MHP'yle üçüncü yol arayışından İmamoğlu - Yavaş belirsizliğine: İYİ Parti'nin yeni rotası ne olacak?
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in seçim yenilgisi sonrası CHP'yi suçlayan açıklamaları ve yerel seçimlere dair 'ittifak karşıtı' çıkışı kafaları karıştırdı. Partide AKP ve MHP'yle birlikte hareket etmekten Ekrem İmamoğlu -Mansur Yavaş tandemine karşı aday çıkarmaya dek birçok tartışma gündeme geldi.
14 - 28 Mayıs'taki seçim yenilgisinin ardından uzun süre sessizliğe bürünen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Afyonkarahisar / Kocatepe'de kameralar karşısına geçerek sarf ettiği sözler, Mart 2024'te belediyeler için kurulacak sandık öncesi gözleri bir kez daha muhalefete çevirdi.
Akşener, tarihi haftalar öncesinden "Türk siyasetinde önemli bir başlangıç, İYİ Parti’nin yeniden şahlanış günü olacak" gibi sözlerle ilan edilen konuşmasında özetle 'müstakil bir siyaset' niyetini ortaya koyuyordu: "Kimsenin kapısını çalmayacağız, kimsenin ayağına gitmeyeceğiz, kimseye ittifak teklifi yapmayacağız. Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa ona uygun adımlar atacağız."
İYİ Parti lideri, seçim yenilgisine dair özeleştirilerde bulunurken oldukça kritik bir zamanda "Kıskaca alındık, dayatma var" gibi sözlerle terk ettiği, ancak daha sonra ikna edilerek geri döndüğü Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve kendisinin her fırsatta 'kazanacak isimler' olarak andığı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı hedef almaktan da geri durmuyordu:
"Ben, milletimizin omuzlarında taşıdığı, umudunu bağladığı bu iki arkadaşımızın, milletimizin bu tarihi çağrısına kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım. Onlara bu ateşten gömleği giydiremediğim için özür dilerim. (...)
(...) Keşke herkes, bizler kadar fedakar, bizler kadar yürekli olabilseydi. Ama maalesef olamadılar. Onlar adına da özür dilerim."
Bu konuşmanın bir 'özeleştiri' amacıyla yapıldığı düşünülürse, CHP kanadına sorumluluk yüklemekten öte bir söylemde bulunmayan Akşener, aslında İYİ Partililerin aylardır Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş üçlüsüne yönelttiği suçlamalar dışında yeni bir şey söylememiş oldu.
Akşener'den önce zaten benzer bir açıklamayı Temmuz 2023’te, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz yapmıştı: "Kendi adıma, geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum. Ve bu özrü, sadece seçimleri kaybettiğimiz için değil aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı elde etmek ve seçimleri kazanmak için kullandığı yöntemlerle yeteri kadar mücadele edemediğim için diliyorum."
İYİ PARTİ'DE KAFALAR KARIŞTI
Sonuç olarak bu 'tarihi' konuşmanın tek ve en önemli kısmı, Akşener'in yerel seçimlerde ittifak konusunda (özünde çok da net olmayan) bir tavır ortaya koyması oldu. Kafa karışıklığı da tam olarak burada somut bir hal aldı.
Peki seçim yenilgisiyle başlayan ve İYİ Parti liderinin CHP odaklı eleştirel açıklamasıyla boyutlanan süreçte hangi karşıt görüşler ortaya çıktı? Kronolojik olarak, kamuoyu karşısında verilmiş resmi demeçler ağırlıklı bir özet üzerinden ilerleyelim:
1) BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISI VE 'AKP – MHP İLE İTTİFAK' ÇATLAĞI
28 Temmuz'da T24'ten Eray Görgülü'ye konuşan İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, CHP ile hareket edilmesinin partiye zarar verdiğini savunarak yerel seçimlerde AKP ve MHP ile ittifak yapılması gerektiğini söyledi. Hatipoğlu ayrıca, diğer pek çok milletvekilinin de kendisiyle aynı fikirde olduğunu ileri sürdü.
Yanıt ise üç gün sonra bizzat İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu'dan geldi: "Ortaya konulan bu görüş vekilimizin kendisine aittir. Bu görüş partimizin kurumsal kimliğini temsil etmemektedir."
Ancak tartışma burada bitmedi. 11 Ağustos'ta bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha önce de defalarca "Yuvanıza dönün" çağrısında bulunduğu İYİ Parti'ye bu kez şöyle seslendi:
"Çağırdık dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına."
Bahçeli'nin çağrısı da İYİ Parti'de bir görüş ayrılığına yol açtı:
11 Ağustos - İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu: "Söz konusu tartışmaya ilişkin olarak partimizin görüşünü açıkça kamuoyuna iletiyor ve güzel ülkemizin temiz kalpli insanlarını, milliyetçilerini, vatanseverlerini, Türkiye sevdalılarını ülke ve millet hayrına İYİ Parti'de buluşmaya davet ediyoruz."
