Müsavat Dervişoğlu Grup Toplantısında Konuştu: İYİ Parti Başka Partilere Benzemez, Onu Yok Edemezsiniz
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. İYİ Parti'ye yönelik eleştirilere yanıt veren Dervişoğlu, "İYİ Parti başka partilere benzemez, onu yok edemezsiniz, onu sindiremezsiniz, onu yıldıramazsınız" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
- 85 milyondan esirgenen umut hakkının 22 Ekim’de terörist başına verilmesiyle hep birlikte tecrübe ettik. Bugün yaşadıklarımız ne yenidir ne de bir paradigmadır, 22 yıl önce Uluslararası lobiler tarafından Erdoğan’a teslim edilen daimi görevin vadesi gelmiş aşamasıdır. Asıl görevin adı, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Büyük Ortadoğu Projesine hazırlamaktır.' Bunun için Türk Milletinin hem milli hem de bireysel kodlarını değiştirmektir. Bu yolda Cumhuriyet kurumlarını çökertmek, hukuki ve ekonomik yapıyı da buna uygun hale getirmektir. Ortaklar değişse de hedef hep aynıdır.
"TERÖRİSTSİZ YOL YÜRÜYEMİYORLAR"
- 22 yıldır görev edindikleri 'Büyük Ortadoğu Projesi' kapsamında giriştikleri şey bir ilk değildir. Ama anlaşılıyor ki nihai mahiyettedir. Her dönem mutlaka yanlarına kattıkları bir terör örgütü ve uzantısıyla denediler. Şimdi de yanlarına aldıkları yeni müstakbel terör örgütleriyle deniyorlar. Yanlarına ortak diye aldıkları zaten teröristti ya da bir süre sonra ortaklarını terörist ilan ettiler. Her zaman söylüyorum ya bunlar teröristsiz yol yürüyemiyorlar. Yanlarına ya FETÖ'yü ya PKK'yı ya da başka silahlı örgütleri alıyorlar. İlk denemelerinde yine aynı bugün olduğu gibi, Bölücübaşından açıklamalar ve mektuplar bekliyorlardı. Ağustos 2009’da 'yol haritası açıklattılar', Terör örgütü silah bırakacaktı, bunun için ilk tiyatro gösterisi de Ekim 2009’da Habur rezaleti olarak yaşandı. Şimdilerde anlıyoruz ki, bugünün özenle seçilmiş İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da oranın, yani Şırnak’ın valisiydi.
"HİÇ KİMSE KÜRDE DERDİN NEDİR DİYE SORMADI"
- Şimdi içine biraz yeni paradigma, biraz misak-ı milli, yettiği kadar Kürt sorunu, çözüm ve terörle mücadele laflarını koymaktadırlar. Bu projenin nihayete ermesi açısından, Erdoğan ve bağlı bulunduğu müstevliler tarafından her zaman, en önemli kaldıraçlardan biri olarak, adına ısrarla 'Kürt sorunu' dedikleri mevzu kullanıldı. Bir kural hiç değişmedi; hiç kimse Kürde, bir vatandaş ve fert olarak nasılsın, derdin nedir diye sormadı. Çünkü onlar için, herhangi bir vatandaşın sorunu ne kadar önemliyse, Kürdün sorunları da ancak o kadar önemliydi.
"TÜRKİYE'YE KENDİLERİNİ KAYYUM OLARAK TAYİN ETTİLER"
- 2016 yılına gelindi, yani bugünkü ucube sistemin miladı, ortaklar arası devleti parselleme savaşının farklı bir aşaması olan 15 Temmuz kalkışması yaşandı. Milletin devletini sokaklardan topladığı o gecenin bedelini de millete yüklediler. Bu sefer de darbeci misin FETÖ'cü mü diyerek Olağanüstü Hal Yasasını günlük bir rutin haline getirdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisini bypass ettiler. Türk Milletinin iradesini bir faninin söz ve hırslarına prangaladılar. Bugün olağanüstü hal şartlarının, bize normal diye yutturulduğu bu mafya düzeni o günlerin somutlaşmış ve resmileşmiş halidir. Güpegündüz cinayetler işlenip, katiller izini kaybettirebildi. Mafyalar, suç örgütleri, devletteki hiyerarşinin bir parçası haline gelirken mal, can, ırz ve namus güvenliği kalmadı. Devlet acz içine düşürülürken korku imparatorluğu yaratıldı. Anayasa mahkemesini kapatmakla tehdit edebilir bir şuursuzluğa ulaştılar. Canlarının istediği şirketlere, dükkanlara nasıl çöküyorlarsa, belediyelere de aynı şekilde çökmeyi bir alışkanlık haline getirdiler. Türkiye’nin başına kendilerini kayyum olarak tayin ettiler, ses çıkaranı hapse attılar, onaylamayanı yok ettiler. İşte son 10 yılın kısa özeti budur.
"TÜRK MİLLETİNE KARŞI BİR KALKIŞMA"
- Bugün gözünün içine baka baka 50 bin kardeşinin katilini senin meclisine davet edebilmelerinin sebebi bu ahvaldir. Şimdi sana bu son nihai zehri verecekler. Bu uyku halini, bir ölüm haline çevirecekler. 'Filistin’de masumlar ölüyor' diye yaygara kopartanlarla 45 bin Gazzeli masumu katleden İsrail’in katliam makinesine odun atanlar nasıl aynıysa, sen Halep kalesine ve Şam-ı şerife bakarken büyük laflar ve büyük komplolarla oyalanırken senden Türklüğünü alacak olanlar işte aynı ellerdir. Açıkça anlaşıldığı üzere geçtiğimiz yıllar hazırlanan ve aylar öncesinde tekrar zerk edilmeye başlanan bu zehir bizim açımızdan her manasıyla bir kalkışmadır. Ele geçirdikleri devleti sevk ve idare eden iktidar ve ortakları Türk milletine karşı bir kalkışma içerisindedirler.
