Köşe yazısıyla hedef almışlardı: MHP'nin Türkgün'ü HÜDA-PAR'ı görmezden geldi

GERÇEK GÜNDEM /

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili genel seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri için 14 Mayıs tarihini gösteren karara imza atmasının ardından siyaset kulisleri ve ittifak görüşmeleri hareketlendi. Son olarak AKP, MHP ve BBP'nin bulunduğu Cumhur İttifakı'na davet edilen Hür Dava Partisi (Hüda-Par) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri için Erdoğan'ı destekleyeceklerini duyurdu.

"EYALET SİSTEMİ, ÖZERKLİK VE FEDERASYON TARTIŞILSIN"

Bir dönem birçok yurttaşın ölümünde sorumlu tutulan Hizbullah'a yakınlığa ile bilinen HÜDA-PAR'ın programında yer alan ifadeler ise Türkiye'nin gündeminde. HÜDA-PAR'ın programında 1925 yılındaki gerici ayaklanmanın lideri olarak bilinen Şeyh Said'in yakınlarından özür dilenmesi, eyalet sistemi, özerklik ve federasyon konularının tartışılabilmesi ve ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazısının kurumlardan silinmesi gibi hedefler yer alıyor

HÜDAPAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu; Anayasa'nın ilk dört maddesinin değiştirilemez olmasına karşı çıkarken, yeni sivil anayasanın da ‘etnik aidiyet’e göre yapılmaması gerektiğini savunuyor.

MHP'NİN YAYIN ORGANI TÜRKGÜN HÜDA-PAR'I GÖRMEZDEN GELDİ

HÜDA-PAR'ın söylemlerinin ve hedeflerinin sosyal medyada hatırlatıldığı MHP'li isimlerden ise henüz bir açıklama gelmedi. MHP'nin yayın organı olarak bilinen ve başyazarlığını Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin danışmanlarından Yıldıray Çiçek'in yaptığı Türkgün gazetesi ise gelişmeleri görmezden geldi.

TÜRKGÜN'DE HÜDA-PAR HEDEF GÖSTERİLMİŞTİ

Türkgün'de yayımlanan 29 Mart 2021 tarihli Mustafa Önder imzalı yazıda ise HÜDA-PAR; "Hizbullah adlı kirli dinci örgütle bağı olduğunu yöneticilerinin de ifşa ettiği bir diğer Kürtçü parti" olarak tanımlanıyor ve faaliyet göstermesine izin verilmesi eleştiriliyor.

Mustafa Önder yazısında partisinin HÜDA-PAR'ın eski Genel Başkanı İshak Sağlam'ın "5 generalin bize dayattığı sözleri, kutsal metin haline getiriyoruz. Dokunulamaz olarak kabul etmek, gelecek nesillere ihanettir. ‘Asla dokunulamaz’ diye bir hükümle gelecek nesli ipotek altına almayı doğru bulmuyorum. Eğer yeni bir anayasa yapılacaksa ‘Değiştirilemez’ maddesinin gündeme gelmesi de teknik olarak mümkün değildir" sözlerini hatırlatarak şu ifadeleri kullanıyor:

"Bu kürtçü yobaz, bu 'ilk üç maddenin değiştirilemez oluşu'ndan rahatsız!

Rahatsızlığını ifşa eden ağzındaki bakla da şu:

'Kürt meselesi aynı coğrafyada yaşayan kardeşlerin kardeşlik hukukunun ihlali meselesidir. Bir dilin, bir medeniyetin, bir kavmin, bir kültürün yok sayılmasıdır!'

Acaba birileri bu Kürtçü yobazı ikaz edecek mi?

Birileri ona “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti” dendiğini hatırlatacak mı?

Bu ülkede 'Kürt meselesi” değil 'ırkçı-bölücü-dinci terör meselesi' olduğunu anlatacak mı?"