve dolayısıyla herhangi bir şiddet eylemiyle arasında neden-sonuç ilişkisi kurulamayacağını tescillemektedir, hem de çağrının kast unsurunu; yani Kobane’ye saldıran IŞİD terörüne karşı dayanışma amacıyla yapıldığını saptamaktadır. Oysa bizler, bu çağrı gerekçe gösterilerek tam üç yıldır özgürlüğümüzden mahrum edildiğimiz gibi, şimdi de hakkımızda ömür boyu hapis cezası istenmektedir.

Son söz: IŞİD terörüne karşı çağrı yapmak suç değildir, demokratik protesto çağrısı suç değildir, soykırımı engellemeye çalışmak suç değildir. Kobane-Kumpas tutsakları, AİHM kararları uygulanarak serbest bırakılmalıdır."

AKP'nin baskısı arttı, iptal üstüne iptal Siyaset Akbelen'de direniş devam ediyor Güncel Kriz Nebati'nin şirketini vurmadı Siyaset Başsavcılıktan 'Alaattin Çakıcı' talimatı Siyaset