- Şimdi gözlerini bize dikmişler. İYİ Parti başka partilere benzemez, onu yok edemezsiniz, onu sindiremezsiniz, onu yıldıramazsınız.
"BUGÜN MECLİS'İN M'Sİ Mİ KALMIŞTIR?"
- Diyorlar ki, süreç Meclis’ten yürütülecekmiş, Millet Meclis’inin hangi yetkisiyle hangi süreç yönetilecektir? Bugün Meclis’in M’si mi kalmıştır? Diyorlar ki barış olsun-muş? Bugün barışın B’si yoktur. Çünkü iktidar, vatandaşlarına savaş açmıştır. Milletimiz, yoksullukla, işsizlikle, hayat şartlarıyla savaştadır, adaletsizlikle, ahlaksızlıkla savaştadır. Ayakta kalmaya çalışmaktadır. Peki soruyorum, siz, hanginiz kimle barışacaksınız?
Neyin savaşını kimler vermiştir de, şimdi barış yapılacaktır? Öldürülen asker, polis, öğretmen, mühendis Kürt, Türk, Alevi, Sünni savaşta mı ölmüşlerdir? Teröre savaş adını koymaya çalışanlar mı, Türkiye’ye barış getirecektir?
Buradan ilan ediyorum kandırmaya ve yerine koymaya çalıştığınız millet değil ahmak olan sizsiniz.
Bugün demokrasinin D’si yoktur. Demokrasinin hiçbir kurumunun kalmadığı, kimsenin ağzını açamadığı sivil toplumun köküne kibrit suyu ekilmiş Türkiye’de kimler, neyin müzakeresini, ne amaçla yapacaklardır.
Bugün, hukukun H’si yoktur. Bu halde adını bile koyamadıkları bir süreci, hangi hukuka dayanarak, neyle neticelendireceklerdir?
İşte bu sağlamayı yaptığımızda sonuçlar kendisini ele vermektedir. Çünkü birbirine bağlanan üç şey aynı anda gevelenmektedir: Suriye-PKK-Anayasa
Üçünün de bağlandığı noktayı tahmin etmen zor değildir. İmralı canisini sal, ömür boyu başkanlığı al!
"TÜRK MİLLETİNİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ"
- Buradan bir kez daha ilan ediyorum, elde ettikleri sayısal çoğunlukla Milli Mücadele’nin karargahı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok sayan, bundan aldığı güçle, Türkiye Cumhuriyeti devletini saraya peşkeş çeken, son olarak da üniter bütünlüğümüzü, milli bilincimizi ve millet kimliğimizi, etnik ve bölgesel parçalara ayırmak yolunda olan bu iktidar ve ortaklarıyla, onların gönüllü, gönülsüz, bilinçli ya da şaşkın işbirlikçileriyle bir arada olmayacağız. Adına ne derlerse desinler, açılım, demokrasi veya anayasa bizim için hiç fark etmez. İhanet şebekeleriyle, millet ve cumhuriyet düşmanlarıyla, kapalı kapılar ardında hiç bir görüşme ya da müzakere yapmayacağız. Bizim bu büyük milletten saklayacak bir planımız yok. Her şey bu milletin bilgisi dahilinde ve kamuoyuna açık bir biçimde yaşanacaktır. Bu nesebi gayrı sahih planı, Mondros gibi, Sevr gibi yırtıp atmak için sokaklarda, meydanlarda, Mecliste, nerede ve nasıl gerekiyorsa her yerde mücadele dönemi başlamıştır. Parolamız bellidir, Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz, Türk milletini böldürmeyeceğiz, cumhuriyetin niteliklerini değiştirtmeyeceğiz.
"BEN O KOLTUĞUN İLK VE GERÇEK SAHİBİNİ TANIYORUM"
- Benim saygım sana değil oturduğun koltuğadır. Çünkü ben o koltuğun ilk ve gerçek sahibini tanıyorum ve ona hizmet etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Oradan bana hakaret yağdırıyorsun ya, bana ve dava arkadaşlarıma. Şahsına bu zamana kadar gösterdiğim saygıyı, oturduğun koltuğun gerçek sahibine duyduğum saygının sadakası saymanı temenni ediyorum. Fazlasını hak ediyorsun ama benden şimdilik bu kadar. Fazlası da zaten bana yakışmaz.
"GİDENLERLE DEĞİL GELENLERLE MEŞGUL OLACAKSINIZ"
- Gidenlerle değil gelenlerle meşgul olacaksınız. Türk milletine olan görevinizi ve sorumluluğunuzu unutmayacaksınız. İYİ Partiyi bekleyen tarihsel göreve dört elle sarılacaksınız. O halde bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz. Bu evi el birliğiyle büyüteceğiz, bu cepheyi inatla geliştireceğiz.
İYİ PARTİ BU MİLETTİN SON KALESİDİR"
- Sevdası Türkiye, kaygısı Türk milletinin geleceği olan cumhuriyet değerlerine bağlı herkesi, Türkiye ve Türk milleti için birlikte yürümeye davet ediyorum. İYİ Parti, bu milletin son kalesidir. Bu devran değişecek, bu düzen böyle gitmeyecek. Tek adamlık mutlaka ama mutlaka son bulacaktır.