17 Ağustos - İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın: "Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, O’nu kuran Atatürk’ün izindeki Türk milliyetçisi kadroların ve Cumhuriyetimizin kurucu fikri olan Türk milliyetçiliğinin, devletimizi yeniden yönetmesi için komşuluk yetmez, yeni bir yol arkadaşlığına ihtiyacımız var."
Bu 'üçüncü yol' tartışması, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın Zorlu ve Akalın'a verdiği yanıtlarla kapandı:
12 Ağustos (Zorlu'ya): "Sayın Devlet Bahçeli’nin samimi ve yürekten çağrısına İP cephesinden yetkili yetkisiz devşirilmiş birkaç kişinin verdiği tutarsız ve kaçamak cevaplar, bu partide hüküm süren kendini ve aslını inkar çıkmazının bir başka yüzünü ele verdi."
21 Ağustos (Akalın'a) "Türk milliyetçiliği davasının 54 yıllık alemdarı ve bu davaya gönül verenlerin yuvası olan MHP'yi yok sayarak - milliyetçilik üzerinden- 3. bir siyasi yol inşa etmeye çabalamak, deniz üzerinde yürümekten farksızdır. İçinde MHP’nin yer almadığı bir siyasi eksende Türk milliyetçiliği davası gütmek, kurusıkı tabancayla hedefe ateş etmeye benzeyecektir."
2) HDP DESTEĞİNDEN RAHATSIZLIK
Meral Akşener'in 26 Ağustos'taki konuşması, özellikle "İYİ Parti olarak gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için bizim sırtımızda kurban kesen mevcut güç ve siyaset ilişkilerine destek arayan, bölücülerle görüşen hiç kimseyle herhangi bir yerde iş birliği yapmayacağız" ifadesi nedeniyle de yerel seçimler konusunda kafa karışıklığına neden oldu.
Akşener ve kurmaylarının CHP'ye yönelik eleştirilerinden bir diğeri de 2019'da iki kez gerçekleştirilen ve İmamoğlu'nun ilkinde 13 bin, iptal edilerek yeniden kurulan ikinci sandıkta 800 bin oy farkla kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleriyle ilgiliydi.
Partililer, 'AKP ve MHP'yle benzer şekilde PKK'nın siyasi uzantısı olarak niteledikleri HDP'nin desteğine vurgu yapılırken kendilerinin yok sayıldıkları' iddiasıyla şikayetçiydi.
O nedenle birçok kişi, bu sözleri seçime giden süreçte 'Yavaş'la birlikte ateşten gömleği giymesini istediği' İmamoğlu'na bir tepki / gönderme olarak yorumladı. İmamoğlu, Akşener'in konuşmasından bir hafta önce yaptığı açıklamada şunları söylüyordu:
"2019'da olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İstanbul Gönüllüleriyle tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum."
3) İSTANBUL VE ANKARA'DA KRİZ: İTTİFAK YAPILACAK MI, YAPILMAYACAK MI?
Akşener'in "Önümüzdeki yerel seçimlerde İYİ Parti olarak kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız. Yerel seçimi, genel seçim olarak okumadan, milletimizin iradesinin tecellisine imkan sağlayacağız" şeklindeki açıklaması ise, 2019'da yıllar sonra AKP'den muhalefete geçen İstanbul ve Ankara özelinde işleri daha karmaşık bir hale getiriyor.
Kulislerden yansıyan duyumlar "İki büyükşehirde de kendi adaylarını çıkaracaklar", "Hayır, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı destekleyecekler" şeklinde ikiye bölünürken, Akşener'in bu soruya verdiği yanıtlar da akıllardaki soru işaretlerini gidermiyor:
"Yerel seçimde ittifak zaten yok. Aday isimleri üzerinde anlaşmalar, uzlaşmalar olabilir. Şu an için de ortada üzerinde konuşulacak, uzlaşılacak isimler olmadığı için Kürşad Bey de bizim kendi adayımızı çıkaracağımızı söylemiştir. Prensip olarak uzlaşamadığımız her yerde adayımızı çıkarırız. Ortak adaylara kapalı değiliz ama bu her halükarda destekleriz anlamına da gelmez."
AKP ve MHP'yle ittifak' kapısının kapandığı düşünülürse, şu an için İYİ Parti'nin önünde iki yol var gibi görünüyor. Ya cumhurbaşkanı adayı olmalarını isteyecek kadar başarılı buldukları Mansur Yavaş / Ekrem İmamoğlu tandemine karşı aday çıkaracaklar, ya da tüm bu kaotik süreci yok sayarcasına geçmişte olduğu gibi bu belediye başkanlarına desteklerini yineleyecekler.
Bu noktada İmamoğlu ve Yavaş'ın adaylıklarıyla ilgili olarak henüz resmi bir açıklama yapılmadığını, ancak Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde "Belediye başkanlarımız çok başarılı. CHP'nin halka hizmet anlayışını çok iyi bir şekilde hayata geçirdiler. Bu nedenle belediye başkanlarımızın yeniden aday olmalarını ve hizmetlerini sürdürmelerini istiyorum. Bunu kendilerine de söyledim. Ben Ekrem Bey'in (İmamoğlu,) Mansur Bey'in (Yavaş) yeniden İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarına aday olmaları gerektiğini düşünüyorum" dediğini hatırlatalım.